Haldun Dormen:Bizim eve bayram sevinci uğramazdı

Ömrünü tiyatroya adayan 88 yaşındaki Haldun Dormen çocukluk günlerinin bayramlarından pek bir şey hatırlamıyor: Babam ataistti bayram gelince annemle yurt dışına tatile giderlerdi. Şimdi herkes tatile gidiyor.”

Haldun Dormen:Bizim eve bayram sevinci uğramazdı
03 Temmuz 2016 - 19:03

Acıbadem'deki Akasya Kültür Sanat'taki oyunu “Kibarlık Budalası” öncesi Haldun Dormen'le biraraya geldik. Hem tiyatroyu hem de eski bayramları konuştuk. Dormen bayram deyince büyükannesi ve büyükbabasıyla geçirdiği çocukluk günlerini hatırlıyor ve ekliyor: “Babam ataisti bayram gelince annemle yurt dışına tatile giderlerdi. Ben büyükannemle kalırdım bayramı onlarla geçirirdim.”
Tiyatroya olan sevgisi hiç bitmeyen Dormen, bugünkü gençlerin hemen 'oldum' demelerini ise şöyle eleştiriyor: ” Bu en büyük tuzak. Böyle bir şey yok. Bu çok tehlikeli. Oyunculuk çok büyük bir çalışma. Bu işin inişleri olduğu kadar çıkışlarıda var. Ben çok başarı kazandım ama çok fiyaskolar da yaşadım.”

Neden tiyatro diye sormayacağım zira biliyorum ki size en çok sorulan soru bu ama kitabınızda bir anektod vardı “ne olmak istediğinize çocuk yaşta karar verin ve öyle ilerleyin...”
Ben karar vermedim öyle doğdum gerçekten hiç karar vermedim. Ben kendi kendime oyuncu oldum, ben öyle doğdum. Şunu, bunu olacağım demedim. Garip bir şekilde böyle doğdum. Üstelik ailemde kimse sanatçı değildi.

APARTMAN KATINDA TİYATRO

Tiyatroda ilkleri yaşattınız.60 kişilik ilk “Cep Tiyatrosu”nu açtınız ardından Türkiye'de ilk müzikali sahneye taşıdınız. Sanırım dönemin öncüsüsünüz.
İlk cep tiyatrosunu ben açtım evet. O zaman ilk alternatif tiyatroydu, Cep Tiyatrosu. Onun dışında sadece şehir tiyatroları vardı.Yıl 1954-1955.

Bu sizin oluşturduğunuz bir yapı mıydı, yoksa yurt dışından mı model aldınız?
Hayır, hayır. Kendiliğinden oldu. Arkadaşlarımın akıllarına geldi. Genç arkadaşlarım, “İlk tiyatro derneğini kurduk, sizin de reji yapmanızı istiyoruz” dediler. Sonra ilk oyunumuzu çıkardık. Bir apartman katı tutmuşlardı o zaman. “Burasını neden tiyatro yapmıyoruz?” dedim. Geniş bir odası vardı, salonu sahne, odayı soyunma odası yaptık. Gayet de güzel oldu.

İlkleri denemek çok zordur çünkü hep risklileri vardır. Bunu nasıl başardınız?
Cep tiyatrosunun riski yoktu. Para vermedik. Amatör olarak yaptık. Öyle kısa piyesler çıkardık. Çok da başarılı oldu. Evet tesadüfen ilkleri ben yaptım. Mesela ilk sufleyi ben kaldırdım.

Bu nasıl gelişti?
Çok gereksiz buldum sufleyi. Neden sufle veriliyor dedim. Bende sahneye çıktığım için bunun çok önemli olmadığını biliyorum. Kaldırdım.

Genç oyuncular hep hayatınızda. Sizce onların düştüğü en büyük tuzak ne?
En büyük tuzak, onlar hemen “olmak” istiyorlar. Böyle bir şey yok. Bu çok tehlikeli. Oyunculuk çok büyük bir çalışma. Bu işin inişleri olduğu kadar çıkışlarıda var. Ben çok başarı kazandım ama çok fiyaskolar da yaşadım. Hemen olunmuyor. Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Ben hala çalışıyorum.

 



Genç oyuncularda sanki güzellik kavramı var. İyi bir oyuncu olmak için güzel bir bedene sahip olmak gerekiyor mu?
İyi bir bedene sahip olmak iyi bir şey tabi. Ama ille çok güzel ya da yakışıklı olmak gerekmiyor. İyi bir oyuncu olmak için çok çirkin olmak da gerekmiyor tabi. Normal bir insan iyi bir oyuncu olabilir.

KAZANSAYDIMDEVAM EDERDİM

24 saatin size yetmediğini düşünüyorum. Katılıyor musunuz?
Çok pratik olduğum için 24 saat bana yetiyor. Dinlenmeye de zaman buluyorum.

Yoruluyor musunuz?
Hayır benim yorulma kabiliyetim yok. Mesela bugün herkes sıcaktan şikayet ediyor ben etmiyorum bana sıcaklar çok dokunmuyor.

Kariyerinizde çok önemli noktalar vardı. Gazetecilik, film yönetmenliği, tiyatro ve sinema. Bunlara ne eklemek isterdiniz?
Gazetecilik yapmadım sadece yazı yazdım. Tiyatrocuyum, sanatçıyım ben. Filmi bir tiyatrocu, öğretmen olarak yaptım. 2 tane filmi kendi şirketime yaptım. Kazansaydım devam ederdim ama para kaybettim. Çok ödül kazandım ama para kaybettim. Filmlerde oynamak hoşuma gidiyor ama reji yapmam.

HAYATIMI FİLME ÇEKECEKLER

Anılarınızı kitaplaştırırken dilinizin ucuna kadar gelip de yazmadıklarınız var mı?
Var tabi. Fazla dik bir insan olmadığım için çoğunu yazdım.

Kendi anılarınızı yazdınız ama bir başkası sizin hayatınızı yazsa bunun kim olmasını istersiniz?
Bilimiyorum, bugün bir teklif geldi bana. Hayatınızı filme çekmek istiyoruz diye.Biraz şaşırdım. Senaryoyu getirin göreyim dedim. Beni kim oynar problem tabi.

Yazma konusunda bir isim vermiyor musunuz?
Yok hiç düşünmedim. Ben yazıyorken neden bir başkası yazsın. Ben kendim çok rahat yazıyorum.

Sizce gelininiz Ayşe Arman bir alternatif olabilir mi?
Hayır bir alternatif olamaz ben kendim yazarım. O istiyorsa benim için ayrı bir şey yazsın.

Torunlarınızla bağınız nasıl? İstediğiniz gibi iletişim kurabiliyor musunuz?
Hayır maalesef kuramıyorum. Bir süredir yoğunuz, fırsat bulursak görüşüyoruz. Torunlarınmdan biri galiba dansçı olacak. Ailede benim gibi bir karakoyun daha çıkıyor.

BABAM ATAİSTTİ BAYRAMA ÖNEM VERMEZDİ

Ramazan ayındayız. Özlediğiniz o değerler arasında neler var diye sorsam?
Büyükannem ve büyükbabam oruç tutar, namaz kılar ama anne ve babam pek yapmazdı o yüzden ben ramazan farklarını pek bilmiyorum.

Bu özel günlerde sanat etkinlikleri farklılık gösteriyor bunun için ne söylersiniz?
Ramazan bayramlarında ve yılbaşlarında eskiden biletler karaborsa olurdu ama şimdi eskisi gibi değil. Yılbaşılarında oyunlar tamamen kalktı, herkes tatile gidiyor artık.

Çocukluğunuzun bayramları özel miydi?
Bayramda anne ve babam hep yurt dışına tatile giderdi. Büyük annemlerle kalırdım, onları ziyarete gelirlerlerdi o kadar. Babam ataistti, o yüzden bayrama pek önem vermezlerdi.

TERÖR TÜRKİYE'DE YOK ABD'DE VAR

Babanızın ataistliği size nasıl sirayet etti?
Ben ataist değilim, Allah'a inanıyorum. Müslümanlık akıllıca bir din, çok güzel bir felsefe ama yanlış yorumlanıyor ve istismar ediliyor. Geçen gün birisi beyanat verdi. Namaz kılmayan hayvandır dedi. Bunlar din adamının söyleyeceği şeyler olamaz.

Terör büyük bir sorun. Gösteri sanatlarını da etkiliyor. Çok sayıda etkinlik iptal oluyor. Bunun için ne diyorsunuz?
Değişicek diye umut ediyorum. Ben umutlu bir insanım, bence değişecek ama terör sadece Türkiye' de değil. Her yerde var. Amerika'da bir arkadaşımla konuştum: “Türkiye'den bahsediyorsun ama Amerika felaket, dünyaya ne oluyor anlamıyorum” dedi.

Bir dönem İngiltere'de bir turneye çıktınız ancak Türkiye'de hiç desteklenmediniz bu hikaye nasıldı?
Dönemin kültür bakanı ismini gerçekten hatırlamıyorum, unutmak istedim galiba... Bize bir para vereceklerdi, olmadı. Ben kendim verdim, dönüşte size veririz dediler. İngiltere'ye gittik, oynadık, döndük. Bu sırada hükümet değişti. Parayı istedik. Bize, “Haldun Bey, siz oyunu İngilizce oynamışsınız Türkçe oynamamışsızınız ki” dediler ve para vermediler. 12 kişilik bir grubun 31 gün boyunca İngiltere'de oyun oynaması, büyük başarılar kazanması vız geldi. Sonra dedim ki Türkiye'de işte sanata bu kadar değer veriliyor ama haksızlık etmişim. Hep saygı gördüm görmeye de devam ediyorum.

Peki tiyatro ülkemizde saygı görüyor mu?
Kesinlikle görüyor. Saygı, kendini saygılı tutmasını bilen tiyatrocuya verilir. Kafayı çekip orada burda bağırıp çağırırsa ona saygı göstermezler tabi.

Ferhan Şensoy'un kavuğu Rasim Öztekin'e devretmesini nasıl yorumluyorsunuz?
Ben çok bilmem o işleri.

Bilmiyorum derken?
Yani Rasim'e vereceğini hiç düşünmemiştim ama Rasim iyi bir seçim.

Tiyatro olmasaydı dünya ve Türkiye nasıl bir yer olurdu?
Tiyatrosuz bir yer...( Gülüyor ) Düşünemiyorum. 3 bin yıllık bir sanat olduğu için var, hep olacak. Televizyon bile tiyatronun bir çeşidi.

Nasıl yani televizyon tiyatronun bir çeşidi mi?
İkisi de bir gösteri sanatı. Bir yerde insanlara, duygularına hitap ediyor.

Hiç tiyatro izlememiş bir insan hangi duyguyu yaşamıştır
Bence o insan yaşamamıştır.

40'LI YAŞLARIMI GERİ İSTERİM

Programınızı gözden geçirirsek neler var şimdi?
“Kibarlık Budalası”ve “Müfettiş”i oynuyorum şimdi. İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda “Şahane Züğürtleri”, İzmir 'de “Arap Saçı”nı sahnelemeye çalışıyorum. Ders veriyorum bir de. “Oliver” müzikalini TV dizi olarak yapmaya çalışacağız. Bir sürü şey var daha...

Geçmişe dönseniz hangi yıllarınızı yaşamak istersiniz?
Hiç düşünmedim .Herhalde 40 yaşımda olmak isterdim çünkü yapmak istediğim daha çok şey var. Ancak vakit alır. ( Gülüyor )

Kime sorsak sizin için şakacı, iyi bir yönetmen ve iyi bir oyuncu cevabını alırız buna neyi eklemek isterdiniz?
Çok çabuk karar vereyiorum o bazen çok iyi bazen çok kötü. Bu vakit kazandırıyor ama bazen kötü şeyler oluyor. Mesela birine hemen bir rol teklif ediyorum sonra daha iyisini buluyorum ama değiştiremiyorum.

yenişafak pazar eki

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum