Şehirlerin HafızasıKitapçılar!

Kentlerin büyük karmaşasından kurtulmak için oturup yenileneceğimiz, bambaşka bir şekilde yorulacağımız, büyük bir sevinç duyacağımız kitapçılarımız olmalı.

Şehirlerin HafızasıKitapçılar!
16 Mart 2012 - 10:40

 

Şehirlerin de ruhu olduğu söylenir. Bir şehirdeki olumlu veya olumsuz şeyler o şehrin ruhunun şekillenmesinde etkilidirler. Geçmişin izleri, olayları, şahısları bugünün mekânlarına, insanlarına, eylediklerine karışarak, katışarak az veya çok canlılıklarını devam ettirirler.Kitapçı

Hemen tüket!

Ama kapitalizm dediğimiz acımasız çark, özellikle teknolojisiyle ve bunun getirdiği hızla geçmişi geçersiz kılmak istiyor. Direnme umudu gittikçe zayıflıyor. İnsanların geçmişle olan sahih bağlarını inanılmaz bir hızla kopartıyor. Hafızanın yerini türedi bir yenilik arzusu alıyor. Her şey yeni olmalı. Yeni ama güçsüz. Çünkü her yeni icat eskisinin yerini almalı çabucak. Ve o da bilinçsiz bir süratle tüketilmeli.

Dokunarak, görerek almak gibisi var mı?

Bu büyük beladan kurtuluş ancak bilinçlenmeyle, farkındalıkla, köklere tutunmakla mümkün. Ta göklere dek uzanabilecek köklerimizin en sağlam şekilde muhafaza edilebileceği koca mekânlardan biri de iki kapak arasındaki kitaplardır. Kitaplar da kitapçılarda olur. Kütüphanelerde olur.

Gerçi artık sanal ortamlardan da sipariş verebilirsiniz. Fakat kitabı görerek, ona dokunarak almak gibisi yoktur. Ayrıca kitapçılara gitmek sadece istediğimiz kitaba ulaştırmaz bizi. Orda farklı bir şeyler var. Gizli sesler, fısıltılar, işaretler, “bakbana”lar… Geçmişten bir şeyler. Şehrin ve insanın ölümünü engelleyecek bir şeyler. Dirime ve dirilişe yol açacak bir şeyler. Eğer doğru kitaba uzanabilirsen -ki muhakkak gerçekleşir bu- ışık olacak o. Umut olacak, sancı olacak.

Erzurum Üniversite KitapeviBildiklerin söz olup taşsın kardeşlerine!

Yani insana açılacak nice kapılar… Ve ordan bir yerden başka sesler işitilecek. Senin aradığın kitabı soran başka biri. Sana benzeyen biri. Ne güzel!

Kurulmuş bir sohbet halkası göreceksin belki de. Sen de dayanamayacak ve katılacaksın. Bildiklerin, okudukların söz olup taşacak dışarı. Yeni kitap isimleri, yeni yazarlar, sevdiklerin, sevmediklerin öğrenilecek. Paylaşarak sıkı bir kardeşlik bağı kurulacak.

Şehrin direnç noktası kitapçılar!

İşte bak. Şehrin direnç noktalarından biridir kitapçılar. Kökçüdür. İstikbali inşaya niyetlidir. Okuyucu kendinden başlayarak katılır bu eyleme.

Çaylar içilir, telefonlar alınır, dualar edilir, sözleşilir. Diğer okuyucularla tanışmak, şairlerin, yazarların, akademisyenlerin birikimlerinden faydalanmak sizi kitapçının dışına yepyeni bir heyecanla çıkarır. Aldığınız kitaplar daha değerlidir artık. Daha fazla seversiniz onları. Daha büyük bir inançla gezinmeye başlarsınız satırları arasında.

Bir limana sığın ey yolcu!

Bu dünya denizinde hepimiz birer yolcu değil miyiz? Harfleri, kelimeleri, imgeleri, mısraları, fikirleri, hakikate götüren sohbetleri seven yolcular isek; hepimizin en az bir limanı olmalı. Yani oturup yenileneceğimiz, bambaşka bir şekilde yorulacağımız, büyük bir sevinç duyacağımız kitapçılarımız, kitapevlerimiz olmalı. Çünkü kitapevleri şehrin can damarlarından biridir. Oraya giden can bulur. Söyleşerek sözün künhüne varır. Düşünceleri gürleşirken ruhu öz/gürleşir. Kardeşlerini ve şehrini daha çok severek her kitaptan sonra bir tazelikle, dinamizmle başlar hayata. Öyleyse müjdeler olsun bize! Çünkü maneviyatla ve fikirle beslenip dinamizm kazanan ruh, kapitalizmle girdiği savaşı kaybetmeyecektir.

 

Mustafa Nezihi baharda daha çok gitmek umuduyla anlattı

dunyabiizm

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum