HASRET
Ne korkunç karanlık sabaha erer
Ne ufuk güneşi çağırır burda
Bir garip bekleyiş dolan geceler
Her saat çılgınca bağırır burda
Hasretin zulmeti örülür taştan
Doldurur gözlerim kalbimi yaştan
O şarkı kaç defa çalındı baştan
Saçlarım zamansız ağarır burda
Işıklar bir tesbih misali uzar
Gönlümün onulmaz yarası azar
Ellerim gurbetin hâlini yazar
Efkârım geceye dağılır burda
Saatlar kaskatı, şu gece geçmez
Hasret bir zehir ki dudaklar içmez
Karanlık kondu mu bir daha göçmez
Ruhumuz zalimce boğulur burda
Bu hasret içimde demir parmaklık
Bir dirhem olsa da sızmıyor aklık
Susayan bağrımı yakar kuraklık
Hasretim hasretler doğurur burda
Ne alkış, ne övgü avutur beni
Ne şarkı, ne türkü avutur beni
Çelikten bir ülkü avutur beni
Hasretle beraber yoğurur burda
FACEBOOK YORUMLAR