İsmet Özelden Türk Dili açıklaması

İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı Şair İsmet Özel, SKYTÜRK 360 Kanalı’nda yayınlanan “Şimdi Söz Sizde” programında Hilmi Hacaloğlu’nun konuğuydu

İsmet Özelden Türk Dili açıklaması
05 Mart 2013 - 12:51

Programda, İmralı görüşmeleri olarak bilinen hadiselerde ortaya çıkan vatandaşlık tanımı tartışmalarının sorulması üzerine İsmet Özel şunları söyledi: “Bu, anayasa düzenlemesiyle halledilebilecek bir şeyse bunca işler neden yaşandı? Türkiye’nin uğradığı zararların telafisini kimler üstlenecek? Türkiye bir zarara uğradı mı, uğramadı mı? Bence Türkiye’nin haritadan silinmesi lehine birileri zaman kazanmaya çalışıyor. Bu birileri Türkiye’nin var olmasına baştan itirazı olanlardır. Türkiye Cumhuriyeti Kürdistan, Büyük Ermenistan, Pontus, Büyük Yunanistan olmadığı için var. Sevr’in geçersiz olması ve Lozan’a ulaşılabilmesi Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcudiyetinin temelidir. Bu es geçilerek hiçbir şey anlaşılamaz.”

İsmet Özel konuşmasına şöyle devam etti: “Meselenin aslı tamamen dine ait bir şeydir. İslamiyet, yayılmaya başladıktan sonra ulaştığı en geniş sahaları elde ettiği Abbasi döneminde, bugünkü Türk topraklarını kapsamıyordu. Bu topraklar 1071’den sonradır. Buranın Türk vatanı olması aynı zamanda darül İslam olmasıyla aynı şeydir. Türk Milleti denen şey, genetik bir yapı dolayısıyla Türk olarak adlandırılan insanlardan oluşan bir şey değil.” dedi. Bu topraklarda ihtida etmiş, Ermeni, Rum ve sair unsurları örnek veren İsmet Özel konuyu şu formülle özetledi: “Türkler Türkiye’yi yapmıştır, Türkiye Türkleri yapmıştır.”

Hacaloğlu’nun, Moiz Kohen, Ziya Gökalp gibi Türkçülerin yaklaşımlarını sorması üzerine
İsmet Özel, bu Türkçülerin neyi iyi olarak iyi addettiklerine bakılması gerektiğine işaret ederek bunların İslam dışı bir Türklük tertip ettiklerine dikkat çekti ve o dönemin böyle bir tavra elverişli bir dönem olduğuna dikkat çekti.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, bu toprakları Dünya Sistemi adına kimin kontrol altında tutacağı konusunda Ankara ve Atina arasında bir çekişmenin vuku bulduğunu, o dönemde Dünya Sistemi’nin merkezi olan Londra’da bunun bir tartışma konusu olduğunu söyleyen İsmet Özel; Birinci Dünya Savaşı’nın galibi olan Dünya Sistemi’nin, bu galibiyeti dolayısıyla dünyanın farklı yerlerinde kendi adına kontrolü elde tutacak siyasi birimler ürettiğini ifade etti. Sovyetler Birliği, Nasyonal Sosyalist Almanya ve Faşist İtalya gibi bu devrede doğan siyasi birimlere dikkat çeken İsmet Özel; o tarihlerde Türkiye’de de bir devlet kurulmasına izin verilmesi için belli şartların bulunduğunu hatırlattı. İsmet Özel’e göre bunlardan birincisi Türkiye’yi İslam kültüründen koparmaktı. Dünya Sistemi’ne göre Panislamist, pantürkist ve Bolşevik olunmayacaktı. Türkiye Cumhuriyeti bu güvenceleri vererek ilan edilmiş oldu. İsmet Özel şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti sanayiye hizmet eden tarım ürünleri dolayısıyla sisteme entegre olmuş bir birim olarak doğdu. O zaman bir Kürt meselesi yoktu. Ama Kürtlerin asimile olmaması bilhassa Batının üzerinde durduğu bir konuydu ve bu bir koz olarak kullanılmak üzere sürekli elde tutuldu. Aslında Kürtler kendilerini İslam bütünü dışında düşünmediler. PKK’ya yaptırılmış olan iş, Kürtleri bütünle entegrasyonunu devam ettirmek için kullandıkları şeyin, Kürt medreselerini dağıtılması oldu. Çünkü anadili Kurmanci olan Kürtlerin iyi derecede Arapça ve Farsça öğrenmeleri onları düzgün Türkçe konuşabilir bir hale getiriyordu. Zira Türkçe Kur’an-ı Kerim’den doğmuş bir dildir.”

Türk Milleti’nin Tanzimat’la dini üstünlüğünü kaybettiğini ve Cumhuriyet’in ilanıyla bunun geri alındığını hatırlatan İsmet Özel, anayasaya bu tarihte giren “Devletin dini Din-i İslamdır” maddesinin bunu ortaya koyduğunu söyledi. İsmet Özel şunları söyledi: “İstiklâl Harbi’yle bir vatan kazanmış olmayı çok büyük bir kazanç saydık ve inkılapların çok fazla tepki görmemesi bu sebepledir. Bizim bir millet olarak ayakta durmamıza imkan veren, destek olan şeyler birer birer yok edildi. Mesela Türk Musikisi. Lisanımız da böyledir. 1928’de yazımız elimizden alındıktan sonra bu böyle oldu.”

Hacaloğlu’nun Türkçe ezan konusunu açması üzerine İsmet Özel Türkçe ezan denen şeyin Ziya Gökalp gibi Türkçülerin marifeti olduğunu söyledi. İsmet Özel ezan yasağının Demokrat Parti tarafından kaldırılmadığını hatırlattı. 14 Mayıs 1950 akşamı seçimin DP tarafından kazanıldığı anlaşıldığında, insanların yasak daha resmen kaldırılmadan, ezanı asli haliyle okunmaya başladığını ifade etti.

İsmet Özel programda şunları söyledi:“Türkiye’nin bir geleceği olup olmadığı meselesine cevap verilmesi gerekiyor. Türkiye büyük bir hamle yapacak bir hazırlığa başlamadığı takdirde haritadan silinecek. İmralı vesair şeyler saçma sapan şeylerdir. Abdullah Öcalan’ı Türk güvenlik güçleri mi yakaladı? Öcalan’dan önce, iyi hali görülen mahkumlar İmralı Açık Cezaevi’ne gönderilirler ve orada bir üretim yapılması sağlanırdı ve Mısır Çarşısı’nda bu ürünler satılırdı. Öcalan’a bir malikâne sağlamak için bu bırakıldı.”Abdullah Öcalan yakalandığı sırada, onun idam edilmemesi gerektiği kanaatimi beyan etmiş bulunduğunu hatırlatan İsmet Özel, idam hadisesinin, bu işin yanlış bir mecraya sevk edilmesi yolunu açacağını savunduğunu hatırlattı. Bugün Türkiye’nin Kürt meselesi yüzünden bölünmesinden bahsedildiğini söyleyen İsmet Özel bunun yanlış olduğunu ifade ederek Türkiye’nin başına bölünme gibi bir hadisenin hiçbir zaman gelmeyeceğini, cari olan meselenin Türkiye’nin haritadan silinmesi meselesi olduğunu vurguladı. Bunun da ilk adımının sanıldığı gibi güneydoğudan değil, öncelikle batı bölgelerinin Yunanistan’la bütünleşmesi üzerinden başlayacağını dile getirdi. Yunan Milli Bankası’nın uzantısı olan Finansbank’ın “Bizce Mümkün!” sloganının manidar oluşuna da dikkat çekti.

“Namaz kılmayan Türk değildir” şeklinde yayılan sözlerin izahıyla alakalı olarak İsmet Özel
Türkiye’de 27 Mayıs’tan sonra Sosyalist ve İslami dönüşüm meseleleri gündeme geldiğinde bunların gerçekleşmemesi için bir takım insanların bu işlerin asla vuku bulmaması için bu işlerin içinde yer aldıklarını ifade etti. İsmet Özel şunları söyledi: “Namaz kılmaktan bahsettiğimiz zaman bütün toplumun namaz kılan bir hayata ayarlanmasından bahsediyoruz. Münferiden insanların namaz kılıp kılmadıkları meselesi değil. Beklediğini Allah’tan bekleyen insanların ülkesi olarak Türkiye’nin tanzim edilmesi meselesi söz konusu.”

Hacaloğlu’nun, böyle bir şeyin demokratik olup olmayacağını sorması üzerine İsmet Özel şunları söyledi: “Türkiye demokrat bir ülke olarak kurulmadı. Mustafa Kemal 1921’de demişti ki: ‘Biz sosyalist değiliz, biz demokrat değiliz, biz bize benzeriz.’ Biz yine de bir demokrasi yaşayacaktık. 1950, 1960 arasında böyle bir tecrübe yolu açılacaktı. 27 Mayıs’tan sonra birçok CHP’li bu müdahalenin yanlış olduğunu, kendilerinin aslında seçim yoluyla DP’yi devireceklerini söylemişti. Ama bu tecrübe yaşatılmadı.”

“Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?” sorusuna İsmet Özel’in “Ben Türk Milliyetçisiyim.” cevabı vermesi üzerine Hacaloğlu “Bu bir ayrımcılık değil mi, sizin dediğiniz manada İslam’ı yaşamayanlarla aranızı açmış olmuyor musunuz?” dediği zaman “Doğruda buluşmak yanlışı benimseyerek olacak bir şey değil.” dedi.

İmralı görüşmelerinin basına sızdırılması tartışmalarının ne anlama geldiğinin sorulması üzerine İsmet Özel Bunun o insanların arasındaki “Kim patrona daha yakın?” çekişmesiyle alakalı olduğunu söyledi.

İsmet Özel programın sonunda şunları söyledi: “‘Ben Türküm ve üstünüm!’ dediğimde buna karşı çıkıyorlar. İslam’da Arab’ın Acem’e üstünlüğü yoktur, biz Türklüğümüzü ifade ederken takvayı ileri sürüyoruz. Dünyada İslam’ın bayrağını yükselten başka kim var?”habervaktim

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum