ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE MANİSA Yazan: Ali Haydar Aksakal

ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE MANİSA Yazan: Ali Haydar Aksakal
26 Mart 2019 - 13:07 - Güncelleme: 26 Mart 2019 - 20:17

ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE III. BÖLÜM
Yazan: Ali Haydar Aksakal

Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman, şehzadelik dönemlerini Manisa’da geçirdi. II. Selim, III. Murat ve III. Mehmet padişah olmadan önce Manisa’ya geldiler.
Padişah I. Murad Manisa’da doğdu. Fatih Sultan Mehmet’in babası II. Murad yaşamına, bir müddet bu kentte devam etti.
Osmanlı Devletinin en büyük padişahları şehzadelik dönemlerini bu kentte geçirdiler. 
1- Fatih Sultan Mehmet, 2- Kanuni Sultan Süleyman, 3- II. Selim, 4- III. Murat, 5- III. Mehmet, 6- II. Murad, 7- Mustafa şehzadeliklerini Manisa’da geçirmişlerdi. 
Fatih Sultan Mehmet’in babası II. Murad 1444’de 56 dönüm üzerine Manisa’da, Saray-ı Amire’yi inşa ettirdi. Devleti buradan yönetti. Sarayın bahçesinde 200 bahçıvan vardı. 
Şehzadeler, Saray-ı Amire’de devleti yönetme sanatının inceliklerini ve yasaları öğrendiler. Kentte kaldıkları süre içinde camiler, medreseler, hanlar, hamamlar, saraylar, kütüphaneler ve konaklar yapıldı. İlim irfan sahibi bilge kişiler Manisa’ya gelmeye başladı. Kentin kültürel hayatı canlandı. 
2014 yılında çamlıkta düzenleme yapılırken dört adet dehliz ve 70-80 cm boyunda bir fallus bulundu. Fallus, Saray-ı Amire’nin antik sit olduğunun deliliydi. Bahçe düzenlemesi yapan müteahhitler tarafından çöpe atıldığı söylendi 
1512 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman şehzade olarak Manisa’ya geldi. Bir müddet sonra 1479 yılında Kırım’da doğan annesi Hafsa Sultan’da 1512 tarihinde Manisa Sarayı’na yerleşti. Kanuni 1520’de padişah oldu ve İstanbul’a Topkapı Sarayı’na döndü. 
Merkez Efendi’de 1525’de Manisa’ya gönderildi. 5 yıl şehzadeler kenti Manisa’da kaldı. Hafsa Sultan, 1522’de Manisa’da Sultan Camisini yaptırdı. 1538’de Sultan Hamamı, sübyan mektebi, hankah, medrese ve 1539’da Darüşşifa (Bimarhane) tamamlandı. 
Hafsa Sultan, Manisa’da hastalandı. Merkez efendini hazırladığı ve adını verdiği Mesir macunu ile iyileşti. Mesir macunu her yıl Sultan Camii külliyesi ve minarelerinden Nevruz günü halka saçıldı. Hafsa Sultan 1534 yılında Topkapı Sarayı’nda vefat etti. 
Mesir yıllardan beri anane haline geldi. 1926-1952 yıları arasında Vali Müştak Bey tarafından yasaklandı. Günümüzde Mesir Festivali adı altında kültürel etkinlikler yapılıyor. 
Festivalin düzenlenmesinde kronolojik bir hata var. 1534’de vefat eden Hafsa Sultan’a 1540 tarihinde Mesir’i başlatıyoruz… 
Manisalı padişah sayılan I. Mustafa 1591’de Manisa’da doğdu. Babası III. Sultan Mehmet’tir. 4 yaşına kadar Manisa’da yaşadı. İyi bir eğitim gördü. 1617 tarihinde, Topkapı Sarayı’nda Osmanlı padişahı ve 94. İslam halifesi oldu. Osmanlı tarihinde babadan oğula geçen saltanat kuralı onun zamanında bozuldu. Kardeşinin arkasından tahta çıktı. 
I. Mustafa devlet işleriyle ilgilenmedi. Tahta çıktıktan 96 gün sonra 26 Şubat 1618 günü tahtan indirildi. Yerine II. Osman geçti. 1622’de ikinci defa tahta geçirildi. 
I. Mustafa 10 Eylül 1623 tarihinde Şeyhülislam Yahya Efendi’nin fetvasıyla tahtan indirildi. 
Padişahların belli bir yaşa gelen erkek çocukları, yanlarında annesi, hocaları, askerleri ve diğer görevlilerle, lala himayesinde bir sancağa gönderildi. 
Manisa, Amasya, Konya, Kastamonu, Trabzon ve Kütahya en meşhur sancaklardı. 
Sancağa gelen şehzadelere Sultan Çelebi ismi verilirdi. Şehzadeler sancağa çıkacakları zaman devlet töreni yapılırdı. 
Saruhan Kenti’nde Şehzadeler mektebinde devlet işlerinde bilgi ve tecrübe kazanması için kurulmuş bu okullara Çelebi Sultanlar, maiyetiyle birlikte gidip gelirlerdi. 
Fatih Sultan Mehmet, Molla Gürani, Molla Hüsrev ve Ak Şemseddin’den ders almıştır. Manisa Osmanlı Devleti’nin kaderi üzerinde önemli rol oynamıştır. 
Padişah vefat edince, İlk önce saraya ulaşan şehzade padişah olurdu. Manisa Sancağı bu bakımdan şanslı sayılırdı. 
Sultan III. Murad’ın ölümünden sonra bu sistem, 1595 yılından sonra terk edildi. 
Seyyah Evliya Çelebi, 1671-1672 yıllarında Manisa’ya geldi. Sihirli Kalenin eteğindeki puslu şehirde 6600 ev, 60 mahalle, kentin baştanbaşa saraylarla süslü olduğunu, İki katlı, ön yüzleri balkonlu, pencereli ve kiremit çatılı evlerin Gediz Ovası’na baktığını söylüyor.
Kente 500 mabedin olduğunu kayda almış. Mevlevihane’nin eski dönemlerde kilise olduğunu, suyu ve havasının latif, cennet bahçesi gibi güzel, dervişlerin oturduğu bir yerdir diye sesleniyor. Kalealtı Pazarı meydanında, havadar kahvelere devam edenlerin kentin ileri gelen ve okumuş kişiler olduğunu, kahvelerde raks eden güzeller, hikâye anlatan meddahlar ve şairlerin bulunduğunu işaret ediyor. Çelebi, Karaköy’de ki kahvelerin daha güzel olduğunu ve dünyada bir emsalinin olmadığından söz ediyor. 
Halkın kazancının, el tezgâhlarına bağlı olduğunu, Manisa Alacası isimli bir kumaşın rağbet gördüğünü yazıyor. 
Manisa’da bulunan Ayn-ı Ali Türbesi ve dergâhı dinsel turizm açısından kente ayrı bir hava vermektedir.

 

Dünyanın ilk çevrecilerinden birisi, Manisa Tarzan bu kentte yaşadı. Adına heykeller, okullar ve parklar yapıldı, bir mahalleye adı verildi Hakkında kitaplar yazıldı. Sinema filimler yapıldı. Tüm Türkiye’nin tanıdı bir insandı, adı yurt dışına taştı.
 
 
 
 
 
 
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum