Mustafa Kutlu'dan 20 yılın bilançosu

Dünyanın kargaşasından gözden kaçırdığımız hakiki gündeme işaret ediyor Mustafa Kutlu denemelerinde.

Mustafa Kutlu'dan 20 yılın bilançosu
19 Ekim 2014 - 15:08

Mustafa Kutlu'nun hikâyeleri kadar günlük gazete yazılarının da azımsanmayacak sayıda tiryakisi ve takipçisi var. Yıllardır sâdık okurlar tarafından gazete sayfalarından özenle kesilip saklanan, kütüphanelerin bir kenarında tasnif edilen o yazılar nihayet kitaplaştırılarak iki kapak arasında toplanmaya başlandı. 

İlki geçtiğimiz aylarda Vatan Yahut İnternet adıyla kitaplaşan denemelerin bir kısmı da bu ay Dem Bu Dem adıyla okurun karşısına çıktı. Kitabın, yirmi yıllık bir süreçte yayınlanan yazılardan yapılmış seçki olduğu en başında bir kez daha hatırlatılıyor. Ancak pek çok yazı güncelliğini koruyor zira dertler aynı, sorular ve cevaplar benzer… Yine de bazı yazılarda, -satır aralarından hangi yıllara denk geldiği anlaşılsa da- keşke tarih düşülseydi diyoruz. Zira geçen yirmi yılı Mustafa Kutlu'nun baktığı yerden hatırlamak ve okumak bugün toplumsal ve kültürel hayatımızda eksikliğini hissettiğimiz, hâlâ tartışmakta olduğumuz ve bir türlü çözemediğimiz pek çok meselenin kökenini bilmek açısından çok önemli. 



Mustafa Kutlu'nun denemelerinin en temel özelliği her yaştan, her kesimden, her dünya görüşünden okur için ciddi oranda hayat bilgisi içermesi... Sözgelimi, tabiatla insan ilişkisine dair pek çok şey öğrenebilirsiniz Kutlu'nun denemelerinden. Ve ağaç türlerini bilmemenin, çiçek ve kuş isimlerinden haberdar olmamanın neye mâlolduğunu anlarsınız: "Adam çiçeklerden bahsediyorken sadece çiçek diyor. Ha menekşe, ha nergis fark etmiyor. Tabiata karşı bu yaklaşım içinde olanlar insanları da aynı gözle görüyor. /…/Ona birileri işte güzel budur diye gösteriyorlar, işte doğru olan budur, "İşte bu barbunya, bu da ayşekadın" diyorlar, o da peki, aldım kabul ettim diye kafa sallıyor. Ne kendini ne de çevresini tanıdığı için sürekli başkalarının ağzından çıkacak olana dikmiş gözlerini, açmış kulaklarını bekliyor. Tanımadığı için, gerçek mânada ne çevresini sevip benimseyebiliyor, ne de bir seçim yapabiliyor. Ne düşüncesi gelişiyor, ne zevki." Olacak olandan ve hızla gelen tehlikelerden de sıkça söz ediyor Mustafa Kutlu: "Kültür artık eğlence sanayine eklemlenmiş bir unsurdur. Bunun hakim kültürün hegemonyası olması da şart değildir. Küresel kapitalizm yerel unsurları da icabında cilalayıp piyasaya sürebilir. /…/Teknoloji ideolojiyi, ideoloji teknolojiyi besliyor. Dünyanın bütün şehirleri birbirine benziyor (bütün insanlar gibi). 

Gökdelenler, bulvarlar, alış veriş merkezleri, uyduruk şelaleler ile süslü parklar, yürüyüş yolları, benzin istasyonları, metrolar. Ha bir de eski kentlerden arta kalmış adacıklar turizm için restore edilip hizmete sunuluyor." Dünyanın kargaşasından gözden kaçırdığımız hakiki gündeme işaret eden bütün bu cümlelere dikkat kesilmekte fayda var. Zira asıl kayıplar hiç çalışmadığımız yerden gelecek…
sabah gaz.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum