"Ermeniler gözümüzün önünde 12-13 yaşlarındaki kızlara tecavüz ediyorlardı" - Dr. Aygün Hasanoğlu
Azerbaycan topraklarının işgali zamanı sivil nüfusa karşı acimasızca davranmış ermeniler hakkında çoksayılı bilgiler vardır. Bu bilgiler arasında Ermeniler tarafından esir alınmış Sekine Halilova’nın söyledikleri akılalmazdır.
"1988 yılı Mayıs ayında Dağlık Karabağ’daki Hanabat köyünde yaşıyordum. Çarşıya giderken Ermenilerin tehditleriyle karşılaştım. Emeklilik belgemi almak için köy kolhoz idaresine gittim. Kolhozun bahçesine girerken Ermenilerin 23, 20, 15 yaşlarındaki üç Azərbaycanlı kız kardeşi soyundurduklarını gördüm. Ermeniler kızların çıplak bedenelerine bakarak dalga geçiyor, onları aşağılıyor, bedenlerine dokunuyorlardı. Kızları çevreleyerek onları aşağılayanlar Kılıçabat köyünden olan muhasebeci Kolya, zooteknik Gurgen Mangasaryan, eli tüfekli daha 5-6 Ermeniydi. Oradan acil evime döndüm ve evimın alevlere sarıldığını gördüm. Zooteknik Gurgen Mangasaryan, çiftlik müdürü Agas, komşularım Davit, Seyran Babayan, Ego Gagoyan, komşu kadın Siranuş Sarkisyan’la beraber, benim 3 küçük çocuğum: 11 yaşındaki Araz, 17 yaşındaki kızım Arzu ve 13 yaşındaki kızım Gönül’ü evimle beraber yaktılar. Bir tek yüzü ve elleri yanmış Gönül’ü kurtarabildim. İki çocuğum evimde yanalarak kül oldular. O gün Hanabat köyünü terkettim.”
Ermeni esirliğinde tutulmuş Araz Hüseyin oğlu Ömerov’un anlattıkları:
“1993, Nisan’da esir alındım. Beni Akdere ilçesinin Dranbon köyünde okulun bodrumuna attılar. 15 gün sonra Ermenistan’ın Sisyan ilçesine götürdüler. Sisyan’da bize en çok işkence yapan Bakü’den gitmiş, ‘Asker’ takma adlı ortaboylu 32 yaşındaki Armen Gregoryan’dı. En aşağılayıcı, iğrenç işkencelere baş vuruyor, esirleri birbiriyle cinsel ilişkilere girmeye zorluyordu.”
Esirlikten geri alınmış Zabil Kamuran oğlu Seferov anlatıyor: ‘Dranbon köyünde tutulduğumda Azerbaycanlı esirleri birbiriyle ilişkiye zorluyorlardı. Bu işkenceler Akdere ilçesi üzere Ermeni taburu komutan yardımcısı Aşot’un önderliği ile yapılıyordu. Aşot bu iğrenç sahneye bakarak eyleniyordu. Sonra beni Hankenti’ye sevk ettiler. Buradaki Çocuk Evinde gözümüzün önünde 12-13 yaşlarındaki kızlara tecavüz ediyorlardı. Küçük yaşlı kız çocuğunun ırzına geçtikleri için annesi iple kendini boğarak intihar etti.”
Geçmiş esir Nadir Sermest oğlu Mahmutov söylüyor: “Hankenti Çocuk hastanesinde esir tutulduğum zaman Albert isimli Ermeni bir rehine kızı sık sık gece 2’de nereyese götürüyordu. Büyük Jirik, Küçük Jirik, Andranik, Büyük Gena ve Küçük Gena isimli Ermeni polisleri Gubadlı bölgesinden bir anneyle kızını devamlı aşağılıyor, haysiyetlerine dokunuyor, defalarca tecavüz ediyorlardı.”
Alizade Baba oğlu Babayev: “1991 senesi 17 Kasım’da iki kişiyle beraber, Askeran ilçesinin Dehraz köyünde Ermenilerce rehine alındım. Askeran’a Ahşap fabrikasında tutularke bize acımasızca işkenceler yaptılar, kolumu kırdılar. Orada tutulan Azerbaycanlı rehine kızlara Ermeni askerler işkence yapıyor, damarlarına petrol doldurulmuş iğne yapıyorlar, kollarını kırıyorlardı. Kolhozeşen köyünden olan Sos isimli sakallı Ermeni yüce boylu bir Ermeni esir erkekleri birbirleriyle ilişkiye zorluyordu. Sos hatta akıl hastası bir gence ‘Kızkardeşinle ilişkiye girmezsen, kızkardeşini Ermeni askerlerine vereceğim’ diyerek bacısının ırzına geçmeye zorlamış ve terbiyesizce seyr ederek eğlenmişti.”
Şahin Arif oğlu Hasanov 12 yaşındayken rehine alınmıştır. Hadrut ilçesinde tutulurken Lyova, Jora ve Borya isimli Ermeniler Şahin’in sol elinin 4 parmağını buğday serpen makinenin demir çemberine sokmuş ve parmaklarını kırmışlar. Çocuğun gözleri önünde bir rehine kızı soyundurarak zorla çıplak şekilde dansettirmiş, sonra kıza tecavüz etmişler. Kız yabayı karnına sokarak intihar etmiştir.
İlgar Malik oğlu Rüstemof Şuşa sanatoryumu yakınlarındaki askeri üste tutulmuştur. Burada esirlere aşağılayıcı işkenceler yapıldığını İlgar şöyle hatırlıyor: “Esirleri soyunmaya zorluyor, cinsel organlarını ayakları ile basarak eziyorlardı. Şuşa hapishanelerinde de esirleri cinsel ilişki kurmaya zorluyorlardı. Yapmayanları vahşice dövüyor, onları şampanya şişelerinin üstünde oturtuyorlardı.”
Esir ve rehinelikten kurtulmuş insanlar esirlere tecavüz eden Küçük Jirik isimli Ermeni gardıyanının rehine kadınlara, genç esir ve rehine erkeklere yaptığı, hatta yazmak bile imkansız olan ahlaksızlığını, terbiyesizliğini yansıtan anıları dinledikce, “Bu nasıl bir terbiye almış, nasıl bir insan, nasıl bir kardeş, nasıl bir baba olur? Acaba, annesi, eşi, çocukları bu olayları bilirlerse, ne yaparlar, ne söylerler?!”- diye düşünüyorsun. Esir ve rehin kadınların, erkeklerin her türlü onuruna dokunmakla kendi ihtiraslarını iğrenç hareketlerle söndüren, erkeklere bile tecavüz eden Küçük Jirik şimdi Rusya’da yaşamaktadır.
Ağarezi Ağakerim oğlu Hadıyev, Aydın Aziz oğlu Muharremov, Elçin Nuret’tin oğlu Sadıgov, Gülcamal Guliyeva Binnet kızı esir ve rehinelerin değiştirilmesinde görevli olmuş Albert Voskanyan’ın rehine kadınları iş yaptırmak adıyla defalarca evine götürerek onlara tecavüz ettiğini söylüyorlar. 1995-1996’cı yıllarda esir tutulmuş Sahip Garip oğlu Bağırov anlatıyor ki, Albert Voskanyan Ermenistan İstihbarat Bakanlığının binasında onu gözetmenlere dövdürmüş, bu olayı seyrederek zevk alıyormuş. Sahib’i dövmüş bodruma sokarak üstüne klorlu su dökmüşler. Bütün işkenceler, A.Voskanyan’ın gözleri önünde yapılıyormuş. 1994-1996’larda esir tutulmuş Eldeniz Paşa oğlu İbrahimov Voskanyan’ın Şuşa hapishanesinde tutulmakta olan rehine kıza tecavüz ettiğine tanık olmuştur. A.Voskanyan orada tutulan kadınların çoğuyla böyle davranmıştır. 1993-1996 yıllarında esirlikte tutulmuş Ağarezi Ağakerim oğlu Hadıyev A.Voskanyan’ın 3 rehine kadına tecavüz ettiğine tanık olmuştur. 1993-1994 yıllarında rehine olmuş Gülcemal Binnet kızı Kuliyeva A.Voskanyan’ın bir rehine kızı babasının mezarını göstereceği adıyla götürerek tecavüz ettiğinı bildirmiştir. “Voskanyan kadınları bulaşıkları yıkamak bahanesiyle geceler götürüyormuş. Sabahleyin geri getirildiğinde bir şey söylemeseler de anlaşılıyordu ki, Albert Voskanyan onlara neler yapmış” diyen G.Kuliyeva: “Gitmek istemeyen kadınların kafasına silah tutarak onları ölümle tehdit ediyordu”- diye uluslararası teşkilatlarda kendisini esir ve rehineleri savunan birisi gibi tanıtan Albert Voskanyan’ın iç yüzünü açmıştır.
Yukarıda bahsedilen kızların hepsinin kimliği bilinmektedir, fakat belli sebeplerden isimlerini açıklamıyoruz.
Kaynak: ASAS MEDYA https://asasmedya.info/news/karabakh/11638-ermeniler-gozumuzun-onunde-12-13-yaslarindaki-kizlara-tecavuz-ediyorlardi
FACEBOOK YORUMLAR