Vatikan'ın geleceği var mı? Abdullah Muradoğlu

Papa XVI Benedict'in Katolik aleminde şok etkisi yapan istifası bu havayı dağıtmaya yetmedi.

Vatikan'ın geleceği var mı? Abdullah Muradoğlu
09 Mart 2013 - 23:03

Uzun süredir skandallar dizisiyle sarsılan Vatikan'ın geleceği konusunda kimse iyimser olamıyor. Papa XVI Benedict'in Katolik aleminde şok etkisi yapan istifası bu havayı dağıtmaya yetmedi. Papa'nın kardinal iken verdiği konferansları yeniden okudum. 'Avrupa-Dayandığı düşüncelerin dünü ve bugünü' başlığıyla kitaplaştırılan konferanslarında 'Seküler Avrupa' ve 'Hıristiyan Avrupa' tarihiyle ilgili çözümlemeleri çarpıcı idi. Kitabının önsözünde Papa, 'Avrupa konusunu 21. Yüzyıl'ın küresel meydan okumaları kapsamında ele almak gerekiyor' diyordu. Avrupa'da geleceğe ilişkin karamsarlığa dikkat çeken Papa'nın söylediği şu sözler tehlikenin sadece bir yönüydü:

'Avrupa'da bugün, gelecek istememe gibi bir eğilim var. Gelecek demek olan çocuklar insanların gözüne bugünün tehlikeleriymiş gibi geliyor; sahip olduğu haklarında, yaşamlarından bir şeyleri götürüyormuş diye düşünülüyor. Geleceğe yönelik bir umut değil, bugünü sınırlayan bir şeymiş gibi görülüyorlar. Bu yaklaşımı yıkılma dönemindeki Roma İmparatorluğu ile bir karşılaştırırsak şunu görürüz: İmparatorluk, çöküntü halindeyken bile tüm organları işleyen büyük tarihsel tabloydu. Gündelik yaşamında, onu yok olmaya götürecek iç dinamiklerle beraber yaşamaya devam ediyordu. Çünkü biliyordu ki hayatını sürdürmesi için gerekli olan yaşam enerjisi tükenmişti ve yaşamak için onlara muhtaçtı.'

2005'de Papa seçilen Kardinal Ratzinger Avrupa'daki meydan okumalara etkili cevaplar üretemedi. Kitabında son sözler olarak 'Yalnızca Tanrı'yı dünyamıza sokabilirsek, yalnızca bunu yapabilsek, yeryüzü daha aydınlık ve dünya daha insancıl olabilir' diyen Ratzinger, 7 yıllık Papalık döneminde Vatikan'a bile Tanrı'yı sokamadı. Papa, sayısı binlerle ifade edilen çocuk istismarları, şaibeli finansal ilişkiler, çürümüş yönetsel sistem karşısında acziyet içinde kaldı. Ne ki istifası, 'Vatikan'ın geleceği' konusunda bir umut nişanesi olarak görülemiyor. Aksine istifanın 'Kelebek etkisi'ne benzer türde bir 'Felaket etkisi' yapması bekleniyor. Bu yüzden olsa gerek, 'newyorker.com'daki bir yazısının başlığını John Cassidy, 'Papa XVI Benedict'in felaket etkisi' olarak koymuş.

Cassidy, Vatikan'ın yüzleştiği problemleri bir bir sıralıyor. Buna göre, Almanya ve İrlanda'da gençler yığınlar halinde Kilise'den kopuyorlar. Bilhassa gelişmiş ülkelerde dini hizmet verenlerin sayısı azalıyor. Beyaz Katolik nüfusu, Beyaz olmayan Katolikler karşısında giderek eriyor. Brezilya başta olmak üzere pek çok ülkede Katoliklik, diğer inanç gruplarından gelen meydan okumalar karşısında güçsüz kalıyor. Gevşetilmesi beklenen 'Papazların bekarlığı' konusunda Papa bir çıkış yapmadığı gibi, 'Hıristiyan Avrupa' kimliğini bozan 'kürtaj' ve 'eşcinsel evlilikler' karşısında da etkili bir direnç gösteremedi.

Papa'nın, Papalık makamının kutsallığını parçalayan istifası, Hıristiyanlığın en eski kurumunun çöktüğünün ilanıdır. Çin Komünist Partisi'ne hükmeden yaşlı generalleri andıran 'Vatikan Kardinalleri' yeni papalarını seçecekler ama kimse artık Kilise'den 'mucize' beklemiyor. Papanın seçildiğini Vatikan'dan yükselen beyaz bir duman işareti ile anlayacağız. Papa'nın seçilemediğini söyleyen 'kara duman'dan pek de farklı görünmeyecek bu işaret. Zira 'Hıristiyan Avrupa'nın çöküntüsünü sahneleyen tarihsel bir anı imliyor.yenişafaktan alıntıdır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum