Ortadoğu'nun kaderi Türkiye'nin elinde

Ortadoğu'nun kaderi Türkiye'nin elinde Obama’nın baş danışmanlarından Nasr'ın yeni kitabı çarpıcı gerçeği ortaya koyuyor.

Ortadoğu'nun kaderi Türkiye'nin elinde
18 Haziran 2012 - 09:45

Obama’nın Afganistan konusunda danışmanlığını yapan Vali Nasr, yeni kitabı İslami Sermayenin Yükselişi’nde, karmaşık Ortadoğu coğrafyasını, yükselen orta sınıfın bölgedeki etkilerini ve model ülke Türkiye’yi anlatıyor

"Bir ülkeye özgürlük getirmek istiyorsanız, ekonomiye ve orta sınıfa destek olun. Asıl dönüştürücü güç budur ve Türkiye bunun en iyi örneğidir."(sf.327)

KÜNYE

Yazar: Vali Nasr
Türü: İnceleme
Sayfa: 275
Baskı: 2012
Yayınevi: Ufuk Yayınları

Ortadoğu'nun anahtar ülkesi

Obama'nın Afganistan konusunda danışmanlığını yapan Vali Nasr, yeni kitabı İslami Sermaye'de, karmaşık Ortadoğu coğrafyasını, yükselen orta sınıfın bölgedeki etkilerini ve model ülke Türkiye'yi anlatıyor.

Arap Baharı'nı, facebookta örgütlenen bir avuç gencin çıkardığına ve on yıllardır süren despot yönetimlerin bu gençler karşısında iskambil kağıtları gibi yıkıldığına gerçekten inanıyorsanız, hikayeyi bir de Vali Nasr'ın perspektifinden okumaya ihtiyacınız var demektir. Vali Nasr, Amerika'da İslam konusunda bir otorite kabul edilen ünlü İranlı filozof Seyit Hüseyin Nasr'ın oğlu. 

Ayrıca Harvard'da uluslararası ilişkiler profesörü ve uzmanlık sahası Ortadoğu, özellikle de Afganistan ve İran. Afganistan'da Obama'nın şahsi danışmanlığını yapan ve Ortadoğu denilince Washington'da sözü en çok dinlenen kişi de o. Nasr, Ufuk Yayınları'ndan çıkan son kitabı İslami Sermaye'de, Ortadoğu'yu, Türkiye'yi ve bu coğrafyadaki temel çatışma alanlarını, tarihsel süreç içinde yeniden tanımlamakla kalmıyor, geleceğe dair de keskin öngörülerde bulunuyor.

Nasr'ın temel tezi, aslında çok da orijinal sayılmayabilir. Buna göre bölgenin kaderini değiştiren asıl güç, yükselen bir orta sınıf, bir yeni müteşebbisler topluluğudur. Nasr, bu yeni sınıfın, çok önemli bir özelliği olduğunu vurguluyor. Bu yeni sınıf, dünya nimetlerinden artan oranda pay almakla birlikte, inancından ve yaşam biçiminden vazgeçmemenin uğraşı içinde... Nasr'a göre işte bu yükselen İslami sermaye, bölgenin kaderini olumlu anlamda hatırı sayılır bir şekilde etkiliyor ve etkilemeye devam edecek. Nasr'ın tezlerinden bazılarını sizler için derledikÖ

KİTAPTAN SEÇİLMİŞ BÖLÜMLER

Arap Baharı'nı orta sınıf tetikledi

Bu yeni hareket ve fikirler nereden neşet etti? Son otuz yıldır milliyetçilerin, popülistlerin ve Müslüman Kardeşler gibi İslami söylem sahiplerinin doldurduğu siyaset sahnesinde, nasıl oldu da bu yeni fikirler hâkim olmaya başladı? Sanırım bu soruların cevabı, son on yıl süresince Ortadoğu'yu değiştiren önemli bir ekonomik dinamiğe bakarak bulunabilir: Toplum ve siyaset üzerine yeni perspektiflere sahip olan yeni bir orta sınıfın yükselişi. Arap Baharı ani bir patlamadan ziyade bir ekonomik sürecin sosyal değişimle sonuçlanan meyvesidir. Diğer açıklamaların hepsi ikincildir. (sf.10-11)

Model ülke Türkiye

Türk modeli, Ortadoğu için hayati bir kaynak teşkil edecektir. Bu, Türkiye'nin Arap dünyasına kendi modelini zorla kabul ettirdiği için böyle olmayacaktır. Türkiye'nin başarısının ardında yatan formülü Arap dünyası, ekonomik değişimler sonucu farkında olmadan da olsa kullanmaya başlayacaktır. Arap dünyasını Türkiye'ye bağlayacak olanlar, Türk işadamları olacaktır.(sf.12-13)

İran'ın önünü ABD açtı

Amerika'nın Irak işgaliyle, İran'ın önünü açtığını belirten Vali Nasr, şu tespitte bulunuyor: "ABD ve İran, son otuz yılın büyük bölümünü hiçbir diplomatik ilişki kurmadan ama doğrudan karşı karşıya da pek gelmeden bir yenişemezlik durumunda geçirdi. ABD, Saddam Hüseyin'i devirip makul ölçüde istikrarlı ve demokratik bir Irak'ın kurulmasını sağladıkları takdirde, Irak'ın kapı komşusu olan İran'daki halkın ayaklanacağına ve böylece İran'ı yöneten mollaların da devrileceğine inanıyorlardı. Acı gerçek şu ki, Amerikan askerleri Irak'a girdikten sonra mollaların iktidarı daha da güçlendi."(s.18-19)

2,5 milyar dolarlık araştırma

Türkiye'de kürtaj tartışmaları devam ederken, Vali Nasr, İranlıların cenini ilk 3 ayında insan kabul etmediklerini ve bu sayede embiryonik insan kök hücresi konusunda çalışmalar yaptıklarını belirtiyor. Nasr'a göre "İran, küresel statü elde etmek için sadece atomu parçalama çalışmalarıyla sınırlı bir faaliyet göstermemekte, uzay araştırmalarına ve biyoteknolojiye de yatırım yapmaktadır. Rehber-i Muazzam'ın duasıyla 2003 yılında kurulan İran Kordon Kanı Bankası isimli araştırma kurumu, kalp krizinden çoklu skleroza kadar bir dizi hastalığın çaresini bulmak için embriyonik insan kök hücresi araştırmalarına 2.5 milyar dolar ayırdı".(sf.23)

Anadolu Kaplanları'nın sırrı

Gelecek yüzyılın Müslüman işadamları, Protestan burjuvazinin Hollanda'da dört asır önce gerçekleştirdiğine benzer bir kapitalist devrime yol açacak mı? Bunun cevabını henüz bilmiyoruz, ama bu mümkündür. Türkiye'nin gelişen bir kenti ve "Anadolu Kaplanları" diye nitelenen İslami hassasiyete sahip birçok kişinin memleketi olan Kayseri'nin belediye başkanı bunun gerçekleşeceğini düşünenler arasındadır. Hacılar ilçesinin belediye başkanı, çevresinde gözlemlediği ticarî canlılığı Peygamber'in

Dubai şeyhinin gerçekçi hedefleri

Dubai'nin büyümesinde, şehri bir şirket mantığıyla yöneten yönetici sınıfın ve şeyhin sayesinde olduğunu vurgulayan Vali Nasr, şunları söylüyor: "Ortadoğulu yöneticiler arasında Şeyh Reşid'in bir eşi-benzeri yoktu. Daha ünlü olan diğer Arap liderlerinin büyük toplumsal tasarılarla ve ulvî siyasî hedeflerle meşgul olduğu bir dönemde, Şeyh Reşid, kendisini bir işadamı olarak konumlandırdı. Dubai bölge ülkelerine model olamaz ama onlara çok şey öğretebilir. Bunlardan en önemlisi de Müslümanlık ve kapitalizmin bir arada yaşanabileceğidir."(sf.55-68)

Şiddeti reddeden Müslümanlar

Bölgede Kemalist rejimlere muhalefet olarak fundamentalizm çıkmıştı, ama artık fundamentalizm de güç kaybediyor. Artık dindarlığı yücelten şiddeti reddeden, piyasaya ve kültüre açık Müslümanlık yükselişte. Bu İslam kendi vaizlerini de çıkardı ki bunlardan birisi de Fethullah Gülen'dir.(sf.227-234)

Gülen'in yöntemini taklit ediyorlar

İslami değerlerle disiplini ve iyi eğitimi bir araya getirme hususunda ilk adımlar Türkiye'de Fethullah Gülen tarafından atıldı. Dinî vasfı nedeniyle gerek bölge içinde gerekse Batı'da eleştirilere maruz kalmaktaysa da, Gülen Hareketinin okullarının iyi eğitim vermede gösterdiği başarıyı inkâr eden pek çıkmaz. 

Gülen Hareketinin işlettiği okulların mezunları, yüksek eğitimde ve iş hayatında başarılı olmaktadırlar. İslam dünyasındaki diğer dinî hareketler ve girişimciler de Gülen'in yöntemini taklit etmeye çalışıyorlar. Meselâ, Endonezya'da 2004 seçimlerinde oyların % 7.3'ünü almış tutkulu ve muhafazakâr küçük bir grup olan İslami Refah ve Adalet Partisi (PKS), Gülen'in sistemini örnek alan ve gelişme kaydeden bir modern İslami okullar ağını işletmektedir.(sf.249)

İslam dünyasının yarını Türkiye'ye bağlı

İstanbul sermayesi, Anadolulu işadamlarını küçümser, ama aslında asıl başarı bu işadamlarının yaptığıdır. Türkiye'yi dönüştüren güç onlardır. Bunu da en iyi Kayseri'de görürüz. Türkiye bugünkü yürüyüşünü devam ettirebilirse, Türkiye'nin bugünü, İslam dünyasının yarını olacaktır. (sf.311- 319)

Kemalizm, İran'da devrime sebep oldu

Şah dönemi İran'ı Mustafa Kemal Türkiyesi örnek alınarak inşa edilmişti, ama halk şahı, Türklerin Atatürk'ü sevdiği gibi sevmiyorlardı. Türkiye'de son derece başarılı olan Kemalizm, İran'da, kasıtsız neticeleri dolayısıyla son derece büyük bir endişeye yol açtı. 1979 yılında başlayan İran İslam Devrimi'nin seyrine yakından göz atacak olursak, Kemalizm'in kusurlarının acı cilvelerinin İran'ın İslami radikaller tarafından sinsice ele geçirilişinde oynadığı rolü ve Ayetullah Humeyni'nin popülist veryansınlarının gerçek destek kaynağını daha net bir şekilde görebiliriz. 

Bunu yapmak, Batı'nın, devrime destek olmak üzere sürüler halinde gelmiş olan bu coşkulu çiftçilerin ve kentli alt-sınıf mensubu işçilerin oğulları ve kızlarıyla neden sadece İran'da değil de bölgenin her yerinde ilgilenmesi gerektiğini kavramak için elzemdir.(sf.136-154)

yazete.com


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Günün Başlıkları