Kadir KESKİN

Kadir KESKİN

[email protected]

ÖĞRETMENLERİN AFEDİLMEYECEK HATASI: AYRIMCILIK

22 Ağustos 2013 - 20:46

ÖĞRETMENLERİN AFEDİLMEYECEK HATASI: AYRIMCILIK

[email protected]  

Emekli  bir öğretmenim. Ama emekliliğin ne olduğunu henüz  bilmiyorum. Yaşım yetmiş. Elli yıldır zil sesi ve öğrenci sesiyle beraber yaşıyorum. Bir taraftan Manisa’nın  güzide eğitim kurumu   Özel Hedef Kolejinde derslere girerken, bir taraftan da kışın okullarda, yazın da  her gün bir camiyi ziyaret ederek  camileri cıvıl cıvıl dolduran çocuklara   din bilgisi dersleri veriyorum.  Derslerim öğrenciler tarafından inanılmaz ilgi ile izleniyor. Geçenlerde bir parkta arkadaşlarla otururken oradan geçen oniki,  onbeş yaşlarında bir gurup çocuk  masamıza gelerek   elimi öptüler. Masada oturan arkadaşlarım ister istemez  “ Bu çocuklar seni nereden tanıyor?” diye sorduklarında onlara dedim ki “ Hani büyük  ağaçların dibinde filizler olur ya. İşte bunlar da benim filizlerim” diye takıldım. Yani çocuklar camilerde kendilerine din bilgisi verdiğim çocuklardı.

            Her meslek güzeldir de hele bu öğretmenlik mesleği çok farklı bir meslek. Nedense ben bu mesleğin tadına doyamadım. Çok büyük okullarda çalıştım. Salihli Lisesi’nde orta – lise beraberdi ve dörtbinbeşyüz öğrencisi vardı.  Kırkağaç Lisesi’nde 850 öğrenci vardı. Oradan zamanın şartları dolayısıyla bir yıl görev yaptığım Osmancalı ortaokulunda  tamamı  on yedi  öğrenci vardı. Meslek hayatımın yarısından fazlasını çalıştığım Manisa Lisesi’nde bir zamanlar ilin tek lisesi olması dolayısıyla üç bini aşkın öğrenci vardı. Emekli olduktan sonra Özel Bornova Koleji, arkasından Fakir ve dar gelirli aile çocukları için Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç  ile dönemin Belediye Başkanı Sayın Bülent Kar’ın desteğiyle projesi Değerli Eğitimci Sayın Mustafa PALA, Dr. Fahrettir Er  ile şahsıma ait olan   ve kurucu müdürlüğünü  de şahsımın deruhte ettiği Manisa’da  Belediyeye bağlı MABEM dershanesi, buradan ayrıldıktan sonra  Soma’da SOBEM dershanesini kurdum. Buranın da üç yıl kurucu müdürlüğünü ifa ettim.   Ve halen de yukarıda ifade ettiğim gibi Manisa Özel Hedef kolejinde de fiili öğretmenliğe devam ediyorum.

            Bunları neden zikrettim.  Ülkemizin neresine gitsem  tanıdık bir sima ile karşılaşıyorum.  Sudan’a  gittim  öğretmen öğrencimle karşılaştım, Almanya’ya gittim  konsolos öğrencimle karşılaştım. Dün ziyaretime Endonezya’da  önemli bir görev başında bulunan Cumhur Çil ziyaretime  geldi ve beni Endonezya’ya davet etti. Velhasıl topağa atılıp filizlenen  bir  tohum  gibi her tarafta   gülen bir sima ile karşılaşıyorum.

             Birgün Ünlü öğretmen İmam- Gazali Bağdat sokaklarında yürürken karşılaştığı bir öğrencisinin  selamını tebessüm ederek alır.  Ve onları evlerinin kapısı önünde oturarak izleyen iki yaşlı kadından biri diğerine “ Bu bir öğretmendir “ der. Diğeri “ Nereden tanıyorsun? “ dediğinde  “Gülüşünden anladım” der. Yani öğretmenle öğrenci arasında gönül bağı ne askerle komutan, ne usta ile çırak, ne de amirle memur asındaki ilişkiye benzer.  Öğretmenle öğrenci arasındaki gönül bağı çok  farklı bir şeydir. Bunu ancak tadanlar bilir. Bu ilişkiyi bana  elli yıldır tattıran  Rabbime şükürler olsun diyorum.

            Manisa’da yaşıyorum. Bir çok öğrencimiz ya  okul müdürü, ya öğretmen, ya işçi , ya iş adamı ya da kamu görevlisi. Bunlardan iki öğrencimin faaliyetlerini yakından izliyorum. Birisi Dr. Fahrettin  ER.  Geçenlerde “ Gurur duyduğum bir öğrencim  Dr. Fahrettin ER” diye bir yazımda söz etmiştim.  On parmağında sayısız hüner olan bir öğrencim.  Merkez Efendi   Devlet Hastanesinde  yatan babamın başında refakatçi olarak bulunuyorum. Hep  onu hastanede koştururken görüyorum. Aldığım bilgiye göre hastanede en çok ameliyat yapan doktormuş. Şifalı ellerinden ben de nasibimi aldım. Sadece Türkiye’de değil zaman zaman Afrika’ya  giderek orada da  bir çok hastayı  şifaya kavuşturduğunu biliyorum. Bu yüzden sayısız ödüllerinin yanında Orta Afrika Cumhur Başkanından aldığı ödülünü gördüm. Bizim Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği “ VAKIF ADAMI” ödülünün yanında.

            İkinci olarak faaliyetlerini yakından izlediğim öğrencim de   Manisa Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Sayın Necati ABALI. Necati ABALI da öğrenciliğinden beri yakinen tanıdığım ve ilgilendiğim bir öğrencimdir. Efendidir, çalışkandır, yiğittir, hele haksızlığa asla tahammülü yoktur. Askerle öğrencinin gözünden hiçbir şey kaçmaz. Manisa Lisesi’nde okurken  Necati Abalı’nın dersine giren bir öğretmen sınıfta  apaçık  ayrımcılık  yaparak haksız  bir uygulamaya yer verir. ( Olayı görev ahlaki açısından anlatmayı uygun bulmuyorum. Çünkü halen öğretmen arkadaşımız da  Manisa’da yaşamaktadır) Bu durum öğrencilerin dikkatinden kaçmaz. Ama korku ile hiçbir öğrenci itirazda bulunamaz. Fakat Necati açıkça  öğretmen arkadaşımızın bu haksız davranışına karşı çıkar. Öğretmen prestijini korumak için Necati’yi azarlar ve refüze ederek susturacağını sanır. Ama Necati direnir, çünkü haklıdır. Sınıfta nahoş hadise olur. Disiplin kurulu başkanı olmam nedeniyle konu bana intikal etti. Öğretmen adeta burnundan soluyarak “Ben böyle saygısız öğrenciyi sınıfımda istemiyorum. Derhal okuldan atılmasını istiyorum  “diyerek bir destan dolusu dilekçe ile müracaat etti.. Ben  Necati’yi çağırdım  “ Neden öğretmenine karşı  saygısızlık yaptın, ayıp değil mi, oysa ben, seni efendi bir öğrenci olarak biliyordum “ dediğimde Necati hüngür hüngür ağlamaya başladı ve kendisinin haklı olduğunu söylüyordu.  Bunun yanında  sınıfı da dinlediğimde  Necati’nin Haklı olduğunu anladım ve öğretmeni çağırarak  dedim ki: “ Sayın Hocam, yaptığın bir öğretmene yakışmayacak davranış . Senin haksız uygulaman nedeniyle ben bir öğrencinin istikbali ile oynayamam. Hele bu öğrenci efendiliği ile tanınan bir öğrenci Necati Abalı için” velhasıl uzatmayayım öğretmenin de prestijini kurtarmak için Necati’nin davranışını  “Uyarma “ ile geçiştirdik. Öğretmeni de yanlış davranışı dolayısıyla ikaz ederek konuyu kapattım.

             Sonuç mu? Necati Abalı  başarılı öğretmenliğinden sonra   Uşak ve  Çanakkale’nin  ilçelerinde başarılı  İlçe Milli Eğitim müdürlüklerinde  bulundu. Daha sonra ilimize Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak atandı. Geriden Necati Abalı’yı hep izledim. Milli Eğitimde hangi görevi üstlenmişse , o görevin altından hep başarılı olarak çıktı. 15. 16.  Yüzyıllarda Osmanlı gemilerinin yelkenleri  Manisa’da faaliyet gösteren üç bin tane dokuma tezgahlarında dokunurken,18. 19 . yüzyıllarda 3000 tane dokuma tezgahı 300 ‘e indi. 20. Yüzyılda Manisa’da tek dokuma tezgâhı yoktu. Manisa bezi, Denizli , Buldan, şile,   gibi yerlere kaydı. Ne zaman ki Necati Abalı Halk Eğitime bakan Milli Eğitim müdür yardımcılığını üstlendi.  Manisa’nın önde gelen iş adamlarına kurdurduğu dokuma tezgahları ile halk eğitimde açtığı dokuma kursları ile  bu tarihi Manisa bezini tekrar canlandırarak önemli bir işe imza attı. Şu anda kaç tane ev kadını  bu işten ekmek yiyor bilemiyorum. Ama şunu iyi biliyorum. Manisa Milli Eğitimi, Manisa valisi ve Manisa’daki  kurumlar misafirlerine  hediye olarak verdiği mesir şekerinin yanında en makbul hediyeleri nadide  Manisa el dokuma bezleridir.

            Sadece bu mu?   Müdürlüğüm sırasında     yurt dışından ilk “KARDEŞ OKUL” ilişkilerini başlatan  Manisa Lisesi  ile Almanya İngolstadt Apian Lisesi  oldu. Daha sonra  iki okul müdürü olarak  dönemin belediye başkanları Sayın Zafer Ünal ile  Sayın Peter Schnell’ i tanıştırdık. Bu tanışma daha sonra  “KARDEŞ ŞEHİR” ilişkisine dönüştü. Bu ilişkilerin sonunda  İngolstadt  Belediyesi Manisa Lisesi’ne hibe olarak komple fizik – Kimya Laboratuarı, Çıraklık Kalfalık okuluna   4 adet çıplak Motor, Manisa belediyesine de 0 audi marka  Makam arabası verdiler. Bu araba ve  çıplak motorlar,  Belediye Başkanı Sayın Adil Aygül zamanında Belediye önünde Almanya  İzmir konsolosunun katıldığı bir törenle teslim edilmişti. Halen bu ilişkiler devam etmektedir. Bu tür sosyal faaliyetlerin ne türlü sorumluluk içerisinde yürütüldüğünü yakinen bilenlerdenim. Necati Abalı bu yurt dışı ilişkilerine ilimizde ivme kazandıran bir eğitimcidir.  Geliştirdiği  “ AVRUPA PROJELERİ”  ile bir çok okulun kapısını yurt dışına açarak,  bir çok öğrencinin , eğitimcinin  yurtdışı  deneyim kazanmalarına,  bilgi ve görgülerinin artmasına, karşılıklı eğitim tecrübelerinin kazanmalarına sebep olmuştur. Milli Eğitim yetkililerinden aldığım bilgiye göre  Necati Abalı Avrupa  Projeleri koordinatörü olara 145 projeyi gerçekleştirerek ülkemize  iki milyon  iki yüz bin euro hibe kazandırmıştır. Manisa, Türkiye’de en çok proje üreten il sıralamasında da 12. Olmuştur.  Her gittiği yerde gösterdiği başarıları ile  bir çok ödülün sahibi olduğunu da biliyorum. Bu çalışkan, üretken ve becerikli öğrencimin bayramdan önce  ilimizde  sayısızca insanın meslek sahibi olması ile birlikte,  bir çok insanın  iş aş ve aş sahibi olmasını   sağlayan  “ELGİNKAN VAKFININ”  başına yönetici olarak  getirilmesi  inanın ki  bir öğretmeni  olarak beni çok sevindirdi. Necati Beyin burada da  çok verimli hizmetler  ifa edeceğine inancım tamdır . Bu değeri görüp de buraya atayanları kutluyorum. Necati Abalı bugüne kadar üstlendiği görevlerden hep yüz akı ve başarılı  ile çıktı. Hele  bu yeni görevi vakıf kurumu olunca.  Hakkı, hukuku çok iyi bilen vakıf bilincinde  olan bu öğrencimin burada da çok verimli hizmetler ifa edeceğine öğretmeni olarak ben kefilim. Bu vakfı kuranların ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Necati beyi atayanların da gönülleri rahat olsun.

            Başarı dileklerimle…..

www.kadirkeskin.net