RÜMEYSA ERTEM: KALEMİMLE KAVUŞTURAN ADAM

Beni, benimle kavuşturan; düşüncelerimle birleştiren, kalbimle ve kalemimle dost eden adam! Sanadır cümlelerim…

RÜMEYSA ERTEM: KALEMİMLE KAVUŞTURAN ADAM
25 Mayıs 2014 - 16:51 - Güncelleme: 25 Mayıs 2014 - 17:06

KALEMİMLE KAVUŞTURAN ADAM

                                                                                        Öğretmenlerime…

Yazılar… Satırlar… Yüzüne söylemek isteyip de söyleyemediğim ve kalemimin derinliğinden birkaç cümle…

 

Beni, benimle kavuşturan;  düşüncelerimle birleştiren, kalbimle ve kalemimle dost eden adam! Sanadır cümlelerim…

 

Henüz bir yıl önce, bir meslek lisesinde, daha kalemin özüyle tanışmamışken ve ağlayarak İmam-Hatip Lisesine geldiğim günlerim… Okula alışamamış, arkadaşlarıyla kaynaşamamış ve eski okuluna özlem içerisinde olduğum saatler… Sonra ders programında, henüz gerçek anlamını bilmeden, diğer dersleri bekler gibi onu da sıradan bir ders gibi beklediğim Edebiyat.

 

Zil çalıyor ve kapıdan bir adam giriyor. İri, beyaz tenli ve asil duran kaşlarının altındaki gözlerinin rengini belirleyemediğim bir adam… Anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor. Doğruları, gerçekleri, hakkı, haksızlığı… Söyledikleri bizim beynimize tokat gibi çarpıyor. Çünkü gerçekler acı, gerçekler umursanmaz, gerçekler yanlışlardan çok uzak… Ama o, imtina etmeden, gerçekleri, yani bizlerin yapamadığını savunuyor.

 

İşte şimdi… O adamı tanıdığım günler… Edebiyat derslerini sabırla beklediğim saatler… Gerçekleri duyma hasretim… Beni kalemimle kan çıkara çıkara dost ettiren, yazı yazma zevkimi büyüttüren, ayaküstü nasihatlarıyla da ufkumu genişleten adam.

 

Benliğimi, içimdeki yazma sevdasını fark ettiren, yaşamın ‘boşver’ler ile geçmeyeceğini, küçük şeyleri bile önemsemek gerektiğini anlatan adam.

 

Bir yazı veya birkaç satır kelimenin değerinin boş geçirdiğim zamanlardan daha pahalı olduğunu öğreten adam.

 

Şiirlerin, yazıların, hikâyelerin, romanların, kendi içinde de bir dünyası olduğunu hissettiren adam.

 

Düşünüyorum da olur ya gelmeseydim bu okula; girmeseydiniz dersime, hiç görmemiş olsaydım sizi, isminizi bile duymasaydım, kalemimle nasıl tanışacaktım? Beni özüme kim döndürecekti? Gerçekleri kim anlatacaktı? Yanlışın yanlış olduğunu nasıl anlayacaktım? Kafamın içinde bin türlü soru hazinesi…

 

Evet, belki bir sınıfta veya birkaç öğrenci nezdinde hatta belki bir toplulukta sevilmeyen kişi olabilirsiniz. Çünkü doğruları söylüyorsunuz, gerçekleri söylüyorsunuz. İnsanların tam beyninden, oku atıp, hedefi tutturuyorsunuz.

 

Evet, belki gideceğim bu okuldan. Ağlayarak geldiğim okula, gülüşlerimi, sevinçlerimi, mutluluklarımı, hatırlayarak yürüyeceğim başka yönlere. Belki sizinle hiç karşılaşmayacağız, konuşmayacağız. Hatta siz beni hatırlamayacaksınız.

 

Ama benim için öyle olmayacak öğretmenim. Yirmi yıl belki de kırk yıl sonra, evlenmiş, elinde mesleği ve çocukları olan bir yaşamım olacak belki de. Ve bu yaşlarda yazdığım yazıları göstereceğim çocuklarıma: ”Bakın!” diyeceğim onlara. Bisikletin ilerlemesini sağlayan pedal gibi benimde ilerlememi sağlayan da bu adam! Ve “görün!” diyeceğim onlara. Siz de gerçeklerden ayrılmayın! Ve size yazdığım birkaç satırı da göstereceğim onlara.

 

“Kalemimle kavuşturan adam” başlığını görünce, soracaklar belki de “Kalemle nasıl kavuşulur?” Ve şunları diyeceğim; “Kalemle kavuşmak… Eline aldığında kalemi, kalbinden geçenleri bir bir dökmek… Kaleminin kalbinle bir bütün oluşturması… İnsan kavuştu mu kaleme, özlemi biter, acıları diner. Bir pınar gibi akar cümleler, hislerinden aşağı… Gözler buluşur kelimelerle ve dilin susar… Bilir, çünkü konuşma vakti, kalemde. Parmakların; çektiği hasret içerisinde sarılır kaleme. Ve kalbin içerisinde taşmadan duygular, hemen kalem koşar yardımına. Bir bir döküverir onları kâğıtlara… İşte duygularım ve düşüncelerim dolup taşmadan,” kalemimle tanıştıran adam” bu diyeceğim.

 

Şükrediyorum ki sizinle tanışmışım. Ve sizinle birlikte, kalemimle de… Evet, bunları yüzünüze de söylerdim ama kalemime kavuştum öğretmenim. Dilimi ve kalemimi koydum teraziye ve kalemim ağır bastı. Ve benim dünyamın aydınlanmasında bir ışık da siz saçtınız öğretmenim.

 

Sevgi ve saygılarımla… 13.03.2013 Rümeysa ERTEM

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum