ZEYNEP ÇALIŞKAN:İLAHİ AŞK

Ruhunu bunlardan kurtaran, gerçek hürriyete kavuşur.

ZEYNEP ÇALIŞKAN:İLAHİ AŞK
11 Kasım 2012 - 23:36

 

İLAHİ AŞK

Aşk, sevginin şiddetli halidir.

Allah’a olan aşırı sevgiye de aşk denir ki bu gerçek aşktır.

Aşk, manevî bir sarhoşluktur.

Düşünülerek ulaşılabilecek bir mesele değil, hâlî ve vicdanîdir...

Âşık, kendisini yeryüzünde, gurbette gibi hisseder.

Dünyayı bir hapishane, yani kapkaranlık bir zindan olarak görür ve kavuşma olarak kabul ettiği ölümü, şiddetle arzular!

Sevinçli de değildir, kederli de değildir.

Her şeyin Allah’tan geldiğinin bilincindedir.

Hayatı, olduğu gibi kabul eder, kadere kesinlikle inanır ve taksimata rıza gösterir.

Âşık için iyi kötü olarak değerlendirilmekte olan ne varsa, Allah’ın lütfudur.

Bu dünyadaki güzellere, güzelliklere, dostlara duyulan sevgiye geçici (mecazî) aşk denir.

Bu aşk zararlı değil, gereklidir.

İnsan neyi, kimi severse sevsin, yine de Allah'ı sevmiş olur; çünkü bütün güzellikler Allah'ın güzelliğinin bir yansımasıdır.


Geçici aşk, hakikî (ebedî, ilâhî} aşka bir hazırlıktır.

Çünkü insan, aşkının büyüklüğü ve derinliği ölçüsünde kendi nefsi isteklerinden, benlik hırsından, menfaat kaygısından kurtulur.

Ruhunu bunlardan kurtaran, gerçek hürriyete kavuşur.

Hür insan mal, mülk kaygısı taşımaz; neşe ve acıları umursamaz, cennet-cehennem kaygılarından sıyrılır.

Gerçek mutluluğa ancak ilâhî aşka ulaşanlar kavuşur.

Sevgiliden ayrı olmanın acısı dayanılır gibi değildir; fakat âşığın tek amacı da aşk yolunda canını feda etmektir.

İnsan dünyaya gelmeyi, sevgilisi için canını feda etmenin bir fırsatı bilmelidir.

Bunun için dünyaya bağlanıp yaşayanlara şaşmak gerekir.

                                        25/10/2012 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum