M FURKAN KOCAASLAN:TOZLU RAFLAR

Yaşanmışlıklarla dolu, yıllara meydan okuyan kitapların bulunduğu tozlu raflar…

M FURKAN KOCAASLAN:TOZLU RAFLAR
25 Mart 2012 - 21:10

 

TOZLU RAFLAR

Yaşanmışlıklarla dolu, yıllara meydan okuyan kitapların bulunduğu tozlu raflar…

Kiminin yaprakları sararmıştır. Kiminin arasında yazılı notlar bulursunuz. Bazen önemli sözlerin  altı çizilmiş, kitaplar vardır. Yıllar önce basılmış, sonra bir başkası tarafından okunup atılmış, bir şekilde bir sahafın kitap raflarında sessizce yerini almış bekler. Yeni bir okur tarafından keşfedilmeyi bekler.

Elinize alıp sayfalarını çevirdiğiniz zaman, değişik bir duygu hissettirirler insana. Yeni alınmış, kullanılmamış bir kitaba benzemezler.  Zamanda yolculuk yaparsınız.

Tozlu raflarda duran bu kitaplar arasında yolculuk yaptığınız zaman, vaktin nasıl geçtiği anlaşılmaz bile. Hele ki baskısı tükenmiş bir kitabı didik didik  arayıp da o raflarda bulmuşsanız, o an sizden mutlusu yok demektir.

Bu duyguyu insana sahaflar yaşatıyor. Tüm o yaşanmışlıkla dolu kitapların arasında olmak büyüler insanı. Çıkmak istemezsiniz içinden.

Ne yazık ki Manisa’da sahaf kültürü yok. Bu yüzden baskısı tükenmiş herhangi bir kitabı bulmak çok zor oluyor. Ancak kitap arşivi geniş, bir sahaf var Manisa’da: Beşeri kitabevi.

Sahibi Mehmet Beşeri ile birlikte yıllardır Manisa’da hizmet veren kaliteli bir kitabevi. Aynı zamanda sahaf. En azından Manisa’nın sahaf eksikliğini bir nebze olsun gideriyor kesinlikle.

Kapısından içeri girdiğiniz an, onlarca kitap rafı sizi bekler. İçerisinde saatlerce oyalanabileceğiniz kadar kitap barındırır.

Bir keresinde içerisinde kitap raflarını dolaşırken, çok istediğim, 1969 basımı Mario Puzo’nun ‘’Baba’’ adlı meşhur romanını bulmuştum. Çok sevinmiştim o an. Hiç unutamam.

Ve yine çok daha fazlasını o terkedilmiş kitaplar arasında keşfedip almıştım.

İnsan ister ki keşke Manisa’da bu türden sahaflar çoğalsa. Daha çok nitelikli kitabevleri açılsa.

Yani gerçekten, şöyle bir İzmir’e gitmişseniz veya İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere gittiğinizde, insanın gerçekten gıptayla bakmaması mümkün değil. Çünkü nitelikli kitabevleri, sahaflar gerçekten çok fazla. Aradığınız kitabı bulabileceğiniz, ardından hemen kitabevinin içindeki koltuklara oturup kahvenizi yudumlarken, bir yandan da elinizdeki kitabı incelemek çok güzel bir şey.

Ama artık Manisa’da mı talep görmedi bilinmez ama hiç böyle girişimler olmadı ne yazık ki.

Manisa’nın buna gerçekten ihtiyacı var diye düşünüyorum. Neden her yere gereksiz, zaten her köşe bucakta olan, lokantalar, marketler, kafeler açılıyor? Bir anlam veremiyorum.

Dediğim gibi keşke daha fazla kitapçı görsek artık.

Neyse, konu nereden nereye geldi ama özetle tozlu raflar arasında dolaşmak güzel bir şey.

Yaprakları sararmış bir kitabı keşfetmek kadar güzel bir şey yok.  Hele ki  o kitabı alıp evde kahve eşliğinde okumak bambaşka bir şey.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum