Kılıç ve kalem tutan hanımlar

Şimdi bu orduyu kim idare etmiş? Kuşatma sırasında erzak azaldığında Emir Timur Semerkant’a ulak yollayarak eşi Saray Mülk Hanım’a mektup gönderdi: “Ordu’nun zahiresi bitti, hazineden altın yollayın.” Eşi mektubu okuduktan sonra arkasını çevirerek hemen şöyle cevap yazdı: “Altınınız bittiyse siyasetiniz de mi bitti”.

Kılıç ve kalem tutan hanımlar
09 Ağustos 2019 - 10:01 - Güncelleme: 09 Ağustos 2019 - 10:04

 

Star gazetesinden

AYLAN DENİZ'in yazısı

Dr. Zebiniso Kamalova Türk Kültür Mirasında Kılıç ve Kalem Tutan Hanımlar isimli kitabında kimisi kalemiyle kimisi kılıcıyla tarihe ismini kazımış Türk kadınlarını bir araya getiriyor. Hatun, Terken, Begim unvanlarının sahibi bu kadınların kültür tarihi içindeki yerleri çok değerli. “Kadın erkeğin eşi, evin güneşi” deyişi, kitaptaki hanım şahsiyetlerin hayat hikayeleri okunduğunda anlamlı bir yere oturuyor. Cesaret, hürriyet, ibret, sadakat, muhabbet, namus ve samimiyet bu kitabın anahtar kelimeleri. 

KEMİKTEN PARA YAPTILAR

Saray Mülk Hanım tarihin gördüğü en büyük askeri ve siyasi dehalardan biri olan Sahipkıran Emir Timur’un eşidir. Emir Timur İran’a karşı savaş başlatmış ve İsfahan’ın kuşatması uzun sürmüştü. Bu durumda ordunun erzakı azalmış askerler zor şartlar altında görevlerini ettirmişti. Erzak gittikçe azaldığında Emir Timur Semerkant’a ulak yollayarak Saray Mülk Hanım’a mektup gönderdi: “Ordu’nun zahiresi bitti, hazineden altın yollayın.” Saray Mülk Hanım mektubu okuduktan sonra arkasını çevirerek hemen şöyle cevap yazdı: “Altınınız bittiyse siyasetiniz de mi bitti”. Emir Timur,  Saray Mülk Hanım’ın yazdığı cevabı okuyarak düşündü ve bir karar aldı. Ordunun konakladığı çevrede, askerlerin kesip yedikleri koyun, at ve develerin tüm kemikleri toplandı. Kemiklere çeşitli boyutlarda şekil verildi, büyüklüklerine göre kıymet belirlendi, üzerlerine çelikten mühür basıldı. Geçici olarak bu kemikler para yerine kullanıldı. Çevredeki köy ve şehirlerden kemik paralarla erzak alındı. Kuşatma bittikten sonra tüm paralar kıymetine göre altınla değiştirildi. 

Yeşil çimden başka kimse kabrini örtmesin

Cihan Ara Begim Baburiler sülalesinin beşinci hükümdarı olan Şah Cihan’ın kızıdır. Annesi, anısına babası tarafından Taç Mahal’ in yaptırıldığı Mumtaz Mahal’dir. Cihan Ara Begim babası tahta geçtiği sırada 14, annesi Mumtaz Mahal vefat ettiğinde 17 yaşındaydı. Annesi ölümünden önce kızının liyakati ve aklına güvenerek hükümdar hanedanını idare etme görevini üstlenmesini vasiyet etmiştir Şah Cihan ona 40 bin tane yakut, cevahir hediye etmiş yıllık 600 bin rupi miktarında nafaka bağlamıştır. Şiir yazan, ilimle meşgul olan Cihan Ara Begim’in Risale-i Sahibiye adlı bir eseri vardır. Saltanat işlerinde de etkisi yüksektir. Babası ve kardeşleri arasında çıkan anlaşmazlıklarda arabuluculuk yapmıştır. Cihan Ara Begim aynı zamanda şehircilik ve mimari ile ilgilidir. Agra şehrinde kurulmuş olan caminin projesi ona aittir. 1681 yılında Delhi’de vefat etmiştir. Mezar taşında şunlar yazar: “Yeşil çimden başka kimse kabrini örtmesin/ Gariplerin mezarını kapatmaya şu çimler kâfidir.”

Kaynak:https://www.star.com.tr/kitap/simdi-bu-orduyu-kim-idare-etmis-haber-1472577/

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum