HALİL TURHANLI: İşçi sınıfına içeriden bir bakış

HALİL TURHANLI: İşçi sınıfına içeriden bir bakış
09 Ekim 2022 - 01:44

Richard Hoggart’ın kültürel çalışmaları başlatan temel bir kaynak olarak kabul edilen, 1957 tarihli ‘Okuryazarlığın Kullanımları’ kitabı Heretik Yayınları tarafından ilk kez Türkçeye aktarıldı. Kendisi de işçi çocuğu olan yazar kitabında işçi sınıfının bilincini, düşünce dünyasını, kültürünü kendi kökeninden yola çıkarak inceliyor, analizlerinde kişisel deneyimlerinden örnekler veriyor. İşçi sınıfını içeriden anlatırken, mesafe koymayı, sorgulayıcı olmayı da elden bırakmıyor...

HALİL TURHANLI

Richard Hoggart kültürel çalışmaların bir disiplin olarak gelişmesini sağlayan, hatta bu disiplinin kurucusu sayılan bir öncü. Birmingham Üniversitesi’nde Çağdaş Kültürel Çalışmalar Merkezi’ni kurdu; savaş sonrası İngiltere’de kültürel oluşum ve değişimleri inceleyen bu merkezin 1964-1973 arasında yöneticiliğini yaptı. UNESCO genel direktör yardımcılığını görevini üstlenmek üzere merkezin yöneticiliğinden ayrıldığında yerini Stuart Hall aldı.

Hoggart’ın kültüre yaklaşımı öncelikle Viktorya döneminin kültür eleştirmeni ve kültür yorumcusu Matthew Arnold’ın Britanya’nın düşünce hayatında uzun süre egemen ve etkili olmuş kültür anlayışından çok farklıdır. Arnold toplumun ancak bir düzen içinde varolabileceğini, kültürün de düzen kurucu ve düzen koruyucu bir güce sahip olduğunu ileri sürüyor, bugün bir klasik sayılan kitabının başlığıyla da belirttiği gibi kültür ve anarşinin karşıtlık içinde olduklarını vurguluyordu. Arnold’a göre kültürün zayıfladığı, dolayısıyla koruyucu işlevini yerine getirmediği bir toplumda anarşi kaçınılmazdı. O yeni zenginleşen ve ekonomik hayatta ağırlığını koyan orta sınıfın kültürsüzlüğünden yakınıyor; bunu İngiltere’nin toplumsal düzeni açısından çok sakıncalı buluyordu. Onun kültüre seçkinci bir bakışı vardı.

33.jpg

Arnold kültürü sınıfsal bölünmelerin dışında ulusal kimliği oluşturan bir güç olarak görüyordu. Oysa Hoggart kültüre yaklaşımında sınıf vurgusu yapar, işçi sınıfının özgün ve dirençli bir kültür yaratmış olduğunu ileri sürer, bu kültürü önemser. Ancak Hoggart’ın işçi sınıfı kültürüne yaklaşımı, bu kültüre ilişkin analizleri kültürel oluşum ve değişimlerin salt ekonomiye bağlı olduğunu ileri süren, kültürel değişimlerde ekonomiyi tek belirleyici olarak kabul eden vülger Marksizmin indirgemeciliğine de karşıdır.

Hoggart sosyal devlet politikalarının işçi sınıfı çocuklarına sunduğu eğitim imkânlarının önemini hep vurguladı. Gerçekten, bu politikalar sayesinde işçi sınıfı kökenli gençler iyi eğitim görme, iyi meslekler edinme, kamu sektöründe çalışma imkânı bulmuşlar, böylelikle. sınıf yapılarının katılaştığı, donduğu bir toplumda sınıfsal hareketlilik gerçekleşmişti. Aslında ikinci büyük savaş sonrasındaki sosyal devlet politikaları sadece okul çağındaki çocuklara değil, yetişkin eğitimini de gündemine almış ve bu konuda kapsamlı sayılacak programlar oluşturmuştu. Hoggart bu eğitim programların da bir destekçisiydi, bu konuda raporlar hazırladı.

Hoggart esasında edebiyat eleştirmeniydi, esas ilgi alanı edebiyattı. 1960’da D. H. Lawrence’ın ünlü romanı ‘Lady Chatterley’in Aşkı’ ilk kez sansürsüz, tam metin olarak yayımlandığında yayıncı aleyhinde müstehcenlik dolayı dava açılmıştı. Uzman tanık olarak bilgisine başvurulan Hoggart kitabın edebi değer taşıyan bir roman olduğuna dair görüş beyan etmiş; sonuçta diğer tanık ifadeleri de değerlendirilerek beraat kararı verilmişti

Yayımlanan ilk kitabı da W.H. Auden üzerine yaptığı çalışmaydı. 1930’larda Auden ve kuşağının en önemli radikallerinin Marksizme bağlanmalarını takdir etmekle beraber onların işçi sınıfına yaklaşımını sorunlu buluyordu. Orta sınıf kökenli bu Marksistler işçi sınıfına hem acıma duygusuyla yaklaşıyorlardı, hem de himaye edici tavırlarında büyüklük taslayıcı bir yan da mevcuttu.

Hoggart’ın kültürel çalışmaları başlatan temel bir kaynak olarak kabul edilen, 1957’de yayımlanan kitabı ‘Okuryazarlığın Kullanımları’ Mümtaz Kirik ve Levent Ünsaldı’nın çevirisiyle Heretik Yayınları tarafından Türkçeye aktarıldı. Yazar, kitabında işçi sınıfının kültürünün gelişmesini, işçi ailelerinin alışkanlık ve geleneklerini, modern kitle araçlarının yaydığı kitle kültürünün işçi sınıfı kültürü üzerindeki etkilerini inceler.

İşçi sınıfının gündelik hayatı, bu hayatın pratikleri, oralardaki komşuluk ilişkileri ona hiç yabancı değildi. İşçi sınıfı kökenli olan Hoggart, ‘Okuryazarlığın Kullanımların’da da işçi sınıfının bilincini, düşünce dünyasını, kültürünü kendi sınıf kökeninden yola çıkarak inceliyor. Analiz ve değerlendirmelerinde çocukluk anılarından, kişisel deneyimlerinden örnekler veriyor. Dolayısıyla kitabının otobiyografik olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İşçi sınıfını içeriden anlatıyor, ama kuşkusuz mesafe koymayı, sorgulayıcı olmayı da elden bırakmıyor. Kendi ifadesiyle , “hem yakın hem mesafeli”...

30.jpg

HOGGART’IN İŞÇİ EVLERİ KÜLTÜRÜN DİRENİŞ MEKÂNLARI

Hoggart işçi sınıfı evlerinden sokağa adım atmanın, mahalle yaşamına dâhil olmanın çok zahmetsiz olduğunu belirtiyor. Sokak ile temasın orta sınıf evleriyle kıyaslanmayacak denli kolay olduğunu vurguluyor. Sokakla yakın temas aynı mahallede yaşayan insanlara, komşulara açık olmayı beraberinde getiriyor. Ev hanesinin dışındaki insanlarla kurulan sıcak ilişkiler, onlarla yardımlaşma ve dayanışma işçi mahallelerinin en önemli özelliği. Birbirine yapışık evlerin bulunduğu, yeşil alanlardan yoksun işçi mahalleleri ilk bakışta kasvetli ve iç karartıcı görünseler de buralarda çok canlı komşuluk ilişkileri mevcuttur. Söz konusu mahalleler işçi sınıfı kültürünün yok olmasını önleyen direniş mekânlarıdır. Hoggart sınıfsal kökeni itibariyle ait olduğu işçi sınıfını idealize etmiyor. Dahası bu sınıfın heterojen olmadığını vurguluyor. Onun ele aldığı işçi sınıfı sendikal faaliyetlere katılan, sendikal hareket içinde yer alan, on dokuzuncu yüzyıl sonlarının ‘John Ruskin ve William Morris okuyan’ sınıf bilinçli kesimi değil. Ona göre bu kesim yirminci yüzyıl ortalarında işçi sınıfı içinde ‘azınlık’ta kalıyordu.

09/10/2022 00:31
https://www.karar.com/kultur-sanat-haberleri


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum