İran'ın Norduz Çıkmazı ve Karabağ'ın Özgürleştirilmesi - Enver Zarif

İran'ın Norduz Çıkmazı ve Karabağ'ın Özgürleştirilmesi - Enver Zarif
21 Ekim 2020 - 14:20

Günümüzde, Ermenistan-Azerbaycan arasında şiddetli devam eden çatışmalar yaşanıyor. Gerek Azerbaycan liderliğinin kararlılığı gerekse cephe genişliği, Karabağ’ın özgürleştirilmeye oldukça yakın olduğuna işaret ediyor. Bütün bunlar, Rusya’nın alışıldık dışı, yumuşak müdahalesiyle birleşince iki kadim dostta panik havası uyandırıyor: İran.

İran, çeşitli etnik, din ve mezhepleri barındıran bir ülkedir. Ülkenin resmi dilinin Farsça olmasına rağmen, Farslar nüfusun %50’sini bile oluşturmamaktadır. 1925’den sonra yürürlüğe konulan Fars milliyetçiliği, ‘İrani bir ulus’ inşa etme sürecinde başarısız olmuştur. Bu sebeple İran için milliyetçi bir hareket ‘İran’a ölümcül bir yara’ olarak görülmektedir. Bu etnik kargaşada nüfusun büyük bir bölümünü Türkler oluşturmaktadır. Güney Azerbaycanlı milli aktivistler, 80 Milyonluk nüfusa sahip İran’da 40 milyonu aşkın Türk olduğunu tahmin etmekteler. İran eski Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi de 18 Ocak 2014 tarihinde “İran’ın %40’ı Türkçe konuşur” diyerek utangaç bir şekilde benzer bir sayıyı dillendirmiştir. Son dönemde artan internet kullanımıyla İranlı Türkler arasında yaygınlaşan Türk milliyetçiliği ise İran için birincil güvenlik sorunu olarak görülmektedir. İranlı gazetecilere göre İranlı Türklerin %70’i Türkiye kanallarını izlemekte, haberleri Türkçe takip etmekteler. İranlı Türkler, tarihi olarak Azerbaycan’a ait olan Güney Azerbaycan için bağımsız bir statü talep ederek bu çıkmazı daha da derinleştirmekteler. 

Bütün bu sebeplerle İran, Azerbaycan’ın bir gün hak talebinde bulunacağı endişesiyle Ermenistan’ı bir ‘politik gerilla’ ya da ileri karakol olarak kullanmakta, Azerbaycan’ı, Ermenistan’la susturup sindirme yolunu denemektedir. İlaveten, Ermenistan’ın İran’dan bulduğu asıl desteğin çarpıcı kısmı şudur: Türk dünyası ve Türkiye arasındaki bariyer olan Ermenistan etkisizleştiği takdirde oluşacak Türkiye-Türkistan karayoluna engel olmak. İran’ın proxy gücü olan Lübnan Hizbullah’ı eski genel sekreteri Subhi al-Tufayli de geçtiğimiz günlerde bu tezi doğrular nitelikte bir açıklama yapmıştı. Açıklamada şunları söylüyordu Tufayli: “İran Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin Doğu Asya’daki Türk etnik kökenli başka ülkelerle coğrafi olarak iletişim kurmasını engellemek için İran’ın Ermenistan’a yardım edeceğini bize söylemişti.”

İran bu noktada geleneksel müttefiki Ermenistan’ı desteklemek istese de  hareket alanı bulmakta fazlaca zorlanıyor. Zira geçtiğimiz günlerde İran’dan Ermenistan’a Norduz sınır kapısından gönderilen tırlar dolusu askeri araçlar İran Türklerini çok öfkelendirmiş, bütün Güney Azerbaycan’da şiddetli protestolar baş göstermişti. Protestoları polis şiddetiyle bastıran İran; aralarında öğrenciler, işçiler, akademisyenler ve yazarların olduğu protestocuları tutuklayıp bir günde cezaevine göndermişti. Zorbalıkla da olsa dinmiş olan protestolar, İran basınında histeriye ve ‘Türkleri kaybediyoruz’ endişesine sebep olmuştu. İran basınının çözümü ise Ermenistan’ın Müslüman bir ülke olduğunu yazmakla, sözde Ermeni soykırımı mağduru olan ve yıllar sonra ‘tesadüfen’ mezarı bulunan bir Ermeni’nin ailesiyle röportaj yapmak arasında çeşitlenmiştir.

Sonuç olarak Karabağ sorunu İran için büyük bir çelişki ve ıstırap olmaya devam edecek fakat yakın gelecekte bölgede hiçbir şeyin aynı devam etmeyeceği artık İran yönetimi de fark etmiş durumda. İran Türkleri arasında hızla yayılan milliyetçi-Türkçü düşünceler, 100 yıldır ciddiye alınmayan ve geçiştirilen İran Türklerinin ilk kez endişeye sebep olmasındaki ana etkendir. Aynı zamanda bu fikirlerin, İran Türklerinin bağımsızlık yolunda attığı ilk keskin adım olmaya aday eylemlere de dönüşmesi sürpriz olmayacaktır.

Kaynak: ASASMEDYA - Haberler


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum