Osman Hamdi Bey'in hangi yüzü?

Yaşar Yılmaz tarafından kaleme alınan Osman Hamdi Bey’in Öteki Yüzü isimli eser Zincirli ve Sakçagözü höyüklerinde bulunan tarihi eserlerin Almanlar tarafından yurt dışına çıkarılmasına o dönem Arkeoloji Müzesi’nin müdürü olan Osman Hamdi Bey’in göz yumduğunu iddia ediyor.

Osman Hamdi Bey'in hangi yüzü?
16 Ağustos 2023 - 17:51

Osman Hamdi Bey’in hangi yüzü?


R. Rüveyda Okumuş

Türkiye’de müzecilik ve arkeoloji çalışmalarının öncüsü olan Osman Hamdi Bey (1842-1910) aynı zamanda Nemrut Dağı, Lagina (Muğla, Yatağan) ve Sayda (Lübnan)›da katıldığı arkeolojik kazılarla Türk arkeolojisinin gelişimine önemli katkılar sunmuştur. Bu özelliklerini gölgede bırakacak derecede iyi bir ressam olan Osman Hamdi’nin günümüzde hala rekor fiyatlara satılan tabloları müzayedelere çıkmakta ve koleksiyonerlerin duvarlarını süslemektedir. Osman Hamdi Bey’in son yıllarda müzayedeye çıkan çeşitli eserleri hakkında Yeni Şafak Gazetesi’nin Pazar Eki’nde muhtelif yazılar yazmıştım. Ayrıca hakkında çıkan yayınları, yakından takip ettiğimi de söylemeliyim.

Geçtiğimiz günlerde kitapçı raflarında yer alan ve Yaşar Yılmaz tarafından kaleme alınan Osman Hamdi Bey’in Öteki Yüzü isimli eser şöhretli ressamın farklı bir yönünü ortaya koymayı hedefliyor. Kitap, Gaziantep Islahiye’de bulunan Zincirli ve Sakçagözü höyüklerinde bulunan tarihi eserlerin Almanlar tarafından yurtdışına çıkarılmasında o dönem Arkeoloji Müzesi’nin (Müze-i Hümayun) müdürü olan Osman Hamdi Bey’in göz yumduğunu iddia ediyor. Arşiv belgeleri ve Karl Humann’ın kazı raporlardan da faydalanılarak hazırlanan kitapta bambaşka bir Osman Hamdi portresi çiziliyor.

Günümüz insanına geçmişini ve köklerini öğreterek geleceğini aydınlatmasında yol göster arkeoloji bilimi 19. yüzyılın başlarında Avrupa’da bilimsel bir disipline dönüşmeye başladı. Arkeolojinin gelişiminde, 15. yüzyıldan itibaren Avrupa’da Antik kültürlere, arkeolojiye ve müzeciliğe karşı gittikçe artan ilgi, merak ve bilgi birikimin önemli katkıları olduğunu söylemek gerekir.

Arkeolojinin bilimsel bir disipline dönüşmesi zamanla Osmanlı dünyasına da yansıyacaktır. Eski Yunan, Roma ve Bizans topraklarının Osmanlı hakimiyeti altında bulunması hasebiyle, Anadolu topraklarının Avrupalı arkeologlar tarafından adım adım araştırılması ve incelenmesine yol açacaktı.

ANADOLU’DA YAPILAN KAZILAR

Anadolu’ya yönelik bu ilginin artmasında Charles Texier, Fellows, W. Hamilton ve G. Perrot gibi gezginlerin yayınları da etkili olmuştur. Anadolu’da ilk kazı ise 1863 yılında İngiliz arkeolog John Turtle Wood tarafından Efes’te (İzmir) gerçekleştirilmiştir. Almanlar Pergamon, Priene, Milet, Didymave Zincirli’de; İngilizler İzmir Efes’te, Amerikalılar ise Lydia’nın başkenti Sard’da (Manisa) çeşitli kazılar yapmıştır.

Almanların Anadolu’da yoğun bir şekilde eski tabirle hafriyat yani kazı yapmaları Sultan II. Abdülhamid dönemine (1876-1909) rastlar. Bu şaşırtıcı değildir. Zira Anadolu Demiryolu hattının inşa etme ve işletme imtiyazını alan Almanlar, söz konusu imtiyazın 22. maddesi ile demiryolu hattının 20 kilometre sağında ve 20 kilometre solunda kazı yapma, maden arama hakkını da elde etmişlerdi. Ayrıca bu kazılarda bulunacak tarihi eserler hakkında da çeşitli düzenlemeler yapılmıştı.

Bu detaylara girmemin sebebi, Anadolu’da yapılan kazıların büyük oranda devlet idaresinin bilgisi dahilinde yapıldığını göstermek içindir. Kazılarda elde edilen buluntular da Asar-ı Atika (Eski Eserler) Nizamnamesi şartlarına uygun olarak değerlendirilmekteydi.

Gelelim Osman Hamdi Bey’in öteki yüzünü inceleyen kitaba… Kitabın müellifi Yaşar Yılmaz, Zincirli Höyük’teki kazıya ve burada bulunan tarihi eserler ile bunlara karşı Osman Hamdi Bey’in tutumuna yoğunlaşmaktadır. Höyük, Gaziantep il merkezinin batısında, İslâhiye ilçesinin kuzeyinde yer almaktadır. Amanos Dağları’ndan doğu-batı yönünde geçit veren Beyhan Geçidi’ndeki ovada, küçük bir bataklığın batı kenarındadır. Höyük, Geç Hitit Dönemi buluntuları ile tanınmıştır. Antik adı Aramice’de Sam’al olup Geç Hitit Dönemi’nin en önde gelen metropollerinden biri ve bir kraliyet merkezi olarak bilinmektedir.

KAÇIRILAN ESERLER

1888’de Alman mühendis ve arkeolog Karl Humann’ın Zincirli ve Sakçagözü höyüklerinde gerçekleştirdiği kazılara dair Osmanlı Arşivi’nde yer alan belgelere bakıldığında bu kazıların da sairleri gibi izin alınarak yapıldığı, ortaya çıkarılan buluntuların da resmi yazışmalara konu olduğu görülmektedir. Diğer bir ifade ile burada yapılan her türlü muamele Osmanlı Devleti’nin bilgisi dahilindedir.

Öte yandan, Anadolu’da arkeolojik kazılarda bulunan Fransız, İngiliz, Alman ve Amerikalılar, Müze-i Hümayun Müdürü olan Osman Hamdi Bey ile yakın ilişkiler kurmuştur. Hatta kazı izinlerinin alınması için Osman Hamdi Bey’e müracaat ettikleri de vakidir.

Zincirli kazılarında çıkarılan eserlerin bir kısmı İstanbul’daki Arkeoloji Müzesi için ayrılmış olmakla beraber Yaşar Yılmaz’ın ortaya koyduğu üzere çoğu Berlin’e götürülmüştü. Kitabın son kısmında yer alan Osmanlıca belgeler, söz konusu kazıda ortaya çıkarılan buluntuların incelenmesi için Osman Hamdi Bey’e müracaat edildiğini göstermektedir.

Kitap her ne kadar Osman Hamdi Bey’in kişiliğiyle ilgili abartıya varan ithamlarda bulunuyorsa da ressama farklı bir açıdan bakmayı deniyor. Ancak yazarın dönemin şartlarını dikkate alarak araştırma yaptığını söylemek güçtür. Almanların Anadolu’da yoğun bir şekilde kazı yapabilmesinde hiç şüphe yok ki Sultan II. Abdülhamid’in verdiği imtiyazların etkisi vardır. Eserlerin ülke dışına çıkarılmasının tek sorumlusu olarak Osman Hamdi Bey’i görmek ise bir tür günah keçisi aramak anlamına gelecektir. Yine de bu tür araştırmalar arkeolojik eserlerin yurt dışına nasıl çıkarıldığını sorgulamak açısından önem taşımaktadır.

Yazı ilk olarak 15/08/2023 Salı günü Yeni Şafak gazetesi kitap ekinde yayınlanmıştır. https://www.yenisafak.com/hayat/osman-hamdi-beyin-hangi-yuzu-4553001

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum