EMİR ALİM HAN

Âlim Han neden hüzünlü? Son Buhara Emiri Seyyid Mir Muhammed Âlim Han'a itibarı iade edildi ama her şey bitti mi? Ya da her şey yeniden mi başlıyor!

EMİR ALİM HAN
16 Mart 2012 - 13:21

NOT: BU YAZI EMİR ALİM HAN VE BUHARA DEVLETİNİ YANLIŞ TANITMAKTADIR. BİLGİLER EKSİK VE HATALIDIR. TÜRKİYENİN KONUYA ŞAŞI BAKMASINI GÖSTERMEK AMACIYLA BURAYA ALIYORUZ!

KONU İLE İLGİLİ PROF.DR. TİMURKOCAOĞLUNUN TEPKİSİ ŞÖYLE.

Timur Kocaoglu :

 Evet, baştan sona yanlış ve tarihi tahriften ibarettir, benim babam Yaş Buharalılar (Genç Buharalılar) başkanı ve Emir Alim Han yıkıldıktan sonra kurulan Buhara Cumhuriyetinin ilk ve son cumhurbaşkanı Osman Hoca Kocaoğlu'nun adı zikredilmese bile zımnen onun bu hareeti ve kurduğu cumhuriyete karşı iftiralar ve yanlış bilgilerle ve Türkistan tarihini hiç bilmeyen biri tarafından yazılmış bir küfür yazısı bu! Nasıl böyle bir tarihen yanlış ve alçakça ifadede yer verirsiniz: "“Yeni Buharalılar” lakabıyla bilinen Bolşevik uşağı bir çetenin.." benim babam ve onun Yaş Buharalılar hareketi mi Bolşevik uşağıdır efendim? Siz Türkistan tarihinin en büyük uzmanı büyük Tarihçi Baymırza Hayıt'ın "Rusya ile Çin Arasında Türkistan" adlı önemli eserini okumadınız mı ki, böyle bizim Türkistan tarihine karşı alçakça ve yalan dolan iftiralarda bulunuyorsunuz? Çok üzüldüm ve hayal kırıklığına düştüm böyle Türkistan tarihinden habersiz cehalete!...

 

 

 

Âlim Han neden hüzünlü?
Son Buhara Emiri Seyyid Mir Muhammed Âlim Han'a itibarı iade edildi ama her şey bitti mi? Ya da her şey yeniden mi başlıyor!


Söze nereden başlayacağımı inanın bilmiyorum. İşgale ve sömürüye vatanımızdan mı, yoksa yüreklerimizden mi başlanmış bunu da kestiremiyorum. Oysa Kırım Hakanı Devlet Giray, miladi 1571’de hasm-ı cânımızın son istinadgahı olan Moskova’yı muhasara ederken yüreklerimiz kadar menzilimiz de genişti. Oysa Endülüs’lü mücahidler İspanya’nın altını üstüne getirip Poitiers’ye (Puatiye) kadar ilerlediklerinde zihnimiz bu kadar iğdiş edilmemişti.

Umar mıydın ki, ma’bedler, ibadetler yetim olsun?

Devran döndü dolaştı. Ve Müslümanların, -bir hadis-i şerifte de zikredildiği gibi- “garip” olarak tavsif edildiği zamanlara geldik. Zamanımızı tasvir etmek için Merhum Akif’in “Umar mıydın?” başlıklı manzumesinden daha uygun bir şiir bulabilmek mümkün mü, bunu bilmiyorum. Ancak bildiğim şu ki, Buhara, Semerkand, Nesef gibi büyük Âlimlere vatanlık yapmış olan feyizli muhitler bugün solgun birer çiçeği andırıyor.  Neyse, sözü uzatmayayım daha çok ve maksuda geleyim.

Eski, fakat renkli fotoğraflar26536

Geçtiğimiz günlerde bir dostumun vesilesiyle, miladi 1909-1915 yıllarında Rusların işgal ettiği İslam beldelerinde çekilmiş bazı fotoğraflara muttali oldum. Fotoğrafları çeken zat Rus çarının resmi fotoğrafçısıymış. Ve bu resimleri çekerken farklı bir teknoloji kullandığı için fotoğrafların renkli bir şekilde görüntülenmesi sağlanmış.  

Son Buhara Emiri

Fotoğrafların her biri epey ilgi çekici. Fakat bir tanesi var ki beni can evimden vurdu diyebilirim. Bu etkileyici fotoğraf son Buhara Emiri Seyyid Mir Muhammed Âlim Han’a ait. Bir tabureye oturmuş, sol eline kılıcını almış (ne yazık ki kılıcı kınında) göğsünde bazı madalyalar takılı olduğu halde poz vermiş.

Bağımsız Buhara

Son Buhara Emiri’nin öyküsü oldukça hüzünlü. Tıpkı resmindeki yüz ifadesi gibi… 1911’de Buhara’da tahta çıkmış emirimiz. Tahta çıkmış dediysem aldanmayın. Buhara Emirliği 1868’den beri Çarlık Rusyasının askeri nüfuzunda imiş. Fakat Buhara Emiri’ne sureten bazı “imtiyazlar” tanımış Rus hükümeti ve Emir’in mevcudiyetine “izin” vermiş. Âlim Han 1911’de tahta çıktığında Rusya’nın Buhara Emirliği üzerindeki askeri, ekonomik ve siyasi baskısı gün geçtikçe artmaktaydı. Tabii bu arada, Buharalılar arasında, bir takım ideolojik kalıplara bağnazca sarılan kişiler de bulunuyordu. 1. Cihan Harbi yıllarında, Rusya bütün gücünü Türkiye ve Prusya’yla mücadele etmek için geçirirken bir istihale olur ve Bolşevikler Rusya Çarını ve ekibini mağlup ederler. Bu hengamede, Seyyid Mir Muhammed Âlim Han bir fırsatını bulur ve bağımsızlığını ilan eder.

Zulm ile âbâd olanın…

Sovyet Rusya, Buhara Emirliği’nin bağımsızlığını kabul eder. Ancak “Yeni Buharalılar” lakabıyla bilinen Bolşevik uşağı bir çetenin ayak oyunları sebebiyle Emirlik, Sovyet Rusya tarafından işgal edilir. Yıl 1920’dir. Âlim Han, cihad meydanında en öndedir tabii. Ruslara epey zayiat da verdirir ve önemli zaferler kazanır. Fakat kızıl ordu-beyaz ordu zıtlığı sona ermiş, bu kaotik ortamdan istifadeyle bağımsızlığını ilan eden bütün Müslüman yönetimler Sovyet sultası altına alınmıştır. Bu sırada bir yönetim vardır ki mukavemet etmeye devam etmektedir. Sovyet Rusya bu sefer bütün gücüyle saldırır ve Âlim Han’ın iktidarına son vermeyi başarır. Âlim Han,  silah ve asker yardımı için müracaat etmek maksadıyla Afganistan’a gider. O sırada Afganistan tam bağımsız bir devlet olduğu için Âlim Han burada umduğunu bulacağını düşünür. Ancak o günlerdeki Afgan Emiri Emanullah Han da Sovyet Rusya’nın yoğun baskısı sonucu bu yardımı yapmaz. 1944’e kadar maddi-manevi her türlü desteğini Bağımsız Buhara devletinin yeniden kurulması için esirgemeyen Âlim Han, bu tarihte Hakk’ın rahmetine kavuşur. Bu arada Buhara Emirliği yıkılmış yerine 1924 yılında Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur. Söylemeye gerek bile yok ki, bu kukla hükümetin başında adı Müslüman fakat kendisi Rus uşağı olan bazı zevat vardır.

Buhara Dahiliye Nazırıİttihad ve Terakki

Bu mücadelelerinde Orta Asyalı mücahidler elbette ki yalnız değillerdir. O tarihlerde Türkiye’deki nüfuzu azalan İttihad ve Terakki Fırkası, Buhara’da kurumsal olarak yeniden güç bulur. 1917-1931 yılları arasında süren Müslüman direnişinde Enver Paşa ve sair İttihadçıların önemli bir payı olur.  Enver Paşa 1922’de harp meydanında vefat ettikten sonra da bu mücahede 1931’e kadar devam eder. 

Karanlık yıllar

Ya sonrası? Sonrası ise karanlık yıllar. 16. Asırdan beri genişleyen Rus knezliği şimdi en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Üstelik bu sefer teknolojik imkânlar geniştir ve Çarlık döneminde yapılamayan ideolojik propagandaların yapılabilmesi için pek bir engel kalmamıştır. Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan, Tataristan gibi memleketler hep Sovyet Rusya adlı terör örgütünün planyasından geçtiği için bugün o eski İslami hassasiyeti buralarda göremiyoruz.  

Allah yolu kaybolmaz

Yine de düşmanlarımızın bilmediği bir şey var. Üstad Sezai Karakoç’un kalemiyle de veciz bir surete bürünen düstur şu: Allah yolu kaybolmaz! Miladi 1552 yılında Rus işgaliyle birlikte yıktırılan Kazan’daki Kul Şerif Camii, nasıl 2005 yılında Türk İnşaat Mühendisleri tarafından yeniden bina edildiyse İslamiyet de, aynen öyle kendisine koşmak için can atan gönülleri yalnız bırakmayacaktır.  

Ne yapsalar boş…

Seyyid Mir Muhammed Alim Han, 70 yıl süren menfi Sovyet propagandası yüzünden olumsuz vasıflarla zikredilir Özbekistan’da. Rus işgali sona erdiğinde ise hakikati arama çabası baskın çıkar ve Âlim Han’ın soyundan gelenlere Özbekistan kapıları açılır. Yakın zamanda ise Âlim Han’ın kayıp vasiyeti gün yüzüne çıkar ve Sovyet Rusya’nın kendisi aleyhindeki propagandalarının asılsız olduğu da böylece tahakkuk eder.

Sakın Kader deme…

Şu an, tarihte Müslüman kimliğiyle temayüz etmiş, fakat Sovyet işgaliyle bu özelliği askıya alınmış olan memleketlerin yöneticileri, Sovyet döneminden kalma isimler.  İnşallah bu fosil zihniyet de tıpkı Sovyet yönetimi gibi tarihin tozlu sayfalarına gömülür de Müslümanlar kaldıkları yerden tarih yapmaya ve yazmaya devam ederler

http://www.dunyabizim.com/?aType=haberYazdir&ArticleID=6469&tip=haber

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum