DİVAN-I HİKMET-III-

7. Hikmet “Kul huvallâh, sübhânallâh”ı vird eylesem Bir ve Var’ım cemalini görür müyûm?

DİVAN-I HİKMET-III-
18 Aralık 2011 - 22:25

7. Hikmet

 

“Kul huvallâh, sübhânallâh”ı vird eylesem

 

Bir ve Var’ım cemalini görür müyûm?

 

Baştan ayağa hasretinde feryad eylesem,

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Ellibirde çöller gezip otlar yedim;

 

Dağlara çıkıp, tâat kılıp gözümü oydum;

 

Cemalini göremedim, candan doydum;

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Elliiki yaşta geçtim ev-barktan;

 

Ev-barkım ne görüne belki candan;

 

Baştan geçtim, candan geçtim, hem imandan;

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Elliüçte vahdet şarabından nasip eyledi;

 

Yoldan azan günahkar idim, yola saldı;

 

“Allah” dedim, “Lebbeyk!” diyerek elimi aldı

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Ellidörtte bedenlerimi ağlar eyledim

 

Mârifetin meydanında dolandım

 

İsmâil gibi aziz canımı kurban eyledim

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Ellibeşte cemal için dilenci oldum

 

Kavruldum, yandım, gül gibi ta ki yok oldum

 

Allah’â hamdolsun cemal arayıp eda oldum

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Ellialtı yaşa ulaştı dertli başım

 

Tevbe eyledim, akar mı ki gözden yaşım;

 

Erenlerden nasip almadan taş gönülüm

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Elliyedi yaşta ömrüm yel gibi geçti

 

Ey dostlar, amelsizim, başım kurudu

 

Allah â hamd olsun, pir-i kamil elimi tuttu

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Ellisekiz yaşa girdim, ben habersiz

 

Kahhar Malik’im nefsimi eyle zir ü zeber

 

Himmet versen, kötü nefsime vursam teber

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Ellidokuz yaşa ulaştım, feryad ve figan

 

Can verirken cananımı akla, getirmedim

 

Ne yüz ile sana söyleyeyim, eyle azâd;

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Gözümü yumup tâ açınca erişti altmış

 

Bel bağlayıp ben eylemedim bir iyi iş;

 

Gece gündüz gamsız yürüdüm ben, yaz ve kış;

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Altmışbirde pişmanım günahımdan

 

Ey dostlar, çok korkuyorum İlah’ımdan;

 

Candan geçip kurtuluş dileyim Allah’ımdan 

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Altmışiki yaşta Allah ışık saldı;

 

Baştan ayağa gafletlerim yok eyledi

 

Canım, gönlüm, aklım, şuurum “Allah!” dedi

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Altmışüçte çağrı geldi; “Kul yere gir!..”

 

Hem canınım, cananınım, canını ver

 

Hu kılıcını ele alıp nefsini kır

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 

 

 

Kul Hoca Ahmed, nefsi teptim, nefsi teptim;

 

Ondan sonra cananımı arayıp buldum;

 

Ölmeden önce can vermenin derdini çektim

 

Bir ve Var’ım, cemalini görür müyüm?

 


 

8. Hikmet

 

Sabah erken pazartesi günü yere girdim

 

Mustafa ya matem tutup girdim ben işte

 

Altmışüçte sünnet dedi işitip bildim

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Yer üstünde dostlarım matem tuttu

 

Bütün alem “Sultanım” deyip nara çekti

 

Hakk’ı bulan gerçek sufiler kanlar yuttu

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Elveda deyip yer altına adım koydum

 

Aydın dünyayı haram kılıp Hakkı sevdim

 

Zikrini söyleyip yalnız olup yalnız yandım

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

“Taha” okuyup akşam ve geceler kaim oldum

 

Gece namaz gündüzleri oruçlu oldum

 

Bu hal ile yer altında daim oldum

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Altmış gece altmış gündüz bir kez yemek

 

Tan atana kadar namaz kılıp bir kez selam

 

Altmışüçte oldu ömrüm sonunda tamam

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Hakk Mustafa ruhu gelip oldu imam

 

Bütün varlık yer altında oldu köle

 

Çok ağladım Hakk Mustafa verdi müjde

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Mirac gecesi “Gözümün nuru evlad… ” dedi

 

Elimi tutup “Ümmetimsin ümmet” dedi

 

“Sünnetimi sıkı tutasın gönüldaşım” dedi

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

“Kıyamette yol kaybedersen yola salayım

 

Muhammed deyip susamış olsan elini tutayım

 

Evladım deyip elini tutup cennete girdireyim…”

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Ey dostlar bu sözü işitip şevkim arttı

 

“Ümmet” dedi, iç ve dışım nura battı

 

Nurunu salıp cemalini Hakk gösterdi

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Cemalini görüp ruhum uçup arşa kondu

 

Musa gibi varlığım tutuştu yandı

 

Mecnun gibi eş ve dosttan kaçıp saklandı

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Yer altında eziyet çektim çok zorluk

 

Döşek yastık taştan yapıp çektim sıkıntı

 

Ey dostlar bu dünyada yok dinlenmek

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Ta zorluk çekmedikçe vuslatı nerede?..

 

Hizmet kılmadan hal derdi olmaz peyda

 

Can ve gönlünü kılmadıkça Hakk’a tutkulu

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Yer altına girdim ise kendimden geçtim

 

Gözümü açınca Mustafa’yı hazır gördüm

 

İsyan ve cefa eden ümmetlerin halini sordum

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

“Ey evlad benden sorsan hani ümmet,”

 

“Ümmet” dedi göğsüm dolarak hasret yarası

 

“Ümmet için çok çekiyorum Hak’dan külfet”

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Ümmetlerimin günahlarını her Cum’â affet

 

Alıp geleyim ya Muhammed sen bunu ayır

 

Ta ki ağlayıp secde eyleyim Tanrı ya affet

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Her Cum’a affet ümmetlerin günahını

 

Alıp geleyim ya Muhammed gör bunu

 

Ümmetlerin neler kılar Ahmed senin

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Ben melekten utanç duyarım ey ümmetim

 

Yaratan’dan korkmaz mısın düşük himmetim

 

Gece yatmadan ibadet etsen hoş devletim

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Yer altına girdim dostlar iradesiz

 

“Amin” deyiniz âl, ashab ve çehar-yar

 

Ümmetlerin suçunu bağışla Allah’ım

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 

 

 

Kul Hoca Ahmed ben ikinci defteri söyledim

 

İki alem eğlencelerini meye sattım

 

Ölmeden önce can acısının zehrini tattım

 

Mustafa’ya matem tutup girdim ben işte

 


 

9. Hikmet

 

Ey dostlar hasb-i halimi söyleyeyim

 

Ne sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

Gerçek dertliye bu sözümü bildireyim

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Kabir içinde gece-gündüz ibadet eyledim

 

Nafile namaz kılıp adet eyledim

 

Her ne cefa gelse ona dayandım

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Kabir içinde Mustafa’yı hazır gördüm

 

Selam verip edep ile şaşırıp kaldım

 

Asi-cafi ümmetlerinin halini sordum

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Kabre girmek Rasulullah sünnetleri

 

İbadet eylemek Hakk Rasulû’nün adetleri

 

Gariplere rahmet eylemek şefkatleri

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Ümmet olsan gece-gündüz dinmeden ağla

 

Bağrın pişip ciğerini deşip yürek dağla

 

Ecel gelse mertler gibi belini bağla

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Bir gün senin ömrünün yaprağı sararınca

 

Ecel gelmeden tevbe eyle ey cahil

 

Meğer sana rahmet eyleye Azim Yezdan

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Gerçek dertlinin işidir söz ve icraat

 

Gözyaşıdır Hakk karşısında niyaz armağanı

 

Gece-gündüz dinmeden oruç, namaz kıl

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Ey evlad ümmetlerin derdi örter

 

Yanlış, noksan günahları dağdan artar

 

Dini bırakıp dünya malını kendine çeker

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

 

 

 

Kul Hoca Ahmed tekbir deyip sohbete başla

 

Hay u heves, ben-benliği uzağa gönder

 

Seherlerde dört dövünüp dinmeden çalış

 

O sebepten Hakk’tan korkup kabre girdim

  

Kaynak: divanihikmet.net 

 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum