Nazif Emre Yavaş Yazdı: Kötülük Üzerine

Nazif Emre Yavaş Yazdı: Kötülük Üzerine
24 Şubat 2023 - 09:53
Kötülük Üzerine

Nazif Emre Yavaş 


Bizim gibi kötüden kaçmaya uğraşan insanların hali köpekten koşarak kaçmaya çalışan bir çocuğun haline benzer. Çocuk ne kadar koşarsa koşsun köpek onu yakalar ama çocuk korkmaz ve koşmayı bırakırsa köpek ona yaklaşmaz.
Bizim için de aynı durum geçerli. Kötülük dediğimiz şeyden kaçarak  kurtulamayacağımız bir gerçek. Çünkü kötülük doğamızda var ve biz ne yaparsak yapalım doğamızdan kurtulamayız. Bu yüzden kötülükten kaçmayı bırakmalı ve ona bir denge getirmeye çalışmalıyız. Buna verilebilecek en iyi örnek ise cesaretin korkaklık ve korkusuzluk arasındaki orta nokta olduğunu söyleyen Aristonun Altın Orta öğretisidir. Aristo bunları korku ve korkusuzluk için söylerken biz bunu iyi ve kötü için neden söyleyemeyelim? İyilik ve kötülük gibi iki zıt durum için neden bir orta yol bulmayalım? Ya da şöyle söyleyelim bulduğumuz orta yol neden bizim yeni iyiliğimiz olmasın?      

Peki şu anki iyiliğin sorunu ne? Şu anda iyi olarak gördüklerimizin en büyük sorunu hiç şüphesiz iyiliği tanrısal bir noktaya taşımamızdır. İyilik dediğimiz şeyi o kadar değerli ve ulaşılmaz kıldık ki iyiliğin yanında bütün insanlar kötü olarak kaldı. Buradaki tek sorun insanoğlunun doğasının buna uygun olmamasıdır. Buna verebileceğim en iyi örnek ise kendini saf iyiliğin yoluna adayan insanlardır. Bu tip insanlar kendilerini saf iyiliğe ulaşmak için o kadar fazla zorlar ki hayatın pek çok zevkinden kendilerini mahrum bırakırlar. Bir nevi insanlıklarını terk etmeye çalışırlar. Bu durumun diğer bir sonucu ise saf iyiliğe uyum sağlayamayıp kendini salan hatta kötülüğe yönelen insanlardır. Bu tip insanlarla hayatımızın pek çok yerinde karşılaşıyoruz. Bunun sebebi ise iyiliğe ulaşamayınca beliren umutsuzluk duygusudur. Bu durumdaki bir insan kendini iyi olarak görmekten o kadar uzaktır ki çoğunlukla hayatı bir boşvermişlikle bazen de aşırı rahat davranışlarla kendini o anda olduğundan bile kötü bir duruma sokabilir.
Buna ek olarak kötülüğe ihtiyaç duyduğumuz da bir gerçek. Açıklamak gerekirse iyiliğin şu anda değerli olmasının tek sebebi kötülüktür. Mesela patatesin bol yetiştiği bir coğrafyada patatesin değeri hiç patates yetişmeyen bir yere göre kuşkusuz daha değersizdir. Bu durumun aynısını iyilik ve kötülük için de söyleyebiliriz. İyiliğin çok olduğu bir yerde insanlar iyiliğe değerli gözüyle bakmaz, iyiliğe bir anlam yükleyemezler. Bunların dışında kötülüğün günlük hayatta bize sağladığı pratik yararlar da yok değil. Tabi bu durumdan kötü olmalıyız sonucu çıkarılmamalıdır.
Yapmamız gereken şey Buddha’nın da dediği gibi acıdan kurtulmak için acıyı kabullenmeye çalışmaktır. Kötü olan her şeyden kurtulmak istiyorsak önce kötülükten kurtulamayacağımızı kabullenmeli ve hayatı buna göre yaşamaya alışmalıyız.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum