BÜŞRA EROĞLU : ARKA BAHÇEDEKİ AĞAÇ

Ağaca gelip özür diledi. Günler günleri, aylar ayları kovalamıştı. Fatih, bir sabah kalktığında bir eksiklik var diye söylendi.. O da ne, kuş cıvıltısı yoktu. Merakla pencereyi açtı ve iki adam ağacını kesmişti.

BÜŞRA EROĞLU : ARKA BAHÇEDEKİ AĞAÇ
17 Mart 2014 - 21:33 - Güncelleme: 17 Mart 2014 - 21:45

ARKA BAHÇEDEKİ AĞAÇ

 

 

İzmir’den yeni taşınmışlardı. Manisa’ya, yeni evlerine gideceklerdi, o gün çok heyecanlıydı Fatih.

Nasıl bir yere gideceğini bilmiyordu. Saat ikiydi eve gittiklerinde, odadan odaya koşturmaya başladı Fatih.

 

Mutfak, salon, banyo derken en sonunda kendi odasına koştu. Hemen pencereyi açıp bakınmak istemişti birde ne görsün, kocaman bir ağaç. Yaşlı bir ağaçtı, çok büyüktü, yaprakları dökülmüştü.

 

Fatih ağacı hiç sevmemişti, o ağaca değil, parka bakınmak istemişti. Fatih, ağacın işe yaramaz olduğunu düşünmüştü. Koca bir kışı o düşünce ile geçirmişti. Bahar gelince ağacın yaprakları yeşermeye başlamıştı. Fatih, pencereden bakınırken ağacın yeşerdiğini fark etti. Ağaç yeşerdikçe Fatihin ilgisini günden güne çekmeye başlamıştı. Artık pencereye, ağaca bakınmak için çıkıyordu. Bir gün ağacın yapraklarının arasında hareketlilik gördü şaşırmıştı.

 

Fatih, daha dikkatlice bakınınca bir de ne görsün, şirin bir sincap ailesi. Onlar o ağaçta yaşıyorlardı. Fatih her sabah, kuş cıvıltıları ile uyanıyordu. Çok hoşuna gidiyordu, pencereyi açıp sevinçle merhaba cici kuşlar diyordu.  Babası, Fatihe sürpriz yapmıştı. Oğlum, üstünü giyip aşağıya gel, sana sürprizim var dedi.

 

Fatih çok heyecanlanmıştı, acaba istediği şey miydi?  Bir de ne görsün, babası ağaca salıncak yapmıştı. Fatih babasının boynuna atlayıp teşekkür ederim babacığım demişti. Hemen salıncağa binip sallanmaya başladı.

 

Sonra ağaca sarılıp seni çok seviyorum ağacım, dedi. Babası, Fatihin bu halini görünce tebessüm etti. Babası, hani bu ağacı, sevmiyordun dedi. Fatih, pişmandı. Ben bu ağacın bu kadar işe yaradığını bilmiyorum, dedi.

 

Ağaca gelip özür diledi. Günler günleri, aylar ayları kovalamıştı. Fatih, bir sabah kalktığında bir eksiklik var diye söylendi.. O da ne, kuş cıvıltısı yoktu. Merakla pencereyi açtı ve iki adam ağacını kesmişti.

 

Fatih, ağlayarak aşağıya indi, bahçedeki adamlara bağırdı, ağacımı neden kestiniz, ben onu çok seviyordum. Çalışanlar Fatihe, üzüldüğünü biliyoruz, ama ağaç çok yaşlıydı. İnsanlara, zarar verebilirdi.

 

Adam, kamyondan ağaç fidanı, getirdi.  Bizim görevimiz, yaşlı ağaçları kesip yerine, başka genç fidanlar dikmektir. Gel bunu birlikte dikelim, bu senin ağacın olsun. Bunu sen büyüt, bu ağaçta büyür demiş.

 

Fatih, kesilen ağacını özlüyordu, ama şimdi büyüte bileceği bir ağacı vardı

 

 

                                                                                                         16.03.2014 BÜŞRA EROĞLU

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum