MUHARREM'DE

~~
MUHARREM’DE
 Ateştir muharrem hem de kızıl saçlar kadar
 Anlarsın Hüseyin’i aşka düştüğün zaman
 Kendinle dövüştüğün zaman
 Mevsim mevsim, diyar diyar
 Azizdir döktüğün kan
 Sidre-i müntehâda sunulan taçlar kadar
 Yanışlar hep o ezel günündeki sebeptendir
 Ve kavruluş aynı neseptendir
 Kerbelâ çöllerinde inen kırbaçlar kadar
 Kâh velî olursun, kâh kahraman, kâh ozan
 Anlarsın Hüseyin’i aşka düştüğün zaman

Muharrem, hem de kızıl saçlar kadar ateştir
 Teşbihte hatâ olmaz
 Târihte hatâ olmaz
 Mecnun ateş, Hayder-i Kerrâr ateştir
 Başa gelir er geç yazılan, talihte hatâ olmaz
 Orda buzlar saçar güneş orda yağan kar ateştir
 Bahar yoktur her sevdada, bazen bitmez hiç hazan
 Uğrunda ölünecekse o yâr ateştir
 Kâh gazel dinlersin, kâh mersiye kâh ezan
 Anlarsın Hüseyin’i aşka düştüğün zaman

Kızıl saçlar kadar ateştir Muharrem hem de
Şimşek yüklü kılınçlar döner
 Aşkın mekânı kalplere hınçlar döner
 Kâinatı görünce bir dirhemde
 Ve bir velî düşer kumlara yıldızlar söner
 Ufuk kanar, gök kanar, kâinat bomboş
Bu kıyâmet sahnesinde gönüller sarhoş
Çölde insanlık yenilir ama kim yener?
 Nerededir o hesap gününde mizan?
 Anlarsın Hüseyin’i aşka düştüğün zaman

A.Yılmaz Soyyer