Robert Kolejinde Orhan Pamuk'u Ecevit'i yetiştiren 'abi' yok

İstanbul ve azınlıklar üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan tarihçi ve yazar Önder Kaya’nın yeni kitabı ‘Dünyanın Tam Orta Yerinde-Robert Kolej-İmparatorluktan Cumhuriyete Bir Okulun Tarihi’ Kronik Kitap etiketiyle okura sunuldu.

Robert Kolejinde Orhan Pamuk'u Ecevit'i yetiştiren 'abi' yok
09 Şubat 2022 - 09:18

ŞABAN ÖZDEMİR

Kitapta, Cami Baykut, Nurettin Topçu, Rıza Tevfik, Necip Fazıl Kısakürek gibi birçok farklı görüşten ismin öğretmenlik yaptığı, edebiyatta Halide Edip Adıvar, Ülkü Tamer, Talat Halman, Ayşe Kulin, Orhan Pamuk, Perihan Mağden, tiyatroda Haldun Dormen, Genco Erkal, Engin Cezzar, Nevra Serezli gibi isimleri yetiştiren okulun tarihçesinden eğitim sistemine pek çok bilgi fotoğraflarıyla birlikte yer alıyor. Kendisi de Robert Kolej’de tarih dersleri veren Kaya ile yeni kitabını KARAR okurları için konuştuk.

‘Robert Kolej-İmparatorluktan Cumhuriyete Bir Okulun Tarihi’ kitabı Kronik Kitap’tan yayımlanan tarihçi yazar Önder Kaya: “Robert Kolej’in diğer köklü okullardan farkı ‘abicilik’ kavramının olmaması. Muhafazakâr camiadan Necip Fazıl Kısakürek ya da solculuğu ile ön plana çıkan Cami Baykut gibi isimler eğitim kadrosunda. Kıbrıs çıkartmasında ABD’yi karşısına almaktan çekinmeyen Bülent Ecevit bu okulun mezunu. Milliyetçiliği ile ön plana çıkan Altemur Kılıç, Ecevit’in dönem arkadaşı. Tek tip öğrenci yetiştirmiyor. Farklı fikirlerin yaşam alanı bulabildiği bir eğitim anlayışına sahip.”

nder-kaya.jpg

Kitabınızın girişinde Robert Kolej denilince biraz karışık bir mirasın anlaşılması gerektiğinden bahsediyorsunuz? Nasıl bir miras bu?

Kolej 1863’te kurulmuş. Kısa sürede tüm Ortadoğu’nun en saygın kurumlarından biri olmuş. Amerika’nın kendi sınırları dışında tesis ettiği ilk yüksekokul. Esasen Kolej bünyesinde 1971’e kadar üç ana eğitim kurumu var. Bunlar Rumelihisarı’nda konuşlanan erkek kısmı yani Robert Kolej, yine aynı kampüs içinde yer alan Robert Kolej yüksekokulu -ki bu okul 1971’de Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüşecek- ve Arnavutköy’de bulunan Amerikan Kız Koleji. Şu an Robert Kolej bu sonuncu kampüste faaliyet gösteriyor. Rumelihisarı’ndaki yerleşke ise halihazırda Boğaziçi Üniversitesi’nin güney kampüsü.

Robert Kolej genel anlamda Türkiye’nin eğitim hayatının neresinde?

Şöyle söyleyeyim. Kolej sanıldığının aksine sadece Feyyaz Berker, İbrahim Betil, Nihat Gökyiğit, Hüsnü Özyeğin, Nejat Eczacıbaşı, İbrahim Bodur gibi önemli iş adamları yetiştiren bir kurum değil. Tiyatro ve edebiyat tarihimiz Robert Kolej’i çıkarırsanız epey kuraklaşır. Bu durumun oluşumunda Tevfik Fikret, Salih Keramet Nigar, filozof Rıza Tevfik, Refik Halit Karay, Faruk Nafiz Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar, Necip Fazıl Kısakürek gibi isimlerin kolej öğretmenlik yapmasının rolü büyük. Haliyle Kolej’den de Halide Edip Adıvar, Ülkü Tamer, Ayşe Kulin, Perihan Mağden, Nihal Yeğinobalı, Tomris Uyar, Yusuf Mardin, Orhan Pamuk gibi isimler yetişmiş. Tiyatro sahasında da her ne kadar toplumun genelince çok tanınmasalar da Prof. Dr. Fahir İz’in eşi Dorothy İz, Charles MacNeall, Hilary Sumner Boyd gibi tiyatro hocaları da Haldun Dormen, Çiğdem Selışık, Şirin Devrim, Genco Erkal, Nevra Serezli, Engin Cezzar gibi isimlerin yetişmesine vesile olmuş.
Birçok edebiyatçı, sanatçı var saydığınız bu isimler arasında.

Bu isimlerin ortaya çıkmasının ardındaki ne sizce?

Kütüphaneye ve kitaba verdikleri öneme vurgu yapmak lazım. Öyle ki 1971’de erkek kısmı Boğaziçi Üniversitesi’ne devredildiğinde bir üniversite için gerekli alt yapıya sahip bir durumda. Dersler de zaten tek düze işlenmiyor. Özellikle yabacı öğretmenler belli bir ders notu takip etmek yerine öğrencilere kütüphaneden bazı okuma ödevleri veriyorlar. Seçmeli derslerin çeşitliliği de yine dikkat çekici. Tıp, basın ya da mühendislik gibi alanlara yönelmek isteyen öğrencilere bu alanlarda gerekli alt yapıyı sağlayacak dersler söz konusu. Dergicilik eskiden de bugün de Robert Kolej’in öne çıkardığı unsurlardan. Pek çok araştırmacı ve edibin çıkmasını ben biraz da buna bağlıyorum.

Galatasaray, Kabataş, İstanbul Erkek liseleri gibi köklü kurumların öğrencilerine verdiği bir aidiyet duygusu vardır. Robert Kolej için de böyle bir durumdan söz konusu mu? ‘Robertli olmak’ diye bir kavramdan bahsedebilir miyiz?

Robert Kolej’in sanırım diğer köklü okullardan farklı olduğu en belirgin yan ‘devrecilik’ ya da ‘abicilik’ kavramının olmaması. Bir ‘kolejlilik’ ruhundan bahsetmek tabii ki mümkün. Koleje özgü field day denilen spor bayramı, charter day denilen kurucular günü gibi özel günler var. Mezunlar homecoming adı verilen okula dönüş gününde bir araya gelip eski günleri yad ediyorlar. Son zamanlarda yurt dışında yaşayan ya da eğitim gören mezunlar için ayrı bir homecoming daha yapılıyor. Bunlar kurumsal aidiyeti artıran olaylar. Mezunlara her üç ayda bir RC Quarterly adında bir bülten gönderiliyor. Bültende kolejde meydana gelen önemli gelişmeler, ölümler, evlilikler, ödüller gibi temalar ele alınıyor. Ayrıca Kolej kampüsünde yer alan Bizimtepe adı verilen sosyal tesis de kolej mezunlarının zaman zaman bir araya geldiği bir mekân.

Mezunlar halihazırda okula ciddi fonlar sağlamaya devam ediyor. Spor salonu Nejat Eczacıbaşı’nın, tiyatro salonu Suna Kıraç’ın, yemekhane Murat Karamancı’nın, kütüphane İbrahim Bodur’un, Fen bilimleri binası Feyyaz Berker’in, bilgisayar salonu Talat Sait Halman’ın, film kurgu merkezi Serdar Bilgili’nin adını taşıyor. Ayrıca mezunlar burs fonları da temin ediyorlar. Bu fonlar Anadolu’da orta ya da alt gelir seviyesine mensup bir öğrencinin geleceğini şekillendiriyor.

Türk eğitim sisteminde piramidin tepesindeki okuldan bahsediyoruz. Öğrencilerin Robert’e girmek için hem çok başarılı hem de ailesinin ciddi bir okul ücreti ödeyecek kudrete sahip olması gerekiyor. Bu durum aynı zamanda bir toplumdan daha ayrıksı bir grup yaratmıyor mu?

Kolej öğrencilerinin yüzde 25’inden fazlası burs alıyor. Bu da Robert Kolej’i bir zenginler kulübü olmaktan bir noktaya kadar koruyor. Kolejde başarı bursu verilmiyor. Zira koleje girmek için zaten yüksek bir puan dilimi içinde yer almanız gerek. Yani sınav sistemine göre hepsi başarılı öğrenciler. Bundan dolayı maddi durum göz önüne alınarak bir burs dağıtımı söz konusu. Bunun için kurulan bir komite başvuruları inceden inceye tetkik ediyor. En önem verilen konulardan biri öğrenciler arasında çeşitliliğin olması. Nitekim öğrenci alımında kız ve erkek öğrenci sayısında denklik olmasına bu konuda bir fırsat eşitliği oluşmasına dikkat ediliyor.
İlk yayın yeri:https://www.karar.com/kultur-sanat-haberleri/orhan-pamuku-eceviti-yetistiren-okulda-abi-yok-1650208


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum