SARAYBOSNA

Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna, mütevazi görünümüne karşın, her zaman tarihe yön veren bir kent olma özelliğini gösterdi...Birinci Dünya Savaşı, bu kentin içinde bir köprünün başında yaşanılan suikastle başladı. 20'nci yüzyılın sonlarında Saraybosna, yine en çok konuşulan kentti...

SARAYBOSNA
04 Ocak 2013 - 13:35

Hazırlayan: Orhan OCAKDAN [email protected]

Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna, mütevazi görünümüne karşın, her zaman tarihe yön veren bir kent olma özelliğini gösterdi...Birinci Dünya Savaşı, bu kentin içinde bir köprünün başında yaşanılan suikastle başladı. 20'nci yüzyılın sonlarında Saraybosna, yine en çok konuşulan kentti...

Dünyanın özellikle 1991-1995 kanlı iç savaşından hatırladığı Saraybosna, Uçaktan inip şehre ayak bastığınız andan itibaren, kurşun delikleri ile dolu binaları ile karşılar sizi.

Derler ki "Bu şehrin delileri savaş boyunca keskin nişancıların sinirini bozmak için salıncaktan inmemiş, bu şehrin kadınları bomba seslerine aldırmadan güzellik uykularına yatmış, bu şehrin dedeleri ceplerindeki son parayla Başçarşı'ya kahve almaya gitmiş, bu şehrin tiyatrocuları mum ışığında 'Godot'yu Beklerken'i oynayıp savaşa kafa tutmuş. Bu şehrin insanları en karanlık günlerde bile 'yaşam'dan vazgeçmemiş."

Savaşın izlerini silmeye çalışan şehri, şöyle bir turlayınca Bosnalıların yüzündeki hüznü ve her şeye rağmen gözlerindeki yaşama sevincini aynı anda görmek mümkün.

2

Otelinize yerleştikten sonra ilk gitmeniz gereken bir Anadolu kentinde bulunduğunuz hissini veren, şehrin en tarihî bölgesi ve Avrupa'nın en müstesna çarşısı olan, Saraybosna'nın kalbi: Başçarşı (Baščaršija). Başçarşı'daki etrafı güvercinlerle dolu, şehrin sembollerinden de biri olan sebilden (Sebilj) başlayarak otelinizden ya da Başçarşı içindeki turizm noktasından alacağınız bir Başçarşı haritası ile ilk ziyaret yeriniz Ali Paşa Camisi olabilir. Cami, Bosnalı Sancak Beyi Hadım Ali Paşa'nın bağışlarıyla 1560 yılında inşa edilmiş. Sonrasında 1537 yılında kurulan ve o döneminden beri eğitimine ara vermeden devam eden Kurşunlu Medresesini ziyaret edebilirsiniz. Başçarşı içinde bulunan Gazi Hüsrev Bey Camisi, Bey Camisi olarak da bilinir. 1531'de Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey tarafından inşa ettirilen bu cami, bir Mimar Sinan eseridir. Devamında Saat Kulesi, Katolik Katedrali, Ortodoks kiliseleri ve Musevi sinagogu şehrin merkezinde yer alan ve yürüyerek kolaylıkla görülebilecek yerler. Şehir, barındırdığı dinî çeşitliliğiyle Müslümanlık, Ortodoksluk, Katoliklik ve Museviliği yüzyıllar boyunca barış içinde yaşatmış. İşte bu yüzden Saraybosna, Avrupa'nın Kudüs'ü olarak da kabul edilir. Böyle olunca Başçarşı'da yürürken bir Ortodoks kilisesi, bir Katolik kilisesi, bir cami veya bir sinagog görmek sizi şaşırtmasın.

6
LATİN KÖPRÜSÜ

 
Çarşının diğer ucunda, I. Dünya Savaşı'nın başlamasına neden olan Avusturya-Macaristan veliahtı Prens Franz Ferdinand suikastının gerçekleştiği Latin Köprüsü'nü (Latinska ćuprija) görebilirsiniz. Şehrin içinden geçen Milyeçka Nehri boyunca ilerleyip daha sonra bir paralelden geri dönmeniz, Ortodoks kilisesini, Güzel Sanatlar Fakültesini ve şehrin diğer önemli yapılarını da görmenizi sağlayacaktır.

KOVAÇİ ŞEHİTLİĞİ

Şehitlik Başçarşı'dan yürüyerek yaklaşık 10 dakika mesafede, buradan şehir ayaklarınız altında. Şehitlikte önünde iki askerin nöbet tuttuğu mezar, hemen dikkatinizi çekecektir. Bu mezar, Bosna-Hersek'in bilge şahsiyeti Aliya İzzetbegoviç'in mezarıdır. "Vasiyetimdir, beni şehitlerimin yanına gömün. Benim yanım onların yanıdır. Beni ayrı bir yere defnetmeyin, zira benim ziyaretime gelenler onlardan da dualarını esirgemesin, mahzun kalmasınlar." diyen Aliya'ya ve tüm şehitlere bu ziyareti gerçekleştirerek dua edebilir, sonrasında Aliya'yı daha iyi tanımak için Kovaçi Şehitliği yakınındaki Aliya İzzetbegoviç Müzesini gezebilirsiniz.

BELEDİYE BİNASI “VİJECNİCA”

II. Dünya Savaşı'ndan sonra kütüphaneye dönüştürülen bina, 19. yüzyılda Aleksandro Wittek tarafından inşa edilmiş. Binayı yapmadan önce İslami mimariyi tanıması için Kahire'ye gönderilen Wittek, çalışmasında buradaki II. Hasan Camisi'nden esinlenmiş. Kütüphanede bulunan üç buçuk milyonluk kitap koleksiyonunun tamamına yakını Bosna Savaşı sırasında yanarak yok olmuş. Bina bugün çeşitli sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapıyor.

İNAT KUCA

İnat Evi anlamına gelen bu yapı, anlatılan hikâyeye göre belediye binası yapılmadan önce onun yerinde bulunuyormuş. Bina yapılırken buranın yıkılmak istenmesi üzerine ev sahibi uzun süre yıktırmamakta inat etmiş. En sonunda evin, tamamen aynı şekilde, parça parça nehrin karşı tarafına taşınmasında uzlaşılmış. Osmanlı mimarisi tarzındaki ev, bugün yerel mutfaktan örnekler sunan bir restoran.

MARKALE PAZAR YERİ

NATO askerlerinin müdahalesinin başlamasını, 1992- 1995 arasında devam eden savaşın sona ermesini sağlayan, 1995 Ağustos ayındaki bombalama olayının gerçekleştiği ve 60'tan fazla sivilin öldüğü Markale Pazar Yeri'ni ve onlar adına yapılan anıtı da görmeniz gerekiyor. Sokakları arşınlarken Ferhadiye (Ferhadije) Caddesi ile Mareşal Tito Caddesi'nin kesişme noktasında bulunan İkinci Dünya Savaşı'nda şehrin faşistlerden kurtarılmasının anısına yapılan, günümüzde daha çok umudun ve güzel günlerin anıtı olan Sonsuz Ateş (vjecna vatra) anıtı da ansızın karşınıza çıkabilir.

TÜNEL

Saraybosna'da sizi en çok etkileyen yerlerden biri de "Umut" ya da diğer adıyla "Hayat Tüneli" olabilir. Bu tünel savaş yıllarında sıkı Sırp ablukası altındaki Saraybosna'da yiyecek, ilaç ve silahla beraber tüm umutların da bitmeye yakın olduğu sırada 3 ay, gece gündüz gönüllü çalışan bir ekip tarafından inşa edilmiş. Günümüzde bu tünelin sadece 10-15 metrelik kısmı açık diğer kısımları savaş sonrasında kapatılmış. Tünelin bir de savaş zamanından izler taşıyan müzesi var.

Ne Zaman Gidilmeli

Amacınız sadece Saraybosna'yı gezmek ise yılın herhangi bir dönemini tercih edebileceğiniz gibi kışları çok soğuk geçmesi ve temmuz-ağustos aylarının da yoğun olmasından dolayı, nisan, mayıs, haziran, eylül, ekim ayları daha idealdir. Temmuz ayı ortalarında Uluslararası Folklor Festivali ve ağustos ayında ise Avrupa'nın en önemli film festivallerinden biri olarak gösterilen Saraybosna Film Festivali'nin olduğu da unutulmamalıdır.

YEME İÇME

Bosna'da en meşhur yiyecekler, kültürel yemek çeşitleri de olan Boşnak böreği "burek" ile köfte "ćevapi" dir. Galatasaraylı eski futbolcu Tarık Hodzic'in işlettiği lokantada (Tarık'ın Yeri) Başçarşı'nın en güzel "ćevapi"sini yemek mümkün. Şark sofrası tarzındaki minik lokantanın duvarları Tarık'ın daha önce buraya gelen ünlü isimlerle çektirdiği fotoğraflar ve Galatasaray bayraklarıyla dekore edilmiş. "Ćevapi" bir pide içerisinde yanında söğüş soğan ile servis ediliyor. Her et yemeğinde olduğu gibi yanında ayran içmek isterseniz ne yazık ki ayranı bilmiyorlar fakat ayran istediğinizde hafif sulu bir yoğurt geliyor. Boşnaklar "burek" dediklerinde kıymalı börekten bahsederler. Ispanaklı börek "zelyenitsa", patatesli börek "krompiruşa" ve peynirli börek ise "sirnitsa" olarak telaffuz edilir. Börek "Burekdzinica", "Ćevapi" ise "Cevapdzinica" adı verilen yerlerde satılır. Saraybosna'ya yolunuz düştüğünde, Begova çorbası, Boşnak usulü mantı (klepe), yassı ve yuvarlak köfte şeklinde, ızgarada pişirilip servis edilen Pleskavica ve elma tatlısını (tuffahiye) da mutlaka denemelisiniz. Ancak hepsinin üzerine küçük bir tepsi içinde kulpsuz ve boş bir fincan, kahve dolu bir cezve ve lokum... 

Sözün özü, Saraybosna'ya gidin, pişman olmazsınız...

artı90dergi

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum