Türk dünyası barış sürecine nasıl bakıyor?

Türkiye Kürt meselesinde barış sürecine odaklanmışken

Türk dünyası barış sürecine nasıl bakıyor?
07 Nisan 2013 - 12:04 - Güncelleme: 07 Nisan 2013 - 13:20

Türkiye Kürt meselesinde barış sürecine odaklanmışken, Türk milliyetçilerinin bir kesimi sürecin işleyişindeki bazı konulardan rahatsızlık duyuyor. Ancak Türk dünyası bu gelişmeleri yakından ve ümitle izliyor. İstanbul’da Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (TASAM) düzenlediği İkinci Dünya Türk Forumu ciddi bir katılımla gerçekleşti. Toplantının ana konusu “Türk Diasporası ve Türk Dünyası 2023 vizyonu” olsa da kulislerde Türkiye’deki son gelişmeler ön plandaydı.

Türk Cumhuriyetleri’nden gelen siyasetçiler, akademisyenler, araştırmacılar ve sivil toplum örgütü temsilcileri Balkanlar’dan Orta Asya’ya uzanan coğrafyada Türk kültürünü uluslararası hale getirmek, yeni kurumlarla aradaki kopukluğu gidererek daha bütüncül ve özellikle ekonomik alanda daha entegre bir Türk dünyasının temellerini atmaya odaklandı.

60 ülkenin temsilcilerinin bulunduğu toplantıda konuşan Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Eskişehir’in valisi Dr. Kadir Koçdemir “kültür başkenti uygulaması ile Türk kültür mirası ile ilgili gençlerde merak uyandırmayı, kalıcı eserler bırakmayı ve bilimsel çalışmalara ön ayak olunacağını” söyledi. Vali Koçdemir Dışişleri Bakanlığı’nın Yunus Emre Kültür Merkezlerine benzer Türk enstitüleri kurmak, Türk dünyası ses ödülü, bilim ödülü, yeni müzeler gibi projelerden söz etti.

Bununla birlikte kulislerde Türkiye’deki süreç en çok tartışılan konu oldu. Kars Kafkas Üniversitesi’nden Profesör Dr. Hacali Necefoğlu, Kürt meselesiyle ilgili tartışmalarda Türklüğü etnisite olarak algılamanın doğurduğu bazı sorunlar bulunduğunu vurguladı. Necefoğlu, “Türklük sadece etnisite değildir. Bence en büyük yanlışlık buradadır. Türklük binyıllar süresinde oluşan bir millettir. Türk milleti etnisiteye indirgenemez. Türk ırkı diye bir ırk yok. Türk milleti çeşitli ırklardan, çeşitli etnisitelerden oluşan bir millettir. Tarih birliği, medeniyet birliği, dil birliği bunun unsurlarıdır” dedi. Necefoğlu barış süreci ile ilgili olarak ise “Sürecin nasıl devam edeceği belirsiz. Ben şunu sormak istiyorum: Türk-Kürt savaşı var mı ki barış olsun? Bence savaş yoktur” diye konuştu.

Dünya Türk Forumu’na katılan MHP milletvekili Sinan Ogan ise süreç dolayısıyla Türk dünyasının ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çekti: “PKK ile masaya oturuldu diye Türklük anayasadan çıkarılamayacaktır. Türkiye ile PKK bir takım “çözüm modelleri” üzerinde çalışıyor diye Türk dünyası göz ardına itilemeyecektir. Türk dünyasını bunlar oluşturmadı ki ortadan kaldırsın.”

Ogan süreçle ilgili olarak ise “MHP olarak biz bu süreci tehlikeli olarak görüyoruz. Tünelin ucundaki ışığın klasik tabirle gelen tren olduğunu düşünmekteyiz. Biz kavga olmasın istiyoruz ama bunun yolu terör örgütüyle müzakere etmek değildir terör örgütüyle mücadele etmektir” görüşünü savundu.

Azerbaycan Ekonomik Kalkınma Bakanlığı’ndan Profesör Dr. Vilayat Valiyev ise dışarıdan bir gözle bakıldığında Türkiye ile Abdullah Öcalan arasındaki görüşmelerin ümit verici olduğunu belirtti: “Bence Türk dünyası medeni birliğinden başka ekonomi birliği olması lazım. Ekonomi birliği diğer meseleleri halledebilir. Çünkü Türk Cumhuriyetleri’nin Rusya’ya yakın olmasının sebebi ekonomilerinin zayıf olmasıdır. Ekonomileri zayıf oldukça Rusya’nın baskısı altında kalmaya devam edeceklerdir. Türkiye son zamanlarda büyük inkişaf gösterdi. Türkiye son 10 yılda çok ilerledi. 30 milyar ihracattan 150 milyarlara ulaştı. Daha çok dünyaya açıldı. Burada Azerbaycan ve Kazakistan’ın da dünyaya açılması lazım. Diğerleri geride kalmış. İşte bu noktada Türkiye’nin terör ile mücadelesinde konuşmaya başlaması bence daha iyi bir vasıtadır. Bu çatışma uzun süre sürdürülemez. Zamanla bu müzakerelerin olumlu sonuçları görülecektir. Bu Türkiye’ye ekonomide ve barış ikliminde çok şey katacaktır.”

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum