Türklük alerjisi

millete Türk milleti, bayrağa Türk bayrağı denilmesinden rahatsızlık duyanlar,

Türklük alerjisi
13 Nisan 2013 - 18:52

... millete Türk milleti, bayrağa Türk bayrağı denilmesinden rahatsızlık duyanlar, bu ülkede popüler hale geliyorsa, bu durumTürk kamuoyunun ve medyasının ciddi bir entelektüel sorun yaşadığının göstergesidir. Toplumsal ve siyasal sorunların tartışılmasının, bu konularla ilgili asgari düzeyde, kavramsal bir birikimi gerektirdiği açıktır.

Son günlerde bu konuyla ilgili tartışmaların arttığını, hatta hararetli bir hale dönüştüğünü görmemek mümkün değildir. Tartışmaları sürdürenlerin bir kısmının, bırakınız tartışmayı, konuyla ilgili en temel kavramlara dahi yabancı olduklarını görmek ise ilginçtir.

Türk olmak

Tahmin edeceğiniz gibi, bu cehaletin en yaygın olduğu husus,Türklüğün bir etnik kimlik olarak görülmesiyle ilgilidir. Defalarca yazdığımız üzere, Türkler'in milletleşme olayı, tarih ve din ekseninde gerçekleşmiştir.

Türk kavramıyla ilgili alerji duyanları, birkaç kategoride değerlendirmek mümkündür. Bunlar içerisinde bir grubun, Türk'ü bir etnik kimlik zannettiği için, böyle bir yanlışa düştüğü söylenebilir. "Eğer Türk dersek, diğer etnik kimlikler alınır" gibi bir düşünceyle davrananlar da bu grupta yer almaktadır.

"Milleti kimliksiz, adsız olarak tanımlarsak etnik vurgulardan kurtuluruz" demenin, hiçbir şeyi çözemeyeceğini görmek gerekir. Bu tür arayışlar, tarihsel olarak geriye gidiş arzusudur ve etnik kimlik merkezli bir siyasal yapıya, en hafifinden bir etnik koalisyona uzanır ki, bunun yaşadığımız çağda hiçbir geçerliliği yoktur.

İkinci kategoride yer alanlar, etnik hassasiyetleri, millet kimliklerinin önüne geçenlerdir. İnsanların etnik kimliklerine bağlı olmaları, ona düşkün olmaları elbette ki haklarıdır ve saygıdeğer bir tutumdur. Etnik kimliği, milletin yerine ikame etmeye kalkmaları ise, hem anakronik bir tutum hem de millete karşı ve milletin temsil ettiklerine karşı saygılı olmayan bir davranıştır. Bunun, etnik ayrımcılığa, saf soy ve ırk arayışına uzandığını hatırlatmak gerekir.

Tarihsel özne

Bugün Türkiye'de, bir imparatorluk bakiyesi içinde yaşayan, o yapı içinde akrabalaşmış, aynı tarihi yaşayarak medeniyet kurmuş, ortak paydaları, farklı oldukları noktalardan daha fazla olduğunu hissetmiş insanlar yaşamaktadır. Onları, Türk milleti haline getiren tarihi, kimsenin ne yok etmeye ne de geri çevirmeye gücü yeter.
Türklüğe karşı, önyargılı, saldırgan bir tutuma sahip olanların durumu ise, diğerlerinden farklıdır. Bunların bir kısmı, Türkler'in Anadolu'ya adım attığı günden bu tarafa oluşan, düşmanlık duygularını şu veya bu düzeyde günümüzde devam ettirmektedirler. Bunlar arasında, Türkiye'ye yönelik tarihsel düşmanlıkların uzantısı olan birtakım çevrelerin, dolaylı ve dolaysız çalışmalarının etkisinden bahsedilebilir.

Yine bu kategori içerisinde, yaşadıkları bazı tecrübelerden, politik ve psikolojik sorunlardan kaynaklanan kimseler olabileceği gibi, belli ideolojik yaklaşımların sonucu olarak, Türk milletine karşı bir tavır takınmış olanların, yer alması da mümkündür.

Bütün bu saldırılar birincisi, Türkiye'nin kimliğini oluşturan tarihsel öznenin ne olduğunuunutturmamalıdır. İkincisi, milletin kendi kimliğine karşı hassasiyeti, bu tür davranışlara karşı Türkiye'nin varoluş güvencesidir. Üçüncüsü, milletin hassasiyetinin işlevsel hale gelmesi için, demokrasinin güçlenmesi gerekir. Kısaca, Türk milleti demokrasi sayesinde, demokratik süreçler işlediği müddetçe, kendi kimliğine ve varlığına el uzatanlara asla izin vermez.

8 Nisan 2013.Vedat Bilgin.Bugün Gaz.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum