Kavram Karmaşaları

Kavram Karmaşaları

Hayat…  Dünya…  Yaşamak… Kader…  Şans… Özgürlük…  Ölüm…  Ve insan…

Bütün bu kavramların bize gerçek manada ne anlam ifade ettiğini tam anlamıyla idrak edebiliyor muyuz? 

Mesela hayatı tam olarak istediğimiz gibi yaşayabiliyor muyuz? Zaman zaman da olsa  bu yönde bi’ çaba sarf etmek peşinde buluyor muyuz kendimizi? 

Dünyaya niçin geldiğimizi, burada olmamızın gerçek nedenini hiç soruyor muyuz kendimize? 

Hayatı yaşamaktan kastettiğimiz ne? Sadece günü kurtarmak mı ya da uzun vadede istenilen güzel bir yaşam mı? -Tabi burada da kime göre, neye göre güzel sorulması gerekebilir- 

Kader inancı nedir? Kader dediğimiz olgu birilerinin daha öncelerden bizim yaşamımızda olacak şeylerin hesabını kitabını yapmış olması ve bunları bize bi’ zaman silsilesi içinde, günü geldikçe sunması mıdır gerçekten ya da her insan kendi kaderini yaşadıkça kendisi mi şekillendirir? Kaderini kendileri mi yaratır? 

Şans nedir peki? Gerçekten insanlar kendi şanslarını kendileri mi yaratırlar yoksa insanın doğasında ya da bazı insanların doğuştan gelen ‘belki de ırsi’ denilebilecek bir olay mıdır şans meselesi… Ya da bir insan şansa inanıyorsa şanslı, şansa inanmıyorsa kader mi denilebilir başına gelen olumlu veya olumsuz şeyler adına…

Özgürlükten gerçekten anladığımız ne? Sadece ‘ben’ merkezli yaşayıp, kimsenin inancını, doğrularını, yanlışlarını, gerçeklerini, hayallerini umursamaz bi’ şekilde elinin tersiyle itmek ve sadece ‘ben’ varım başkası beni ilgilendirmez diye düşünmesi midir kişinin? Yoksa birileri tarafından kendi çıkarları uğruna şekillendirdikleri bu düzen içinde ses çıkarmadan, rüzgarın estiği yöne doğru oradan oraya savrulup gitmek midir? Ya da tüm toplumlar için en iyi yaşam biçimini hayal edip, kendini bu yol, bir amaç uğruna; belki birazcık da olsa yanlış giden bazı şeyleri değiştirebiliriz diyerek genç yaşta feda edebilmek midir gerçekten özgürlük? Sonra da bu insanların arkasından vatan haini yaftasını yakıştırmak mıdır ya da? Daha on sekizindeki bu insanlara acımasızca yapılmış olan işkenceler midir özgürlük?  

Ölüm nedir peki? Ya da söylenilenlere göre gerçekten bu dünya sona erdiğinde başka bi’ yerde hayata kaldığı yerden devam edecekler mi tüm bu insanlar? Bu içinde bulunduğumuz dünya gibi orası da zamanla kirlenecek mi? İnsan dediğimiz dünyada eşi benzeri olmayan ve bana göre hayvanlardan daha değersiz olan bu nesil, oradaki yaşam başladığında yine bu dünyaya yaptığı kötülüklerin aynısını orada da mı yapacak? 

Ve insan… İnsan en başında yasaklanmış olan bi’ şeyi görmezden gelerek, yapılmaması gereken bi’ şeyi yaparak ve bunun uğruna cennetten kovularak yani gerçek kimliğini ta en başından beri ne olduğunu gösteren varlık mıdır sadece?  Yoksa bu masumane olaydan sonra giderek kirlenen bi’ varlık mı oldu dünya üzerinde? Bütün insanlar aynı mıdır? Yoksa hala iyiyi, güzeli düşünen insanlar az da olsa kaldı mı bu yeryüzü üzerinde? Çıkarları uğrunda hareket eden, en yakınındaki kişiyi bi’ kalemde çizen, daha önce de bahsettiğim gibi sadece ‘ben’ diye tutturan, olaylara at gözlüğüyle bakan ve sadece bu gibi insanlar mı vardır gerçekten? Kurulmuş olan düzenin başına getirilen yöneticiler kadar onları getiren kişiler de en az onlar kadar suçlu mudur yoksa?