"Molla Nasreddin'in" milli kaygısı

"Molla Nasreddin'in" milli kaygısı
06 Nisan 2024 - 16:13
Parlak Baba
 
7 Nisan 1906'da yayımlanan "Molla Nasreddin" dergisi, Mirza Celil'in hayata ve dünyaya karşı tutumunun olgun bir ifadesi olarak karşımıza çıktı. O dönemde yazar-şairin yazılarında Arapça-Farsça kelimeler kullanma ve yazılarında daha karmaşık ifadeler kullanma ihtimalinin daha yüksek olduğu düşünülüyordu. Ancak Mirza Celil tüm bu çerçeveleri yıkmış, edebiyat dilini milletin ruhuna ve diline yaklaştırmıştır. Büyük yazar, halkın yaşadığı felaketin nedenlerini anlaşılır bir dille göstermeye çalışmıştır.

Dergide yer alan karikatürler C. Memmedguluzade'nin fikirlerinin sanatsal bir ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır. O.Shmerling, I.Rotter, A.Azimzadeh gibi sanatçıların eserlerinde hayattan ve gündelik hayattan görüntüler kaçınılmaz olarak folklor unsurlarıyla zenginleştirilmiş, metinle (uzun metraj, hiciv, hikâye vb.) karıştırılarak onun eseri haline getirilmiştir. resimli ifade.
C. Memmedguluzade, ömrünün sonuna kadar vatan görevine sadık kalmış, milletimizi hurafe ve cehaletten kurtarmak, eğitmek, Anavatan evlatlarını yüksek bir eğitim ve düşünce düzeyine ulaştırmak için yorulmadan çalışmıştır. Azerbaycan basını birçok açıdan profesyonelleşmiş olsa da milli sorunlarımızın "Molla Nasreddin" tabirini tam olarak aşamadığımızı itiraf etmeliyiz. Yeni neslin sürekli yeni başarılara imza atması, gelişimin bir kuralıdır. Günümüzün Azerbaycan gazeteciliği, gazeteciliği ve edebiyat düşüncesi, hava ve su gibi "Molla Nasreddin"in ilgi ve bağnazlığına ihtiyaç duymaktadır, Azerbaycan ulusal basınının ders alınacak adreslerinden biridir.
***
Derginin kapağında yer alan karikatürde Molla Nasreddin, uyuyan hemşerilerimizi işaret ederek gülüyordu. Tasvir edilenlerden birkaçı derin uykudaydı, biri kalkıp esniyordu, diğeri ise tekrar uyumak üzereydi. Derginin amaç ve amacını son derece anlaşılır bir şekilde ifade eden ustaca bir karikatürdü. O karikatürün yazarı Oskar Schmerling'dir. Bu karikatürün en güzel anlatımı Molla Nasreddin'in ilk sayısındaki şu satırlarla başlayan şiiridir:
Kıpırdama bebeğim, aniden uyanma! Gözlerinizi açmayın, cehaletten uyanmayın! Şarkı söyle bebeğim, şarkı söyle! Uyu, kal, uyu!
O meşhur karikatür, Mirza Celil'in ünlü "Sana söyledim geldim" yazısının resimli anlatımıdır.
"Adem Bahçelerinden Geçmek": Derginin ilk sayılarından birinin kapağında yer alan bu karikatür, efsane Sırat Köprüsü'nden geçen bir genci anlatıyor. Yas tutanlar onu kendilerine çekmeye çalışırlar. Cehennemin alevleri göğe ulaştı. Ancak bu sefer öğretmen elini uzattı: Genç adamın öğretmenin yardımıyla bu korkunç durumdan kurtulacağı açık. Buradaki hayal ürünü düşüncenin aksine, büyük Mirza Celil'in 118 yıl önceki vizyonuyla oluşturulan karikatürde, gerçeklik mantığıyla dini mitolojinin sınırları aşılmış, milli düşünce her türlü yabancı düşüncenin üzerinde yükselmiştir. Dergi, okumanın ve eğitim almanın yurttaşlarımızın gözünü açacağını söylemek istiyor: Çünkü ülkeler ve milletler tarihte ancak bu şekilde yer almıştır.
***
Atasözleri ve atasözlerinin "Molla Nasreddin" şeklinde sunulması karikatürlerin içeriğiyle doğrudan ilgilidir: "Eşeğin kuvveti yoktur, Müslümanı ayaklar altına alır"; "Bir atı ata bağlarsan, han görecek ve şöyle diyecek: beni affet"; "Kaplumbağa kabuğundan çıkarsa abrozovanni olur"; "Çok yaşayan çok bilmez, çok uyuyan çok bilir"; "Uykulu bir kafa güvende olacaktır"; "Müslüman için gece ve gündüz birdir"; "Bir erkek kardeşinin sevgisinin kurbanı olan bir kız çocuğunun hayatı" ("İran İşleri"); "Bebeğim baldan tatlıdır, gözlerin aydınlanmasın"; "Diliniz aptal olabilir"; "Molla Plov'a söyle, bana Maraga'ya giden yolu söyle"; "Han kilo verdiğinde tebaanın ruhu ölür"; "Kendiniz hiçbir şey yapmayın, görenleri beğenmeyin" ("Bir Hacı"); "Düşman kalbimizi bir taraftan kestiğinde, sen de diğer taraftan kafamızı kesersin" ("Eski Müslüman"); "Şarkı söyleyen herkes Molla Panah olmaz ama minbere çıkan herkes molla olur."
Derginin 2. sayısında köpek dövüşleri ve koç dövüşleri anlatılıyor, Molla Nasreddin izliyor ve gülüyor. Resim Rotter'ın izniyle. Başka bir deyişle bir kaplan, bir tilki, bir kurt, bir ayı, bir koyunu insan derisine büründürmüştür. Bu tür görüntüler hayvanlarla ilgili masalları ve her şeyden önce "Tilki, tilki, tunkaki" masalını anımsatıyor. Karikatürlerde insandaki canavarlık ve kurnazlık tüm çıplaklığıyla anlatılarak okuyucuda net bir görüntü yaratılıyor.
Folklorumuzda tembel hayvan imgesine çoğunlukla masallarda rastlanır. Bu konuyla ilgili "Yemek yerken, ekerken değil, biçerken ortak kardeştir" diye bir saha oyunu da var. "Molla Nasreddin" adlı karikatürde tembel bir adam imajı ustaca yaratılmıştır: Kadının beline sarılı bir çocuğu, elinde ve başında bir su tası vardır. Yerde daha büyük bir çocuk tasvir edilmiştir. Adam şöyle der: "Hanım, Allah sana lanet etsin. Bu çocuk başımı aldı, gel götür.”
Rotter'ın bir başka fotoğrafında ise 3 adam oğullarıyla yemek yiyor, annenin sırtında çocuğu var, işi nedeniyle hâlâ yemek yiyemiyor. Burada kadınların haklarından mahrum bırakılması eleştiriliyor.
Bir diğer karikatürde ise Molla Nasreddin'in dövülmesi anlatılıyor. Şüphesiz bu M. Celil'in "Neden beni dövüyorsun?" sütunuyla bağlantılı olarak alınmıştır. Görüntü, "Buzağıyı çiviyle dövdüler" atasözünü hatırlatıyor.
İslam dinine ait pek çok öğreti Azerbaycan folklorunda da ifadesini bulmuştur. Etkisini folklorun birçok türünde görüyoruz. Dergi esas olarak insanların dini hakikatlere ulaşmasını, dini mitoloji mantığına göre "o dünya"ya kök salmasını eleştirip, insanların hayata ve gerçekliğe ayık, yaratıcı ve umutla bakmalarını tavsiye ediyor.
Bir kişinin dindarlaştıkça geçirdiği "gelişme" aşamasını yansıtan çizgi filmde, karakter 14 yaşında şaşkınlıkla dünyaya bakıyor. 24 yaşında zaten derviş, 44 yaşında emzirmeyen bir molla, sakalı ona zahiren heybet veriyor. 64 yaşında kilo almış, sakalı uzamış ve "bilgelik noktasına" ulaşmış.
Divanhana'yı tasvir eden karikatürde ileri gelenler sıra halinde oturuyor. Fakirlerin durumu yüzlerinden bellidir. Onlara bakan kimse yok. Fakirlerin parasının olmadığını biliyorlar. Yarı yürekli, yarı mutlu bir kaz onların sorunlarını "dinler". Ancak 2 kazın dikkati bu tarafta pastayı kesmeye gelen kişinin üzerindedir. Birinin elinde şekerden bir kafatası var. Kadın örtülü, biraz uzakta. Görünüşe göre birkaç kişi tanık. "Molla aşıyı gördü, Kur'an'ı unuttu" sözü buraya uygundur.
Başka bir resim "Meclisi - adab. Buna mollaların toplantısı denir. Mollalar emmesin, sıra halinde oturuyorlar. Ahlaki konular hakkında düşünmedikleri hissedilmektedir.
***
Molla hastaya şöyle diyor:
- Canım, uyarın kesinlikle doğru.
Kitapta şunlar yazıyor:
- Bu duayı kaynatın, suyunu için, iki saatte bir söyleyin: Ya gadduh, ya badduh...
Burada insan tanıtımı eleştiriliyor.
Bir annenin oğluna söylediği şarkı: "Kuzumu yatır, gözlerimi yatır, uyu, büyülerini bir Müslümana sat."
Folklordaki laila türünün ironik anlatımı, "Molla Nasreddin" tarzında ilginç ve gerekli bir üslubun yaratılmasına yol açmaktadır.
Uygun karikatürlere odaklanalım:
Bir karikatürde damat uyuyor ve kulağında çalan yüksek sesli müzikle uyanmıyor. Yanındaki şişede şarap var. Birisi bacağını ovuşturuyor.
***
Birini dövüyorlar, uyanmıyor.
Molla Nasreddin: "Dövmekten yorulduk, ağacım kırıldı ama bu zavallı adam aniden uyanmadı."
Tanıtım eleştiriliyor.
Dergide horoz, köpek ve koç dövüşlerini anlatan karikatürlere rastlıyoruz. Azerbaycan yaşamında zaman zaman yaşanan bu tür anlar folklorumuzda da bulunmakta ve kaynağını buradan almaktadır.
***
"Aftafa - Nuh'un zamanından beri kullanılıyor. Ağırlık iki 12 girvenka koydu. Buradaki "Nuh'un meskeni" ifadesi uzak geçmişe gönderme yapmakta olup folklorda yaygın olarak kullanılan bir motiftir. Başka bir deyişle, bu tür davranışlara şu anda bile rastlanıyor. Tembellik, başkalarını kıskanmak, başıboşluk ve gurur gibi nitelikler "Molla Nasreddin"e yönelik eleştirilerin ana hedefleri arasındadır.
10 numarada güreşçilerin dövüştüğü tasvir edilmiştir. Trompet çalındı. İnsanlar endişeyle olacakları izliyor. Bu nokta destanlarımızdaki pehlivan güreşlerine benzemektedir, folklordan gelmektedir. Ancak derginin amacı halkımızın gözünü açmak, hayata karşı ayık bir tutum oluşturmaktır.
***
Şikar'a giden bir damat yollardan yıldırım gibi geçer. Yetenekli avcılığıyla cesaretini kanıtlayacaktır. Burada aklıma gelen atasözü: "İnsanlar gider kuş getirir, Shaqgulu ise baykuş getirir."
Bir görselde şöyle tasvir ediliyor: İnsanlar polisin elini öpüyor. Aksi halde polis onları dövüyordu. Dergide buna uygun bir atasözü verilmiş, yoruma gerek yok: "Ne koyarsanız o çıkar."
15 numarada kadın şenlik ateşinden ayrıldı ve çocuğu şenlik ateşinin üzerinden atladı. Ateş, insanların içsel arınma güdüsü olarak düşünmesinde önde gelen güdüdür. İşte affetmeye ilişkin bir inanış: "Affedildin, özgürsün, her derde devasın."
26 numarada 6 kişinin büyük kasedeki yemeği yemeyi bitirdiği anlatılıyor. Sonunda “Ben ölürüm, sen yersin” başlıyor. Burada akla gelen atasözü: "Yemekle doyamayan, yalamakla da doymaz".
36. sayıdaki "Günün Tutulması" adlı karikatür, insanların yaşadığı korkunç heyecanı anlatıyor. Folklorda bu konuyla ilgili mitolojik metinler bulunmaktadır. "Molla Nasreddin", halkın hala güneş tutulmasının sebebini bilmediğini yazıyor. Karikatürün altında "Allah bize merhamet etsin" yazıyor.
Derginin tüm sayılarını analize dahil etmek mümkün değildir. Her halükarda "Molla Nasreddin" tarafından gündeme getirilen ve basına aktarılan sorunların çağımızla son derece alakalı olduğu sonucuna varılabilir. Dergide yer alan yazıların karikatürlerle desteklenmesi veya bunlardan veya diğer yazılardan bağımsız olarak bağımsız karikatürlere yer verilmesi, insanların düşünmesine ve belli sonuçlara varmasına ciddi bir ivme kazandırmıştır.
Geçen yüzyılın başında J. Memmedguluzade, M. A. Sabir, A. Gamkusar, A. Nazmi, O. F. Nemanzade ve diğerleri. milletin eksikliklerinin eleştiriyle düzeltilebileceğine inanıyorlardı. "Molla Nasreddin"in gündeme getirip basına aktardığı sorunlar çağımız için çok önemlidir. Azerbaycan'ın kamusal düşüncesinin bir sonraki aşamasında "Molla Nasreddin" gibi milli kaygılarımızı ve taassubumuzu geliştirmeliyiz.
Not: Yazı ilk olarak 2 Nisan 2024 tarihinde https://www.turkustan.az/news/authors/78425 yayınlanmıştır.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum