A. Yağmur TUNALI

A. Yağmur TUNALI

[email protected]

Türkçesiz bir yere varamayız

06 Mart 2018 - 21:11

İnsanların dillerine ilgi ve sevgileri tabii bir haldir, doğuştandır. Milliyet duygusu da öyledir. Bir millete ve bir dile mensup olarak doğarız. Şu var ki, her yetenek ve imkân gibi hazır bulduğumuz bu cevherin işlenmesi lazımdır.  ‘Ana dili’mizin yüzyıllar içinde kazandıklarını bilmek, öğrenmek, kullanmak ve zevkine varmak ayrı bir iştir. Zorluğu da ortadadır.

Ortalama aydının bu zorluğu şöyle böyle aşması lazımdır. Büyük diller ve büyük kültürler için bu gereklilik bir şarta dönüşür. Kendi dilinin tarih içindeki verimlerini bütünüyle bilmek bir uzmanlık işidir, onu kastetmiyorum. Fakat onların bir ölçüde zevkine varmak, okumuşlar için vazgeçilmez bir durumdur.

Okullar öncelikle bunun içindir. Kültür altyapısıyla dil zevki o sıralarda verilir. Bunu başarabilecek bir eğitim öğretim sistemi, devletler için varlık yokluk meselesi sayılır. Bugünün modern batı devletlerinde eğitim sisteminin merkezinde dil vardır. Devlet, eğitimde bütün dikkatini, yeni yetişeceklerin kendi dilinin sevgisini kazanmasına verir. Vazgeçemeyeceği unsur dilidir. Çünkü dün de bugün de bilinen gerçek, milletin, önünde sonunda dil ve kültür demek olduğudur. Dil sevgisi, bilgisi olmadan diğer alanları güçlendirmek mümkün değildir. Doktor yetiştirecekseniz önce Türkçe öğreteceksiniz. Mühendisiniz kendi ana dilini bildiği ölçüde bu toprağa bağlanacak ve ona göre iş görecektir.

Siz bu bilgiyi ve sevgiyi veremezseniz, nesilleriniz boşlukta gezinir ve hasbelkader okudukları alanlarda özgün olamazlar. Bugün yaşadığımız sıkıntı büyük ölçüde budur. Türk çocukları, pek çok alanda belli bir seviyeye varıyorlar. Fakat Türkçe ’de yeterince ilerleyemedikleri ve dolayısıyla kendi kültürlerinin sevgisine uzanamadıkları için yaptıkları işlerde bir kimliksizlik baş gösteriyor. Üslup kazanamıyor, kazandıramıyorlar. Dahası, bir noktadan ileriye geçemiyorlar. Bu konuda da, ekonominin orta gelir tuzağı gibi bir darlığa düşülüyor.

Sağlam dil her okumuşta şart

En kuvvetli olduğumuz alanlara bakınız, sonucu ayan beyan göreceksiniz. Mesela mühendislikte iyi olduğumuz söylenir. Mühendisliğin ölçüleri dünyanın her yerinde aynıdır ve aşağı yukarı aynı usullerle uygulanır. Mimârî başka bir iştir. Orada sanat devreye girer. Kültürel zenginlik ve derinlik aranır. Yaratıcılığın devreye girdiği bir alandır. Mühendisliği şöyle böyle hallettiğiniz halde mimârîdeki yaratıcılık kısırlığı hayatınızı mahveder. Şehirleriniz beton kulelerle üstünüze doğru hamle ederek boğmaya gelirler. Sebebi, önce Türkçesizliktir. Çünkü Türkçesiz yaratamazsınız. Teknik sahada yaratmanın yolu da dilden geçer.

Tıpta, öteden beri iyi olduğumuz söylenir. Şimdi kâğıt üstünde kalan yönetim ve teşkilatçılığımız öyledir. Bunlar ve daha birçok alanda pek de parlak durumda değilsek düşünmek gerek: Geriye düşmemiz, problemlerimizi çözme iradesi gösteremeyişimiz,  kendimize inancımızın zayıflaması veya yok olmaya yüz tutmasıyla ilgilidir. Bir noktada tıkanıp kaldığımız diğer alanlarda da aradığımız kök sebebin dil olduğunu düşünmek ve bilmek lazımdır.

Türkçe siz her bilgi ve başarı noksandır

Dilini sevmeyen nesiller yetiştirdiğimizin farkında mıyız? Farkındaysak, dilini sevmeyen çocuğun memleketini ne derece sevebileceği de esaslı bir soru halinde önümüzdedir. Kendine güveni olmayanın ilerlemesi ve içerde -dışarda yarışması mümkün değildir.  Kendine güven de kendini sevmekle gelir. Bunu sağlayacak olan dildir. Dilini seven, ülkesini sever. O dilin getirdiği tarihi, tarihî kazanımları, üstünlükleri, yüksek başarıları, dünyaya hükmedişi iliklerinde duyar.

Bir bakıma dil sevgisi vatan sevgisinin üzerindedir. Vatanlarımız tarih içinde değişmiştir. Bir zaman Asya bozkırları, bir zaman Avrupa içlerine kadar uzanan topraklar vatanımızdı. Dil bu eski yeni vatanları saklar. Muazzam bir şuurla, kaybettiğimiz yerleri de Türkçemizle vatan hissederiz. Bugün oralarda Türkçe konuşuluyorsa zaten vatanımızdır, öyle hissederiz; fakat talihin sevkiyle çekildiğimiz yerler de dilimizin kudretiyle yazılmış, çizilmiş, yaşanmış, bin bir hatıramız arasına girmiştir. Oraları hala vatan hissederiz. Bir Türk’ün başka türlü hissetmesi mümkün değildir. Balkanlara gittiğimde vatanda dolaştığımı hissetmem gerçeğin ta kendisiydi. Çünkü tarihin sesini duyuyordum. Her köşeden Türkçe sesleniyordu.

Kültür dille taşınır

Evet, çocuklarımız Türkçe sevgisiyle, bilgisiyle yetişecekler. Başka yol yoktur. Dil bütün bir millettir. Dil sevgisi, öncelikle kendi kültürünün sevgisini doğurur.  Bütün bir millî tarih, bu dil sevgisi penceresinden çocuğa göz kırpar. Milletine mensup olmanın hazzını köklü bir duyguyla yaşamaya başlaması dille gelir. Ana dilinin millet şuuruna yol açtığı yer, bugünün dünyasında aile ve sosyal çevreden daha önde ve şaşmaz bir şekilde okullardır.  Yoğunlaşacağımız nokta orasıdır. Bir daha tekrar edeyim: Okul, düşünme, dinleme, anlama terbiyesi edinmeyi sağlar. Bunu da dille yapar. Yapamıyorsa, sıkıntı doğar. Bizde böyle bir durum yaşanıyor.

Kendi dilinin sevgisini veremeyen devletler, başka dillere ve dolayısıyla başka kültürlere ve başka milletlerin sevgisine kapı aralarlar. Apaçık gerçek budur. En acil meselemize verilen cevapları da bu açıdan düşünmek ve değerlendirmek lazımdır. Hemen her gün televizyonlara çıkanlar birlikten bahsederler. Hem onlar hem de siyasiler bölücü,  ayırıcı, ayrıştırıcı bir dil kullanıyor olsalar dahi böyle derler.

Biz dediklerine ve yaptıklarına değil de ‘birlik’ mesajına bakalım. Birliği nasıl sağlayacaksınız? Aynı kültüre bağlı olmayanlar birleşemezler. Fransız komünisti, milliyetçisi, ateisti ve kilisesi birleşir; çünkü aynı kültürle donandılar. Bir yerde aynı dili konuşmaya başlamalarına şaşılmaz. Bizim için birliğin zorluğu temelde kültürle ilgilidir. Yani, birleşelim desek de dünyaya bakışımızda aldığımız temel değerleri veren kültür altyapısı farklı kaynaklardan geliyor. Özü aynı olan farklı anlayışlar anlaşır ve birleşirler. Bizde kaynaklar farklılaştı.

Sebebi dildir diyeceğim. Daha kabul edilebilir bir şey söyleyeyim: Birleşeceksek dilimizi birleştireceğiz. Dili birleştirmek kültür kodlarına yönelmektir. O noktada bütün yollar tarihe çıkar. Şerefli bir mazi bizi birleştirir. Dille birleştirir, güzelim Türkçemizle.

Kaynak:https://www.millidevletgazetesi.net/turkcesiz-bir-yere-varamayiz/