FLAŞ HABER
İsmail ZORBA

İsmail ZORBA

[email protected]

OYSA… İNSANA UYANMAK

27 Mayıs 2024 - 11:29

Oysa saza daldık sepeti ördük ilmek, ilmek. Sepetin içerisine aşk adına ne kazandıysak koyduk. Umudu koyduk, sevgiyi koyduk, merhameti koyduk, edebi koyduk. Sepet de sepetmiş hani ne koyduysak aldı bütün bereketiyle.“

 

İsmail ZORBA

([email protected])

 

OYSA… İNSANA UYANMAK

 

Oysa hep hüzün, hep kahır!. Karanlığa yüzünü dönmüş insanlar. Gözyaşı medeniyetinin ardında bıraktığı izler… “ Hüzne dair, kahra dair yazılar kâğıdın üzerinde gölleşiyor taşıyor. Bembeyaz kâğıdın üzerinde beyaz bir nokta dahi görünmüyor. Utanıyorum bunca kahır, bunca hüzün arasında insanlığımdan.

Oysa gökyüzüne bakmalı insan. Hep başını yere eğmemeli. Hem yere eğilmiş başlar gökyüzüne bir kere bakmazsa, gökyüzünü göremezse mavinin sonsuz huzurunda umuda nasıl tutunacak? Yere eğilen başlar gökyüzüne bakmadan toprağı nasıl görecek, suyu nasıl fark edecek? Oysa karanlığa tutunmuş gözler hep karanlıkta kalacak, kalpler mühürlenecek.

Oysa gökyüzünde sonsuzluğun huzuru var. Gökyüzünün sonsuzluğunda hep hayallere dalan insan bütün kalıplardan sıyrılacak. Bir gün gelecek kozasından çıkacak. Gözlerindeki bütün perdeler kalkacak; kanat çırpacak düşlediklerine. Karanlıklarından sıyrılıp gökyüzünün aydınlığında ferahlayacak, ağacak yeni günlere.

Oysa insan bir kere hapsedilmiş yere bakmaya, boyun eğmeye. Nefes alması bile sayı kabilinden sınırlı. Onca mühürlenmiş kalp arasında zulmet hükmediyor zamana, mekâna. Oysa bir insan her şeyi değiştirmek kudretinde. Yere bakmaya boyun eğerlerden biri gökyüzüne bakıyor bir aralık. İşte o aralık sadece kendi adına değil, insanlar adına, kâinattaki tüm yaşarlar adına. İşte o gün aşka tabi oldu, insan!

Oysa aşka talip olmalı insan. Sadece aşk ki insanı insana uyandırır.

İnsana uyanmak, yenilenmek, tazelenmek, aklanmak. Mayasındaki tüm hasletleriyle tamamlanmalı insan.

Oysa saza daldık sepeti ördük ilmek, ilmek. Sepetin içerisine aşk adına ne kazandıysak koyduk. Umudu koyduk, sevgiyi koyduk, merhameti koyduk, edebi koyduk. Sepet de sepetmiş hani ne koyduysak aldı bütün bereketiyle.

Cabası, hiç de ağırlığı yoktu. Arındık tüm yüklerimizden, hafifledik.

Oysa arınmalıydık tüm yüklerimizden. Sıyrılmalıydık karanlıklardan, hüzünden, kahırdan. Unutuşa kanmamalıydık. Her unutuş hüzünden, kahırdan bir anlığına kaçırsa da bizi daha büyük hüzünlerde, daha büyük kahırlarda hesabı ödetmeyi bekleyecekti. Aldanış unutuşta mı saklıydı? Benliğin küçük hesaplarında mı; yanıt her zamanki gibi: Evet! Her unutuş, bir aldanıştı.

Derler ki gönül derdine tek çâre unutmak!

Heyhât unutmak bile canânı fısıldar.”

Bekir Sıtkı Erdoğan

Oysa unutuşa kanmamalıydık, aldanmamalıydık. Bir kere aşka tabi olmak yeterliydi oysa. Ya sabır. Gökyüzüne bakmayı denemeli bir kere.

Gökyüzündeki sabır; havaya, suya ve de ateşe de yansıyor. İnsan da kendisine düşeni alıyor. Hayatın içerisinde sadece kendine ait olanı alıyor, almaya öğreniyor. Aşk da bir öğretmen oysa, ibretgah beldesi. Yeni uyanışlar, yeni dirilişler aşka talip olmak da, gönüllülükte.

Gül gül dedi bülbül güle, gül gülmedi gitti.

Bülbül güle, gül bülbüle yâr olmadı gitti.”

Fuzûlî

Oysa sırra talip olan sırra ermiş, sırrı saklamadan, sadece adı : “Aşk!” demişti. Adı aşktı tüm dertlerin, hastalıkların ve hüznün, kahrın. Devası da, şifası da, edası da aşktı. Gökyüzüne bir kere bakmaya görsün aşkı görecek, aşka kanacaktı.

Oysa İmam Gazali de gökyüzüne bakmış, gökyüzüne bakmanın sırlarını faydaya kılmıştı. Ne demişti oysa : Şu âlemi düşündüğünde ihtiyaç duyulan her şeyin içinde hazır olduğu bir ev gibi bina edilmiş bulursun. Sema tavan gibi yükseltilmiş, arz sergi gibi döşenmiş, yıldızlar kandiller gibi asılmış, cevherler zahire gibi depolanmış, her iş için her şeyi hazır ve hazırlanmış görürsün. Semâyı yaratmakla kudretinin noksan sıfatlardan temiz olduğunu gösteren Sübhân, onun renklerini, renklerin en şiddetlisi ve göz için en uygun şekilde yaratmıştır. Nefisler semâya döndüklerinde onun genişliğinde bir nimet ve rahatlık bulur. Hikmet sahipleri derler ki: Evindeki nimet ve rahatlık semâyı görebildiğin yer kadardır.”

Oysa hayatında bir kere gökyüzüne bakmalı insan!. Hüzün ve kahırdan uzaklaşmalı. Kuruntularından kurtulmalı. Allah’ı hatırlayıp mühürlenmiş kalpleri uyandırmalı; kötülükten ve şerden uzaklaşmalı. Aşka boyun eğip alnını semalara yükseltmeli. Ellerini göğe kaldırıp insanlığın yüzü suyu hürmetine insanlığa dua etmeli.

Oysa hep dua etmeli.

 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum