Celil Altınbilek: Muharrem On

Bu sene Kasım 4. 2013 hicri yılın başı, muharremin biri, lakin muharreminin 10’ nu yalnız milletimizin gönlünde ve dilinde değil bütün Müslümanlarca önem arz etmektedir.

Celil Altınbilek: Muharrem On
05 Kasım 2013 - 10:42 - Güncelleme: 07 Kasım 2013 - 09:53

Muharrem On

Her yeninin gelişi, eskini gidişi demek değildir. Eski adet ve gelenekler, ölçü ve birimler, bazı değerler değişse de Halkın özünde benimsediği duygu ve düşünüşler yaşamaya devam eder.

Bu sene Kasım 4. 2013 hicri yılın başı, muharremin biri, lakin muharreminin 10’ nu yalnız milletimizin gönlünde ve dilinde değil bütün Müslümanlarca önem arz etmektedir.

 

Kerbela muharremin onunda Hz. Muhammed’in torunu Hz. Ali’nin oğlu olan Hz. Hüseyin’in şehit edilişi…

Yezid ismi halkın dilinde asırlardır kara bir leke gibi kalmış,( muaviye’nin ’ in oğlu), ordusuyla birlikte bu sayının 22 binleri bulduğu söyleniyor, karşısında 72 kişi olduğu rivayet edilen Hz Hüseyin’le karşı karşıya geliş, aslı ise karşı karşıya geliş değil bir imha planı bu… O mübarek aileyi yok etmeye yöneliş.Bu bir iktidar ve güç hırsıdır ki neler yaptırmaz..

 

Sayıca ve kuvvetçe üstün düşmana karşı, açlık ve susuzluk içinde ok ve kılıç yağmuru altında karşı koyuş ve hicri 10 muharrem 680 Cuma günü şehitlik makamı.

 

Bu acı olay şii-alevi-sünni bütün Müslümanlar nezdinde bir matem günü olmuştur.

 

Eski edebiyatımızda bu olay esaslı bir şekilde işlenmiştir. Büyük şairimiz Fuzuli de saadete Ermişlerin Bahçesi isimli eserinde bu olayı destansı bir şekilde anlatır;

 

*Mah-ı Muharrem oldu meserret(sevinç) haramdır

Matem bugün şeriata ihtiramdır.(saygı)

 

Şad olmasın bu vakıadan şad olan gönül

Bir dem bela ve gusseden azad olan gönül*

 

Halkın zihninde de bu edebiyat yer etmeyi bilmiş ve mısralar mırıldanmışlardır. babam Hakkı Altınbilek’de kerbelaya ilişkin ezberden şöyle fısıldamıştı;

*Hüseyin indi atından sahra yı Kerbela’ya

Cibril git haber ve Muhammed Mustafa’ya*

 

Millet olarak yaşayışımızda bu ayın akisleri yer tutmaya devam etmektedir; O kuşatma esnasında bütün erzakın toplayıp aşure yapılması gibi, memleketimizde yüzyıllardır bu ayda aşure yapılıp dağıtılması, özellikle bu ayın on’unda şehit olan bu kişilere hürmeten yeni bir şey alınmaması, fazla su içilmemesi, çok neşeli ve keyfi faaliyetlerden kaçınılması o matem gününün hatırasına hürmet edilmesindendir.

 

Zalimin ve zulmün gün gelir veyahut çoğu zaman olduğu gibi, kudreti fazla sayıları üstün olabilir, lakin doğrunun ve hakkın yanında olan bir avuç inançlının mücadelesi, şehitliği de göze alarak bitmeyecek ve devam edecektir

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum