"Savaş Sadece Siperde Değil" - Cavit İsmail

"Savaş Sadece Siperde Değil" - Cavit İsmail
03 Mart 2020 - 00:02 - Güncelleme: 03 Mart 2020 - 23:39

15 Şubat Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyanın, 56. Münih Güvenlik Konferansı kapsamında düzenlenen bir panelde Dağlık Karabağ sorunu ile ilgili yapılan yayını çok büyük ilgiyle Internet üzerinden doğrudan izledim.

Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin Münihte yapılan görüşmesi bana bir Azerbaycan vatandaşı gibi gurur verdi.

Bu görüşmede Cumhurbaşkanı İlham Aliyev dünyanın gözleri önünde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyananın şahsında sinsi düşmanın gerçek yüzünü dünyaya bir daha gösterdi ve çürük "kanıtlara" dayalı Ermeni küstahlığını darmadağın etti.

Kuşkusuz, bu Ermeni siyasi dersine (oyununa) verilen bir sonraki tarihsel dersti. Ama dikkatinizi bu noktaya çekmek istiyorum. Dünyanın önde gelen ülkelerinde Ermeni hastalığı - Ermeni fobisi olduğu bilinmektedir. Dünyadaki her şeyin onlara ait olduğunu ve Ermeniler tarafından yaratıldığını iddia etmek bir hastalık haline geldi. Onlar ilk olarak kendileri bir konu oluşturur, daha sonra kendi yarattıklarına kendileri inanıryor ve nihayetinde dünyayı bu yalana utanmadan ikna etmeye çalışırlar. Ne yazık ki, bilimsel politikaya dahil olan güçler sadece bu Ermeni yalanlarına inanmakla kalmıyor, bu yalanları geliştiriyor bile.

Her birimiz biliyoruz ki, Ermeniler sadece eski Mısır'da piramitlerin kurucusunun Ermeni olduğunu iddia etmekle kalmıyor, aynı zamanda yeri-göğü yaratan Tanrı'nın da Ermeni olduğunu söylüyorlar. Evet aslında bu hastalık bugün Çin'de ortaya çıkan koronavirusdan da korkutucu ve zararlıdır. Gelelim konuya. Bizler elimizde olan doğru ve güvenilir kaynaklara, özellikle de Ermeni ve Ermeni yazarlara atfedilen bilimsel eserler ve somut olgulara dayanan tarihi gerçekleri ideolojik silah olarak tam kapasite ile verimli şekilde Kullanabiliyor Muyuz? Sanırım hayır! Sayın Başkan İlham Aliyev, sahte Ermeni yalanlarını yine de utanmadan dünya kamuoyuna yutturmaya kalkışan, Ermeni toplumunun bir numaralı yüzü Paşinyanı darmadağın etmekle, aslında bu alanda sorumlulukla mükellef olan ilgili kurumlar için de master klas bir ders yaptı.

Bakın, Sayın Aliyev o kadar da uzak olmayan geçmişe dikkat çekerek 1805 yılında Karabağ hanı İbrahim Han'ın Rus İmparatorluğu generali Sisianovla anlaşma imzalamasını ve bu anlaşmaya göre, Azerbaycan'ın Karabağ Hanlığı'nın bağımsız ülke olarak Rusya İmparatorluğu'nun idaresine geçmesini vurguladı. Daha sonra Kürekçay adlandırılan bu anlaşmada, - anlaşmanın metninin internetten elde etmenin mümkün olduğuna dikkat çekerekten, - Karabağ'da Ermeni nüfusuyla ilgili hiçbir şey söylenmediğini belirtti. Aynı zamanda, 1813 ve 1828'de Gulustan ve Turkmenchay anlaşmaları uyarınca imzalanan diğer anlaşmalar, Azerbaycan'ın geri kalanının Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olacağı anlamına geliyordu. Evet, bu tarihi belgelerin hiçbiri Ermeniler hakkında hiçbir şey söylemiyor. Bu, Ermenilerin bu coğrafyada olmadıklarının kanıtıdır.

Biliyoruz ki, 1978 yılında Azerbaycan'da, Dağlık Karabağ'ın Ağdere (Mardakert) ilçesi Marağa köyünde Ermenilerin İran'dan Azerbaycan topraklarına göç etmelerinin 150. yıldönümü dolayısıyla anıt dikildi.

 (Fotoğrafı sunuyorum. Anıtın üzerinde Ermenice "Marağa-150" yazıyor.) Bu anıt Ermenilerin cilt cilt yalanlarına tutarlı cevaptır. Peki neden bu video veya fotolar arşivlerden alınmıyor? Neden somut kanıt olan bu bu anıtın kurulması ile ilgili bu dönemin insanları bulunup, tutarlı tarihi-arşiv malzemelerine dayanaraktan kapsamlı film yapılmıyor? Bu filmde türlü oyunlarla Azerbaycana gelmek isteyen Ermenileri de bulup oynatmak mümkündür! Yalnış mı söylüyorum?!

Başka kanıt, sosyo-politik militan, türkçü alim, professor Ejder Tağıoğlunun (İsmailov'un) "Ermeni halkının sahte" tarihi "üç Türk devletinin (Biaini, Arme, Part / Parfya) mitolojik ve filoloji tarihidir" serisinden Ermeni "tarih biliminin" nın şah damarını kesen " “Sahte ermeni tarihi ve sahte keşiş yazar Movses Horenatsi” kitabında ünlü Ermeni bilim adamı K. Patkanov'un (Patkanyan) epigrafik alıntısı: "Ermeniler yaşadıkları bölgenin en gereksiz insanlarıdır". Bunu söyleyen Türk değil ve Türkleri seven biri de değil. Bunu söyleyen Ermenidir! Ve sıradan bir Ermeni değil!

Yazar bu bilimsel eserinde yeterli sayıda eski yazarlara, güvenilir kaynaklara, etnografik abidelere, kilise edebiyatına, ünlü Rus, Ermeni ve Avrupa tarihçilerine dayanarak Ermeni tarih edebiyatı için muteber kaynak olarak kabul edilen "Ermeni tarihinin babası" M.Horenatsinin kimliğini tekzib etmekle, kilisede üç Türk devletine (Biaini, Arme, Part) ait olan, fakat "ermenileştirilmiş" mitolojik ve filoloji edebiyat bazında hazırlanan "Armeniya tarihi" eserlerinin yanı sıra papaz dedelerinin geleneklerini sürdüren Ermeni tarihçilerinin mensup oldukları halka yazdıkları "eski tarih" kitaplarının sahte ve uydurma olduğunu bilimsel olarak kanıtlar.

Profesör Ejder Tağıoğlunun sahte "Mesrop alfabesi" mitini darmadağın eden " Mesrop Maştos

Alfabe mucidi değil, Sahtekar anonim papazdır” adlı kapsamlı bilimsel eserinde de epigraf Ermeni bilim adamı Akademisyen N.Y.Marrın sözleri ile başlar: "Ermeni halkı gibi, ermeni dili de hibrid dildir".Bakınız, Ermenilerin dilinin Ermeni halkının kendisi kimin hibrid olduğunu söyleyen işte yine de ünlü Ermeni bilim adamı. Türk değil, Ermeni! Bu eserde de, yazar Ermeni "tarih bilimine" sarsıcı bilimsel darbeler indirdi. Öyle ki, Ejder Tağıoğlu görkemli dünya linguist bilim adamlarının geldikleri son sonucu özetliyor, tarihte ne "Mesrop Maştos" adında alfabe"mucidi", ne Ermenilerin etno linguistik bazında sisteme salınmış "Ermeni alfabesi", ne de "Ermeni yazısı" yokmuş!

Zamanı gelmişken söyleyeyim ki, ermenifobi virüsü iddia ediyor ki, güya "Mesrop Maştos" Gürcü alfabesinin da yazarıdır.

Bu gerçekler genişletilebilir, ancak beni ilgilendiren şey, zorlayıcı ve makul gerçeklerimiz olmasına rağmen bu gerçekler saygın Ermeni ve Ermeni akademisyenlere atıfta bulunmaktayken bu gerçekleri ideolojik bir silah olarak kullanmıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Münih toplantısında Ermeni yalanlarına bir başka ezici darbe indirdi, bundan sorumlu kurumlar sizlerin de bir şeyler yapma zamanınız daha gelmedi mi?:

Doğru, Ermeni mekrine karşı son ve en şerefli cevabı inanıyorum ki, en kısa zaman zarfında reşadetli ordumuz verecek. Kesinlikle verecek!

Fakat unutmayalım ki, savaş sadece siperde değil, aynı zamanda bilim, propaganda ve b. yerlerde de devam ediyor.

Kaynak: ASAS MEDYA https://asasmedya.info/news/authors/10966-savas-sadece-siperde-degil

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum