BEŞİR AYVAZOĞLU: GEL SÖYLEŞELİM
Ah insan ah Pek çoğumuz önce yapar, sonra da düşünürüz yaptıklarımızı.
Ah insan ah… Pek çoğumuz önce yapar, sonra da düşünürüz yaptıklarımızı. Ardından üzüntüler, pişmanlıklar alır yerini. Ah insan ah yine… Önce düşünse, sonra yapsa ama ne mümkün. İlla tersine akacak bir mizaca meyilli. Sonra günler günleri, aylar ayları, yıllar yılların kovalar da ömür denilen sermaye tükenmeye başlayınca insan kendini fark etmeye başlar. İşte o zaman eskiler gündeme gelir. Gel der de kimse gelmez olur. Cümle geçen demlerden sohbet açan bulunmaz. Ah insan ah… Etme, eyleme; gel beraber bir gölgelik mesabesinde kaldığımız bu âleme ve âlemde bize sunulan ya da emanet edilen şey’lere kıymet vermeden yaşayalım. Ömür dediğin nedir ki, bir bakmışsın varsın bir bakmışsın ki yoksun. Ah insan ah.. İnsan eskisiyle yaşar. Sen de ben de böyle yaşıyoruz. Çünkü meylimiz bu. Gel de huzurla analım o demleri, kırgınlıkları görmeden, kırgınlıklar bizi kırmadan. Ayvazoğlu’nun yeni kitabı ve özellikle kitabına, az tanınan bir divan şairi Sâmî’nin “gel söyleşelim cümle geçen demleri cânâ” beyitinden alarak koyduğu ismi beni bu düşüncelere sevk etti.
Röportaj literatürümüze önemli bir katkı
Beşir Ayvazoğlu Türk edebiyatına farklı katkıları olan bir yazar. Her şeyden evvel velut bir yazar. Meslekten sayıldığı için mesleğinin hakkını eserlerle vermeye gayret edenlerden. Yine bir birikimiyle karşımızda Ayvazoğlu: Gel Söyleşelim Cümle Geçen Demleri.
Röportaj türü, Türk edebiyatı açısından fazla gelişmiş bir saha değil. Elbette röportaj yapılıyor ama bunun kitaplaşma süreci bizde biraz zayıf. (İş Bankası Kültür Yayınları’nın “nehir kitap” çalışmalarını görmüyor değilim.) Ayvazoğlu’nun Timaş’tan çıkanGel Söyleşelim kitabı da 15 röportajdan oluşuyor. İlk söyleşi Akif merhumun dostu Hafız Asım Şakir’e ait. Kitapta yer alan son iki röportaj Türk dünyasından iki isimle yapılmış: Azeri şair Bahtiyar Vahapzade ve Cengiz Aytmatov. Röportajlar içinde Nuri Arlasez, Erol Akyavaş, Çelik Gülersoy, Erol Üyepazarcı veCemal Kafadar söyleşileri dikkatimizi çekti.
Nuri Arlasez: Asgari maddi imkânla manevi imkâna kapı aralamak
Devrinin ünlü avukatlarından birinin oğlu Nuri Bey. Mücerrede bir hayat sürmüş. Bu durumu, hayat felsefesi haline getirmiş olduğu “asgari maddi imkânla geçinme” düşüncesine bağlıyor ve diyor ki “Hangi kadın böyle bir hayatı kabul eder ki?” Türkçede Hint kültürü ve edebiyatı denilince akla gelen ilk isim Cemil Meriç olsa gerek. Ama Nuri Bey bu konuda sessiz kalanlardan biri olarak sırlarıyla göçenlerden biri olmuş anlaşılan. Onunla yapılan röportajda Toynbee’yi, sahaf Raif Yelkenci’yi, Süleymaniyeli Yakup Efendi’yi bulmak mümkün.
Erol Akyavaş: Geleneği yeniden ihya çabası
Türkçe literatür içinde kendi kaynaklarına dönerek o kaynakların yeniden üretilmesi için çalışan isimlerden biri ressam Erol Akyavaş. Eserleri arasında Kerbela, Fihi Mafih, Miraçnameler, Kimya-yı Saadet yer aldı. Türkiye’deki değişimin resim üzerinden nasıl gerçekleştiğini okumak için güzel bir röportaj Akyavaş röportajı.
Çelik Gülersoy: Şehirler imar etmek onu işi
Bugün İstanbul’da Çamlıca Tepesi, Malta Köşkü, Hidiv Kasrı, Emirgan Korusu’ndaki Sarı ve Beyaz köşklerin ihyası onun eliyle gerçekleşmiş. Değerler manzumesi ve şehir inşası, insan bencilliği ve teknoloji, kültürdeki istikrar ve devamlılık şuuru, bina ve insan ilişkisi röportajın ana damarları.
Eyüp Üyepazarcı: Sahaf Müteferrika’ya kimin yolu düşerse…
Kültür çevrelerinde nadir kitap ve belge koleksiyoncusu olarak bilinir Üyepazarcı. Sadece koleksiyoner değil, velut bir yazar da. Osmanlı tarihi, kültürü, astronomi ve polisiye roman meraklısı bir mizaç Üyepazarcı. Güzel bir balık söyleşisi olmuş: Lüferi, Palamut ailesini, merhum ve mağfur uskumruyu, orkinosu Üyepazarcı’dan dinlemek ayrı bir lezzet.
Cemal Kafadar: Cins bir beyin, itidalli bir okuma, dik bir tavır
Cemal Kafadar Türkçe tarih literatürü konusunda yetkin isimlerden biri. Türkçe tarih literatürünün değerlendirilmesi konusunda, hem oryantalizm hem de Edward Said sonrası için farklı gözlerden biri Kafadar. Amerika’daki Türkoloji çalışmaları hakkında da bilgi alabileceğimiz bir söyleşi olmuş.
Kitaptan, Beşir Ayvazoğlu’nun Turgut Cansever’le yaptığı söyleşilerin, muhtemelen Beşir Bey’ce genişletilerek, müstakil bir kitap olarak basılacağı müjdesini de aldık.
Zeki Dursun “söyleşmek için susmak gerek” dedi-dünyabizim
FACEBOOK YORUMLAR