Osmanlı!

Osmanlı!

Osmanlı deyince ne geliyor aklınıza?

Tabi ki büyük, ihtişamlı bir devlet…

Yıllar önce yıkılmasına rağmen “SALTANAT” ve “İHTİŞAM” kelimelerini akıllara kazıyan bir imparatorluk!

Belki, yıllar önce yıkıldı… Fakat bundan daha gerçek bir şey var o da yüzyıllar geçse de Osmanlı hala aynı yücelikte ve aynı ihtişamda anılamaya devam edecektir.

   Bütün bu ihtişamın arkasında daha doğrusu gölgesinde kalan bir taraf var:HAREM! En büyük sırrı da bu sanırım Osmanlı’nın … Sanki kafesler ardına kapatılmış, kimsenin görmesi istenilmeyen bir sevgili…Hep merak edilmiştir.Eminim uzun yıllarda merak edilecektir kafesler arkasındaki hayatlar! En tutkulu aşkların yaşandığı,en tehlikeli entrikaların döndürüldüğü,yeri geldiğinde ölümün müjde,doğumun acı olduğu bilinmezlikler diyarı…

Birçok romana,yazıya,filme,diziye malzeme oldu harem. Herkes kendi hayalindekini kurdu,gösterdi.Bilmiyor kimse çünkü…Neler olduğun;hangi hayatların yeşerdiğini, hani hayatların solduğunu…

  Tek şahit koridorlar belki de…Sırları,ölüm fermanlarını duyan sadece onlar çünkü!Ama dilleri yok söyleyemiyorlar! Tarihimizi yanlış kullananlara bağıramıyorlar, durduramıyorlar onları… Kimler ağladı,kimler güldü? Sürekli kurgu var arka planda… Hep entrika hep oyun! Haremde her şey yalan olsa da tek gerçek var bence AŞK! Kimse inkar edemez bunu…Herkes bilir haremde aşkın olduğunu…Eğer olmasaydı Kanuni’yle Hürrem,Sarı Selim’le Nurbanu ,Safiye’yle Murat olmazdı...

BU DESTANSI AŞKLAR YAŞANMAZDI…

Haremi entrika yuvası olarak göstermekten vazgeçelim bence…

Sevim Yegin. Mania Ticaret Borsası anadolu Lisesi