FATİH SULTAN MEHMET VE MOLLA HÜSREV

FATİH SULTAN MEHMET'İN HOCASI MOLLA HÜSREV

FATİH SULTAN MEHMET VE MOLLA HÜSREV
00 0000 - 00:00 - Güncelleme: 03 Mayıs 2020 - 17:18

Tam adı Muhammed bin Feramurz’dur. Doğum tarihi bilinmemektedir. Babası, Rum asıllı bir Fransız subayıdır ancak daha sonra Türklerin üstün ahlak anlayışına hayran olup, Fransa’dan kalkıp Anadolu’ya göç etmiş, Feramerzolan adını Feramuz olarak değiştirmiş ve İslamiyeti seçmiştir. Oğluna Hz. Muhammed’in (S.A.V) adını koyan Feramuz Bey, kızını da Osmanlı emirlerinden Hüsrev Bey’le evlendirmiştir. Muhammed, babasının genç yaşta ölmesi üzerine, kız kardeşi ve eniştesi Hüsrev Bey ile yaşamaya başlamış, onların yanında büyümüş ve zamanla “Hüsrev’in Hanımının Kardeşi” namıyla tanınmıştır. Daha sonra da bu uzun lakap kısalarak kısaca “Molla Hüsrev” olarak anılmıştır(1). 

Molla Hüsrev (1)

Güzel ahlaklı, vakur, yüksek ilmiyle  İslam dinine uymakta gayretli, titiz ve tevazu sahibi olarak övülen Molla Hüsrev bu sebeplerden dolayı zamanında, halkın ve devlet adamlarının sevgisini ve hayranlığını kazanmıştır.

Fatih Sultan Mehmet’i hiç yalnız bırakmamış, şehzadelik döneminde ona dersler vermiş, tüm saltanatı süresince sağ yanında oturmuş; İlme ve âlimlere çok değer veren Fatih’in,  eğitim faaliyetlerine yön vermek maksadıyla kurduğu eğitim komisyonunun üyesi olmuş, İlmî müzakere ve sohbetlere pek çok kez reisü’l- ulema sıfatıyla başkanlık etmiştir(2). Molla Hızır Bey’in ölümü üzerine de Galata ve Üsküdar’la birlikte İstanbul kadılığının tüm yetkilerine tayin edilmiş, Ayasofya’da açılan külliye medresesinin ilk baş müderrisliği görevini üstlenmiştir(1).

Ayasofya Medresesi (3)

 

Ayasofya Medresesi

Fatih Sultan Mehmed, Molla Hüsrev için: “O devrinin Ebu Hanîfesi’dir (İmam-ı Azam’ı), diyerek ona olan sevgisini ve saygısını belirtmiştir(1).

Fatih Sultan Mehmet

MOLLA HÜSREV  FATİH SULTAN MEHMET’E NEDEN KÜSMÜŞTÜ?

Ancak Fatih Sultan Mehmet bir gün, bir yemek daveti verir ve bu davete Molla Gürâni’yi de çağırır. Sofrada oturacağı yer söz konusu olur. Molla Güranî de “Bu ziyafette kendisine yakışanın hizmet etmek olduğunu,” söyler. Bu karşılıktan çok etkilenen sultan da onu sağ yanına, Molla Hüsrevi ise sol yanına oturtur.

Ancak Molla Hüsrev bunu kabullenemez ve bir mektup yazar: “İlmi ve dini gayretim, böyle bir meclise katılmaya izin vermez.” Bu arada da bir gemiye atladığı gibi Bursa yolunu tutar ve orada bir medrese kurarak ders vermeye başlar(1).

Bir süre sonra Fatih Sultan Mehmet bu yaptığına pişman olur ve hocasını İstanbul’a geri çağırır. Bu emre itiraz etmeden uyan Molla Hüsrev de şeyhülislamlığa atanır (1460 )(1).

MOLLA HÜSREV TÜRBESİ

1480 yılında İstanbul’da vefat eden Molla Hüsrev’in Cenaze namazı Fatih Camii’nde kılındıktan sonra Bursa’ya götürülüp, Emir Sultan’ın kabrinin doğusunda, kendi yaptırdığı medresenin bahçesine defnedilmiştir. Mezar taşında: “Menbâ-ı İlmühüner, Vâris-i ulûmü Hayr-il-beşer, Fazlı mürşîdi eser, Sâhib-üd-Dürer vel-Gurer Mevlânâ Muhammed Hüsrev” kitabesi bulunmaktadır(4).

Molla Hüsrev'in Mezarı

MESCİDİ VE MAHALLESİ

Birçok öğrenci yetiştiren Hüsrev fıkıh âlimi olduğu gibi, bir şair olarak da tanınmıştır. Öldüğü zaman kendi el yazısıyla yazılmış pek çok eseri bulunmuştur. İstanbul’un birçok noktasında da inşa ettirdiği mescitleri vardır.

Süleymaniye’deki mahallelerden biri de onun yaptırdığı bu mescitlerden biri etrafında şekillenmiş, onun adını almış ve bu büyük Osmanlı âliminin ismini bugüne kadar yaşatmıştır. Burası, Tahrir Defterleri’nde “Mahalle-i mescid-i Mevlana Hüsrev der nezd-i cami’i hazret-i şeyh vefa-zade rahmetullah” şeklinde kayıtlıdır(5).

Mollahüsrev, bugün, İstanbul’un Avrupa Yakası’nda bulunan Fatih İlçesine bağlı 57 mahalleden biri olup Süleymaniye’ye, Hacıkadın’a, Hoca GıyasettinKalenderhane ve Zeyrek mahalleleriyle komşudur.

Molla Hüsrev

Sınırları belli bu mahalleye ismini veren mescidi ise eski adı “Kovacılar” yeni adı “Cemal Yener Tosyalı” olan cadde ile Taştekneler Sokağı’nın arasındaki köşede, önemli eğitim merkezlerinden Vefa Lisesi’nin karşısındadır. 1460’ta inşa edilmiş, 1465’te vakfiyesi düzenlenmiş ve II. Abdülhamit zamanında (1876-1909) onarım görmüştür(6).

Molla Hüsrev Mescidi(7)

Molla Hüsrev, bu hayratı için İstanbul’da Beyazıt, Mahmut Paşa gibi yerlerde 179 dükkan, 42 hücre, Bursa’da 2 dükkan, 9 ahır vs. olmak üzere toplam 72603 akçe gelirli vakıf bırakmıştır. Vakfiye’ye göre her üç mescidin imamlarına 3’er müezzinlerine 2’şer akçe verilmesi öngörülmüş; mütevelliye, gelirin 1/20’si, nazıra 1/40’ı, Bursa ve İstanbul kadılarına yine 1/40, müderrise 20, öğrencilere 16, medrese imamı ve müezzine 2’şer cabiye 3 akçe ve diğer masraflar için gerekli miktar ayrılmıştır(7).

Molla Hüsrev Mescidi Çevre Duvarları ve Orijinal Minaresi(7)

Asıl cami, bir yangında harap olmuş, yerine 70 cm.lik ince duvarlı sivri pencereli ve düz tavanlı yepyeni bir bina yapılmıştır. Ayrıca bir iç mahfil eklenmiştir. Son olarak 1978 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir edilmiştir. Minare, çeşme ve çevre duvarları dışında asıl yapısından bir şey kalmamıştır(6).

KAYNAKÇA

(1) Taşköprülüzâde, Osmanlı Bilginleri, Eş, Şakâiku’n-Nu’mâniyye Fi Ulemâi’d-Devleti’l-Osmâniyye, Çeviren. Muharrem Tan, İz Yayıncılık, İstanbul, 2007

(2) Metin Reis, “Fatih Sultan Mehmed ve İlim”, www.sizinti.com.tr (09.09.2011)

(3) www.ayasofya.org

(4) Anonim, “Molla Hüsrev”, tr.wikipedia.org (13.09.2011)

(5) Nagehan Çakar Başpehlivan, Osmanlı Mahalle Kavramı ve Süleymaniye Örneği, Süleymaniye, Ulusal Sempozyum/Şehir ve Medeniyet, (23-25 Kasım 2007), İstanbul, 2010, s. 189

(6) Esra Güzel Erdoğan, “Molla Hüsrev Mescidi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, cilt 5, İstanbul, 1994, s. 485

(7)  www.fatihmuftulugu.gov.tr

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum