Tahsin Gündoğan:ÖZLEMEK

O an, O heyecanlı bekleyiş… O’nun sesini özlemek…

Tahsin Gündoğan:ÖZLEMEK
25 Nisan 2013 - 21:52

ÖZLEMEK

 

Eski zamanları anlatan dönem dizileri geldi aklıma… Genel olarak, sağ sol çatışmalarının yaşandığı zamanları, o zaman nezninde yaşanan aşk hikayeleri ile harmanlayarak anlatan ve başarılı sayılabilecek dizileri kastediyorum… Şu zamanlarda pek yapılmıyor ancak üç beş yıl öncesine kadar genel olarak herkesin seyretmiş olduğu ve o dönemleri birazda böyle dizilerden öğrenen bi’ kesim yarattığını söylemiş olursak yanılmış sayılmayız…

 

Dizileri izleyenlerin tarihteki yaşanmışlıkları öğrenmesini bi’ yana koyarsak bi’ çok kişinin de orada anlatılan aşk hikayelerinin izleyicisi olmalarını rahatça söyleyebiliriz bence. Birazda o zamanlara özlem duyarak izlenilmiş olduğu kanısındayım… Cep telefonu denilen aygıtın daha piyasada olmadığı bırakın cep telefonunu ev telefonlarının bile yaygın olmadığı, haberleşmenin ve birbirlerinden haber almalarının bazen günler hatta haftalar sürebildiği zamanlar…

 

İki sevgili, şimdiki zamanlarda olduğu gibi her saat hatta her dakika ulaşma, konuşma imkanının olmadığı, bazı zamanlarda aylarca belki de görüşemedikleri zamanlar olduğu düşünüldüğünde, o özlem denilen şeyi her iki tarafında iliklerine kadar hissetmiş olmalarını ve belki de böylece özlemin vermiş olduğu saflıkla, birbirlerine olan sevgilerini kimi zaman ucu yakılmış olan ve günlerce sonra ellerine ulaşabilen mektuplarla anlatabiliyorlardı… Birbirlerini özlüyorlardı. Özlemin ne olduğunu biliyorlardı ve böylece daha fazla birbirlerine bağlanıyorlardı sanırım…

 

Düşünsenize, geçmiş zaman yaşanmışlıklarında, belki de aylarca konuşma imkanı bulamadığınız sevgilinizin bi’ fırsat yaratıp az bir sürede olsa sesinin duyulması… O an, O heyecanlı bekleyiş… O’nun sesini özlemek… Sanırım bu duyguyu yaşamış olanlar eminim bizden daha çok şanslı olarak görüyorlardır kendilerini…

 

Zamanın aşkları ve ikili ilişkilerini göz önüne aldığımızda zamanı ve birbirlerini nasıl tükettiklerini açıkça görebiliriz. Samimiyetin kaybolduğu anların bolca olduğu ve birbirlerine olan güvenin ne denli pamuk ipliğine bağlı olduğu bu kadar açıkça görülen, birbirlerine olan saygının ve bağlanmışlıkların günümüzün tüketim alışkanlıklarına çoğu zaman karışıp kaybolduğu birer ilişki yumağı haline geldiğini görmek çok da zor olmamalı içinde bulunduğumuz bu zamanlarda…

 

Tüketiyoruz… Her şeyi olduğu gibi aşkı ve sevgiyi de çok çabuk tüketiyoruz… Birbirimizi özleyemiyoruz… Özlemin ne olduğunu anlayamıyoruz ve anlayamadığımız içinde gerçek sevginin ne olduğunu çoğu zaman bilemiyoruz… O’nu beklemeyi iliklerimize kadar hissedemiyoruz… Beklemenin değerini anlayamadığımız içinde kavuşmanın kendine has olan o sırrına çoğu an’larda nail olamıyoruz…

 

Bizim özlemekten anladığımız, bir telefon ya da diğer kameralı iletişim araçlarıyla son bulabilen –çoğu herkes için ve çoğu anlarda- bi’ olgu haline geldi ne yazık ki artık… Ama bu gerçek anlamda özlemenin tılsımını anlayabileceğimiz bir durum içinde sayılamıyor ve sadece o an’ ı geçiştirmekten başka bi’ işe yaramıyor… Ve böylece gerçek özlemin ne olduğunu tam olarak bize yaşatmıyor… 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum