ÖZBEKİSTAN'IN LATİN ALFABESİNE GEÇİŞ SÜRECİ VE ALINACAK DERSLER

ÖZBEKİSTAN'IN LATİN ALFABESİNE GEÇİŞ SÜRECİ VE ALINACAK DERSLER
13 Aralık 2023 - 10:07
ÖZBEKİSTAN’IN LATİN ALFABESİNE GEÇİŞ SÜRECİ  VE ALINACAK DERSLER
 
 Yazar: Balzhan Yeshmetova,
Avrasya Araştırma Enstitüsü, Kazakistan

Dünya genelinde toplam nüfusları 200 milyonun üzerinde, aynı kökten gelen çok sayıda Türk halkları bulunmaktadır. Bu halklar, başta Latin, Kiril ve Arap alfabeleri olmak üzere çeşitli alfabeler kullanmaktadır. Kullanılan alfabelerdeki farklılıklar, Türk dillerindeki ses yapısındaki benzerliğe rağmen bunların akraba diller olduğu gerçeğinin dikkatlerden kaçmasına neden olabilmektedir. Ancak son yıllarda bağımsız Türk devletlerinde gündeme getirilen Latin alfabesine geçiş süreci, ortak bir Türk dili alfabesi oluşturma olasılığını iyice artırmıştır. Türk halklarının Latin alfabesine geçiş tarihine baktığımızda; ilk olarak Türkiye’nin 1928 yılında geçiş yaptığını, Azerbaycan’ın 1991 yılında, Türkmenistan ve Özbekistan’ın 1993 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının hemen ardından bu süreci başlattıklarını görebiliriz. 2017 yılında Latin alfabesine geçme kararı alan Kazakistan’dan sonra Kırgızistan’da da alfabe değişikliği meselesi, ülke gündemine oturmuştur. Türk devletlerindeki Latin alfabesine geçiş sürecinin çeşitli zorluk ve eleştirilerle karşılaşması çok yadırganacak bir durum değildir. Belirtilen tartışmalar çerçevesinde bu çalışma, Orta Asya’nın en kalabalık nüfusuna sahip olan Özbekistan’ın Latin alfabesine geçiş sürecini incelemeyi amaçlamaktadır.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra diğer Orta Asya ülkeleri gibi Özbekistan'da da kimlik inşa süreci başlatılmıştır. Bu doğrultuda, 2 Eylül 1993 tarihinde Özbekistan Devlet Meclisi’nin 8’inci toplantısında “Latin Harfi Temelli Özbek Alfabesine Geçiş Hakkında Kanun” kabul edilerek, Latin alfabesine geçiş süreci başlatılmıştır. O yıllardaki atmosfere rağmen Özbekistan’ın Latin harflerine geçişinin esas hedeflerini birkaç maddede toplayabiliriz: 1) Özbek dilinin mertebesinin belirlenip, pratik kullanım düzeyinin artırılması ve bu suretle Özbekçe’nin hakimiyetini sağlamak; 2) Ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik durumunu geliştirmek; 3) Milli çıkarlar doğrultusunda yeni eğitim sistemini oluşturmak; 4) Jeopolitik konumu ve komşu ülkelerle ilişkileri geliştirmek; 5) Modernleşme sürecini hızlandırmak; 6) Fikri hür ve özgür yeni bir nesil yetiştirmek. Bu ilkeler dikkate alındığında, bağımsızlığını yeni kazanan Özbekistan’ın Latin alfabesine geçişi denemesinin, Taşkent için büyük bir siyasi iradenin göstergesi olduğu söylenebilir.

Kabul edilen söz konusu kanuna göre Latin temelli Özbek alfabesinin,1995 yılından itibaren ilkokullarda kullanımını başlatmak ve ardından da aşamalı olarak bütün eğitim kademelerine yaygınlaştırılması öngörülmüştür. 1 Eylül 2005 tarihinden itibaren ise Latin alfabesinin, ülke genelinde kullanımı hedeflenmiştir. 1993’ü takip eden iki yıl içerisinde Özbek dili imlasının yeni kuralları belirlenerek, onaylandı. Daha sonra sokak adları, toplu taşıma araçlarının adları, market ve kurumların adları Latin alfabesine dönüştürüldü. Bu aşamada önceden Rusça olan çok sayıda adlandırma Özbekçe’ye kazandırıldı. 1 Eylül 1996 tarihinden itibaren ilkokula başlayan çocuklar, yeni alfabeyle okumaya ve yazmaya başladılar. Bu doğrultuda ilkokul birinci sınıflar için ders kitapları hazırlandı ve 2005 yılında da üniversite mezunlarının diplomaları ilk defa yeni alfabeye göre hazırlandı.
 
Özbekistan’da Latin alfabesinin resmi olarak kabul edilmesinden bu yana 25 yıl olmasına rağmen, geçiş sürecinin zorluklarının hala devam ettiği görülmektedir. Bu zorlukların arkasında birçok sebep olsa da bunlardan en önemlisinin, alfabenin birkaç kere değişikliğe uğramış olması gösterilebilir. Bu olgu da doğal olarak söz konusu alfabenin toplum geneline yayılmasını engellemiştir. 1993 yılında kabul edilen kanun, 1995 yılında yapılan ek düzenlemelerle değiştirildi. Latin esaslı klavyede harf sayısının 26’dan fazla olmasını amaçlayan yeni değişiklikle 1993’te kabul edilen alfabede bulunan özel işaretlerin, aksan belirtilerinin yerine artık çift/ikili harfler ve kesme işareti getirilmiştir. Örneğin, 1995’te “ә” harfinin/sesinin yerine “ae”; “Ç ç, Ş ş” gibi harflerin yerine “Ch ch, Sh sh” şeklindeki çift harflerden oluşan kullanım kabul edildi. Sonuçta, “Hg hg”, “Ch ch”, “Sh sh” gibi  3 tane ikili/çift sessiz harf ile “ G’ g’ ”, “O’ o’ ” gibi 2 tane özel işaretli ses belirlendi. Bilgi teknolojisi bakımından ele aldığımızda, Latin temelli Özbek alfabesi, yalnızca Latin kökenli harflerden oluşmaktadır. Özbekçe’nin Kiril alfabesinde Rus dili harflerinden başka ancak Ө, Қ, Ғ ve Һ gibi 4 harf bulunmaktadır. Yeni alfabede, Ө ve Ғ harfleri, kesme işareti ile O’ ve G’ olarak; Қ ve Һ harfleri, Q ve H olarak; bazı sesler ise çift harfli “Yo yo”, “Yu yu”, “Ya ya” şeklinde kabul edilmiştir. Bu şekilde bir geçişin, kullanımda dilin milli niteliğini değiştirdiğini görebiliriz. Kısacası, 1995’teki Latin temelli Özbek alfabesi, 29 harfe ek olarak bir (’) (kesme işaretinden) simgesinden oluşmaktadır. Yeni alfabedeki harf sayısı, ÖzbekKiril alfabesinden 7 harf daha az olmasına rağmen özel işaret ve simgelerin yokluğundan ötürü bazı seslerin çift harflerle karşılanmak zorunda kalması ve buna bir de (’) işareti eklendiğinde kelimeler, eskiye nazaran karakter sayısı olarak daha da uzamıştır. Bazı araştırmacılar, 1995 yılındaki Latin alfabesiyle yazılan metinlerin Kiril alfabesiyle yazılanlarla kıyasla yaklaşık %10-15 arttığını belirtmektedir. Burada belirtilmesi gereken diğer bir husus ise yeni alfabe yapım sürecinde 1930-1940 yıllarındaki Latin alfabesine geçiş tecrübesinin dikkate alınmamış olmasıdır. Aslında, 1926 yılında Bakü’de düzenlenen 1. Türkoloji Kongresi’nde, Sovyetler Birliği içerisindeki bütün Türk halklarının Arap alfabesinden Latin alfabesine geçiş kararı alınmıştır. Bunun bir sonucu olarak 1930 yılında Özbekistan, kullanımdaki Arap alfabesinden Latin alfabesine geçiş yaparak 1940 yılına kadar bu alfabeyi kullanmıştır. Sesleri belirleme sürecindeki eksiklik ve daha önceki tecrübeyi dikkate almamak, Latin alfabesinin hayata geçmesini ve yaygın olarak kullanımını güçleştirmektedir.  Bağımsızlık sonrasında Özbekistan’ın siyasi, sosyal ve ekonomik durumu, Latin alfabesine geçiş ve bunun yaygın kullanımıyla yakından ilgilidir. Ekonomik açıdan baktığımızda, Özbekistan’da yeni alfabeye geçişin 90’lı yıllardaki ekonomik kriz dönemine denk gelmesi, bu geçiş sürecine gerekli olan finansal desteğin tam olarak sağlanamamasına neden olmuştur. Siyasi açıdan bakıldığında, idarenin, dil reformunu gerektiği gibi bir düzene koyamaması, yeni alfabenin geliştirilmesine mani olmuştur. Araştırmacı Artem Kosmarskyi, Özbek siyasi elitinin Rus dilini tercih ederek eski alışkanlıklarından vazgeçmek istememesinin, Özbekistan’da dil siyaseti ile dil biliminde köklü değişimlerin gerçekleşmesini yavaşlattığını ifade etmektedir. Söz konusu kararsızlık ve irade eksikliği ile alfabenin yapısındaki değişiklik, yeni alfabenin kullanım sahasının yaygınlaşmasını engellemiştir. Kuşkusuz, sadece sokak adlarını gösteren tabelalar ile toplu taşıma araçlarındaki kullanım, yeni alfabenin geliştirilebilmesi için yeterli olmamıştır.

 
Resmi belgelerde yavaş yavaş Latin alfabesi kullanılmaya başlansa da, iki dilin birlikte kullanılmaya devam ettirilmesi beklenen sonucu vermemiştir. Ders kitapları, çocuk edebiyatı ve klasik Özbek edebiyatının Latin harfleriyle hazırlanması meselesi gündeme getirilmiş olmasına rağmen, elektronik bilgi araçlarında ve iş dünyasında daha çok Kiril alfabesi tercih edilmeye devam etti. Ülkedeki medya, edebi eserler, ilmi araştırmalar ve dini kitaplar çoğunlukla Kiril alfabesiyle yayınlanmaya devam etti. Kiril alfabesiyle hazırlanan yayınların sadece kitap adlarının Latin harfleriyle yazılması, bu alandaki irade eksikliğinin açık göstergesidir. Bunlara ek olarak, televizyon kanallarında program ana başlıklarının, filmlerin altyazılarının ve reklamların Kiril alfabesiyle yazılışı da Latin alfabesinin önünde ciddi bir engel olmayı sürdürmektedir. Tanınmış Rus yorumculardan Vladimir Mihailoviç Alpatov da Özbekçe’de Latin ve Kiril harflerinin birlikte kullanılmaya devam etmesinin Latin temelli yeni alfabeye geçiş sürecini yavaşlattığını belirtmektedir.


Belirtilen problemler, Özbekistan’da Latin alfabesine geçiş meselesinin tekrar gözden geçirilmesi gerekliliğini göstermektedir. Bu çerçevede, 2019 yılının Mayıs ayında Ali Şir Nevai Taşkent Devlet Üniversitesi’nde Latin alfabesini geliştirme konusunda özel bir çalışma ekibi kurulmuş ve yeniden bazı değişikliklerin yapılması süreci başlatılmıştır.  Bu çalışma grubu, 1993’teki değişiklikleri de dikkate alarak 1995 tarihli düzenlemeleri masaya yatırmış ve yeni bir çalışma hazırlamıştır. 2019 yılından itibaren 21 Ekim’in “Özbek Dili Bayramı” olarak kutlanması kararı alınmıştır. 20 Ekim 2020 tarihinde ise Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Özbek dilini ve dil politikasını geliştirme hakkında yeni bir kararnameyi kabul etti. Esasen bu kararnamede 2020-2030 dönemi için Özbekçe’nin geliştirilmesi için bir yol haritası belirlenmiştir.
Sonuç olarak, Özbekistan’ın Latin alfabesine geçiş sürecinde, bir kısım sorunların yaşandığını söyleyebiliriz. Bağımsızlık sonrası ilk dönemlerde Özbekistan’ın siyasi, sosyal ve ekonomik şartlarının, söz konusu sorunların yaşanmasında etkili olduğu ifade edilebilir. Önümüzdeki dönemde Taşkent, mevcut durumda kullanılan Latin temelli Özbekçe’nin, milli niteliğinin geliştirilmesine yönelik değişikliklerle yaygın olarak kullanımına özel önem vermelidir. Bu bağlamda 1991-1993 yıllarında çeşitli düzeylerde düzenlenen toplantılarda kararlaştırılan 34 harfli ortak alfabe seçeneğini de Özbekistan yönetiminin dikkate alması büyük önem arz etmektedir. Latin alfabesine geçiş, dünya standartlarına uygun, olabildiğince gelişmiş, günümüzde çok aranan bilgi sistemleri ve telekomünikasyon teknolojisine elverişli yazı sistemine sahip olmak demektir. Bu hedef doğrultusunda Orta Asya coğrafyasındaki Türk halklarının Latin alfabesine geçiş süreci, evvela ilgili devletler için olduğu kadar bütün Türk halkları için de oldukça kritik bir öneme sahiptir. Alfabede sağlanacak birlik, kardeşlik bağlarını güçlendireceği gibi diğer taraftan siyasi, sosyal ve ekonomik olarak halklar arası iş birliği ve iletişimi güçlendirecektir. Son söz olarak, Özbekistan’ın Latin alfabesine geçiş sürecinde yaşadığı tecrübenin, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından dikkatle değerlendirilmesinin, geçiş süreçlerinde daha başarılı adımlar atılmasını sağlayacağını ifade etmek gerekir.    
 
Özbekistan'dan alfabe reformu çağrısı

Özbekistan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Saida Mirziyoyeva.

 
Politika, Dış İlişkiler ve Güvenlik

İmamali   Rahman’ın %90,92 oyla yeniden seçilmesinin ardından Tacikistan’da bir başkanlık töreni düzenlendi. Bu, İmamali Rahman’ın 2027’ye kadar sürecek beşinci cumhurbaşkanlığı dönemi olacak. Göreve başlama töreninden sonra, Başkan Rahman, GSYİH büyüme oranını ikiye katlama ve Tacikistan’ı enerji açısından bağımsız bir ülke hale getirmeyi vaat eden kalkınmanın ana ilkelerini ve özelliklerini özetleyen bir açılış konuşması yaptı. (Asiaplustj.info, 30.10.2020).
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Comart Tokayev, Kırgızistan Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbayev’i Nur-Sultan’a yaptığı çalışma ziyareti sırasında kabul etti. Cumhurbaşkanı Tokayev, görüşmede Kazakistan ve Kırgızistan’ın yakın ilişkileri olduğunu ve birbirlerini güvenilir birer  müttefik ve stratejik ortak olarak gördüklerini belirtti. Buna karşılık Kazakbayev, Kırgızistan’a korona salgını sırasında sağlanan tüm yardımlardan ve ikili işbirliğini derinleştirme niyetinden dolayı Cumhurbaşkanı Tokayev’e şükranlarını sundu (Kazinform, 30.10.2020). · Avrasya Ekonomi Komisyonu, Belarus’un Dışişleri Birinci Bakan Yardımcısı Aleksandr Guryanov’un katıldığı “Avrasya Ekonomik Birliği’nin Birleştirilmesi ve Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi” adlı çevrimiçi bir forum düzenledi. Guryanov konuşmasında, Çin’i, Belarus’un dış politikasının stratejik yönelimi olarak gördüğünü ifade etti. Ayrıca, Çin’in girişimine tam katılımın, ortak ülkelerin ekonomilerini iyileştireceğini de belirterek Belarus’lu finans kuruluşlarını, ortak projelerin eş finansmanını artırmaya çağırdı (BelTA, 27.10.2020).
Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Nur-Sultan’ı ziyaretinde Kazak mevkidaşı Nurlan Yermekbayev ile bir araya geldi. Taraflar, ortak tarihi, geçmişi ve değerleri olan ikili ilişkilerine vurgu yaparak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kazakistan Birinci Cumhurbaşkanı Elbası Nursultan Nazarbayev ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Comart Tokayev arasındaki yapıcı ve yakın ilişkilere değindi. Bakanlar, savunma sanayinde bölgesel güvenlik ve işbirliği konularında görüş alışverişinde bulundu (Aa.com.tr, 26.10.2020).
Türkmenistan Meclisi, Rusya ile güvenlik alanında işbirliği anlaşması imzaladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından açıklanan belge, daha sonra Rusya Devlet Duması tarafından onaylandı. Anlaşmaya göre, taraflar, birbirlerinin güvenliğine zarar verecek şekilde kendi topraklarının kullanılmasına izin vermeyecekler. Stratejik anlaşma aynı zamanda terör, organize suç, uyuşturucu kaçakçılığı ve kara para aklamayla mücadelede ülkeler arasında işbirliğini sağlamayı hedeflemektedir (Centralasia.news, 16.10.2020).
Ukrayna, Azerbaycan’a ilk fahri konsolosunu atadı. Ukrayna’nın Şamahi’deki Fahri Konsolosluğu’na atama töreni Ukrayna’nın Azerbaycan Büyükelçiliği’nde yapıldı. Törende yeni atanan Fahri Konsolos Mehrali Gasimov, Ukrayna’nın Azerbaycan Büyükelçisi Vladislav Kanevskyi’den bir konsolosluk komisyonu ve resmi bir sertifika aldı. Şamahi’deki yeni konsolosluk, Azerbaycan’ın Ağdaş, Ağsu, Kabustan, Göyçay, İsmailli ve Şamahi mahallelerini kapsayacaktır (Ukrinform.net, 27.10.2020).
 
Ekonomi, Finans ve Enerji

Kazakistan, ülkenin güney kesiminde CO2 emisyonlarını, yılda yaklaşık 262 bin ton azaltacak 100 MW’lık bir rüzgar santrali inşa ediyor. Projenin uygulanması için ülke, uluslararası finans kuruluşlarından destek talebinde bulundu. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası 24,8 milyon dolar tutarında yardım sağlayarak projeye destek verirken, Asya Altyapı Yatırım Bankası, Çin Sanayi ve Ticaret Bankası ve Yeşil İklim Fonu sırasıyla 34,3 milyon dolar, 13,3 milyon dolar ve 22,9 milyon dolar tutarında yardım tahsis etti (Kazinform, 26.10.2020).
Çin, Avrasya Ekonomik Birliği ülkeleri ile ticaret açısından konumunu güçlendirmeye devam ediyor. Çin Ticaret Bakan Yardımcısı Wang Shouwen, bu yılın Ocak-Ağustos ayları arasında salgın nedeniyle ticarette hafif bir düşüş olmasına rağmen, Çin’in birliğin dış ticaretindeki payı %20’ye yükseldiğini açıkladı. Çin ayrıca AEB’ye yatırımlarını geçen yılın göstergelerine göre %7,9 oranında artırarak 710 milyon dolara ulaştı (TASS, 27.10.2020).
Çin 98 Belarus şirketine ürünleri kendi pazarına ihraç edebilmelerine imkan sağlayacak sertifika verdi. Belarus, 98 sertifikalı işletmenin 56’sının süt işleme şirketi olması nedeniyle Çin’e süt ürünleri arzını artırabilir. 2015 yılından bu yana belgelendirmeye yönelik aktif çalışmalar sonucunda Belarus’un tarım ihracatı, 2015’te 0,3 milyon dolardan 2019’da 131 milyon dolara yükseldi. Ülkenin tarımsal ihracatını et ürünleri (%44), süt ürünleri (%40), keten lifi (%6) ve kolza tohumu yağı (%6) oluşturmaktadır (BelTA, 26.10.2020).
Güney Kore’nin tahıl işinde uzmanlaşmış Posco International Corporation, Ukrayna’dan 68 bin ton yemlik buğday satın aldı. Yıllık olarak 3,43 milyon ton buğday tüketen, 20 bin tonun altında veya ihtiyacının %1’inden azını üreten Güney Kore, Ukrayna buğday ihracatı için umut verici bir pazar haline geliyor. Posco, Eylül 2019’da Ukrayna’da 2,5 milyon ton kapasiteli bir tahıl terminali kurdu (Ukrinform, 27.10.2020).
UzAuto Motors, finansman fırsatlarını genişletmeyi düşünüyor ve Eurobond aracılığıyla ek fonlar çekmeyi planlıyor. Şirket, Eurobond’ların Londra Menkul Kıymetler Borsası’na beş ila yedi yıl arasında vade süresi ile kote edilmesi  üzere 300 milyon dolar ihraç etmeyi planlıyor (UzDaily, 30.10.2020).
Kırgızistan Dışişleri Bakanı Ruslan Kazakbaev, Kazakistan’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirerek Kazakistan İhracat Yönetim Kurulu Başkanı Ruslan Iskakov ile görüştü. Taraflar ikili ekonomik işbirliği konularını müzakare ettiler. Toplantıda, Kazakistan temsilcileri Kaz Minerals Bozymchak, Jerooy, Jamgır ve Vertex Gold Company gibi Kazak şirketlerinin faaliyetlerine ilişkin endişelerini dile getirdi. Taraflar, Kazak İhracatı’nın (Kazakh Export),  finans ve sigorta araçlarını kullanarak karşılıklı ticaret akışlarını çeşitlendirmeye de karar verdiler (24.kg, 30.10.2020). 
 
Toplum ve Kültür

Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin desteğiyle Uluslararası Türk Akademisi tarafından Türkiye Cumhuriyet Bayramı'na adanmış "Bayraklı Devlet" etkinliği düzenlendi.Etkinliğe, Türk devletlerinden hükümet yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri, tanınmış isimler, bilim insanları ve basın mensupları katıldı. Toplantıda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hakkında kitap sergisi ve Akademi tarafından hazırlanan Atatürk belgeseli gösterimi yapıldı (Uluslararası Türk Akademisi, 29.10.2020).
Türkiye’nin Moldova Büyükelçiliği, Moldova öğretmen ve öğrencilerine tablet ve dizüstü bilgisayar bağışında bulundu. Kişinev’deki Türkiye Büyükelçiliği’nde düzenlenen maddi yardımın kabul törenine Moldova Milli Eğitim Bakanı İgor Sarov ve Türkiye’nin Moldova Büyükelçisi Gürol Sökmensüer katıldı. 140 tablet ve 6 dizüstü bilgisayardan oluşan bağışın toplam tutarının 27.000 avro olduğu bildirildi (Moldpres.md, 28.10.2020).
Çek Cumhuriyeti Kazakistan Büyükelçiliği ve Kazakistan Ulusal Akademik Kütüphanesi, Çek diline çevrilen Abay’ın Kara Sözler adlı kitabının çevrimiçi sunumunu yaptı. Etkinliğe tanınmış isimler, bilim adamları ve medya temsilcileri katıldı. Prag’daki Kazakistan Kültür Günleri Festivali’nde, Abay'ın 175. ve Al Farabi’nin 1150. yıldönümüne adanmış belgesellerin gösterimi de yapıldı (Kazinform, 29.10.2020). 

Türkmenistan Devlet Su Yönetimi Komitesi üyeleri, su yönetimi alanında önemli işbirliği konularını görüşmek üzere Özbekistan Su Kaynakları Bakanlığı ile çevrimiçi bir toplantı düzenledi. Türkmen heyeti, Aral Denizi sorunlarının yanı sıra Orta Asya’daki su ve enerji sorunlarını çözme taahhütlerini yineledi. Taraflar, birbirlerinin pozisyonlarına karşılıklı saygı gösteren önemli ortak projelerin uygulanması için çalışma ihtiyacını vurguladılar (Kun.uz, 31.10.2020).
Türk Konseyi’nin yeni ofisinin açılışı Budapeşte’de yapıldı. Törene Türk Keneşi Genel Sekreteri Bağdat Amreyev’in yanı sıra farklı Türk devletlerinden bakanlar ve üst düzey diplomatlar katıldı. Yeni Türk Konseyi ofisi, Doğu ile Batı’yı birleştirerek ekonomi, ticaret, gümrük, bilgi teknolojileri, lojistik, diaspora ve eğitim alanlarında Türk devletleri arasındaki işbirliğini daha da artıracaktır (Aa.com.tr,
20.10.2020).
Türkmenistan’ın Türkiye Büyükelçisi İşankuli Amanlıyev, Ankara’nın Keçiören ilçe belediyesinden bir heyeti kabul etti. Taraflar, iki devletin arasındaki ilişkiler üzerine görüş alışverişinde bulunarak Türkiye ile Türkmenistan’ın kardeş şehirleri arasındaki temasların geliştirilmesi fikrini desteklediler. Görüşmede, koronavirüs salgını sonrasında Türkmen Kültür Günleri, konferanslar, sergiler ve diğer etkinliklerin yapılmasını da değerlendirdiler (Centralasia.news, 27.10.2020).

Not: Yazı ilk olarak 26.10.2020-01.11.2020 No 278, tarihinde Uluslararası Ahmet Yesevi Üniversitesi Haftalık Bülteninde yayınlanmıştır. Hazırlayanlar: Saule Akhmetkaliyeva, Kanat Makhanov.
Fotoğraf için kaynak: https://www.qha.com.tr/turk-dunyasi/ozbekistan-dan-alfabe-reformu-cagrisi-482713 (13 Aralık 2023)


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum