Amin Maalouf: "Geçmişe Göre Daha Çok Ortak Yönümüz Var"

Maalouf “Şu anda bugünü yaşayan herkesle ilişkimiz var. Fransa’da yaşasın, Türkiye’de, Kore’de, Japonya’da nerede yaşarlarsa yaşasınlar, yaşadığımız çok daha fazla şey, ortak yön var, büyük babamızla olan ilişkimizi kıyaslayacak olursak.” dedi.

Amin Maalouf: "Geçmişe Göre Daha Çok Ortak Yönümüz Var"
09 Mayıs 2021 - 12:48 - Güncelleme: 09 Mayıs 2021 - 13:52

Yunus Emre Enstitüsünün, “Yeniden Düşünmek, Yeniden Yorumlamak” programı serisi kapsamında 10 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleşen yayınına, Lübnanlı yazar Amin Maalouf konuk oldu. Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, yazdığı eserleri 40’tan fazla dile çevrilen Maalouf’u ağırladı. Türkçe, Arapça ve İngilizce yayımlanan program binlerce kişi tarafından ilgiyle izlenildi. Prof. Dr. Şeref Ateş söyleşiyi, “Düşünce insanları tüketimden haz duymazlar. Düşünce insanları insanlık yararına ürettikleri düşüncelerini tüm insanlarla paylaşarak çoğaltırlar.” sözleriyle başlattı. Programda Maalouf, dilin edebiyat üzerindeki etkisi, kültür, zamanın ruhu, toplumlar arası iletişim, ortak hafıza, sömürgecilik ve insan hakları karşıtlığı, edebiyatın rolü, modernite ile kültürler arasındaki ikilem gibi konulardaki soruları cevapladı.

“Okuyucularınız genellikle kitaplarınızda menkıbelerin kullanılmasından memnuniyet duyuyorlar. Hikâyelerinizde okuyucularınızı götürdüğünüz yolculuklarla ilgili size şunu sormak istiyorum; acaba Arapçadan mı bir etki söz konusu?” sorusunu yönelten Prof. Dr. Ateş’e Amin Maalouf şöyle yanıt verdi: “Evet kesinlikle haklısınız. Bence de benim ülkemin, ana dilimin etkileri var. Aynı zamanda okumuş olduğum, hayatım boyunca okuduğum her şeyin etkisi var. Bence bir yazar yazdıkları konusunda yorum yapabilecek en iyi kişi değildir. Çünkü ben hiçbir zaman menkıbeler veya nelerden etkilendim bunları düşünmüyorum. Bir kitabı yazmaya başladığımda, benim esas olarak ilgilendiğim şey hikâyemi nasıl anlatacağım? Okuyucuların hikâyeyle derinden ilgilenmesini nasıl sağlayacağım? Aynı zamanda hikâyenin okunabilirliğini nasıl sağlayacağım. İşte ben bir kitabı yazarken daha çok bunlarla ilgileniyorum. Dolayısıyla ben de bu şekilde dışarıdan kitabım veya çalışmalarımla ilgili dışarıdan bir bakış açım söz konusu değil. Bence bu vizyon okuyucuların daha iyi hissedeceği bir şey.”

Prof. Dr. Ateş’in, “Hem Doğu hem de Batı mantalitesini tecrübe etmiş bir kişi olarak sizce toplumların sosyolojik açıdan duygusallığa yaklaşımlarında farklılıklar var mı?” sorusunu ise Maalouf şöyle yanıtladı: “Evet, bence bir toplumdan diğerine algılamalarda farklılıklar var. Ama aynı zamanda bir bireyin algısıyla diğerinin arasında da farklılıklar var aynı toplum içerisinde. Biz burada bir tarihçinin söylemiş olduğu gibi: Bizler hem anne babamızın hem de zamanın çocuklarıyız. Yani biz içerisinde bulunduğumuz zamanla ilişkiliyiz aynı zamanda bizi etrafımızdaki her şey de etkiliyor. Yine aynı şekilde yazdığımız, konuştuğumuz dil de bizi etkiliyor. Cinsiyetimiz, yaşımız hepsinin etkisi var. Eminim benim 70 yaşında yazdıklarım, 30 yaşında yazdıklarımdan çok daha farklıdır. Yani her şey değiştikçe yaşadığımız yer bizi çok değiştiriyor. İçerisinde yaşadığımız dünya da bizi çok değiştiriyor. Şimdi de daha doğrudan cevap vermem gerekirse, evet, bence toplumlar arasında farklılıklar var. Ama bunlar bireyler arasındaki, her bir toplum içerisindeki bireyler arasındaki farklılıklardan da çok daha önemli değil.

Yazının devamını okumak için: 

https://www.yee.org.tr/sites/default/files/yayin/tr_dergisi_29uncu_sayi_final_baskivrsiyonu.pdf


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum