İNSANLIK KÖTÜYE GİTMEZ

ERGÜL ALTAŞ YAZDI: İNSANLIK KÖTÜYE GİTMEZ

İNSANLIK KÖTÜYE GİTMEZ
22 Ekim 2018 - 18:49

İNSANLIK KÖTÜYE GİTMEZ

Kalk pazara gidelim, dedi hanım sabahtan beri oturduğum yerden kalkmadığımı görünce. Ben böyle iyiyim, dedim baktığım boşluktan, belki bir şey kaçırırım korkusuyla, gözlerimi ayırmadan.

Bazen böyle olur; her şey anlamını yitirir. Bir şeyleri düzeltemedikten, değiştiremedikten; iyiyi, güzeli çoğaltamadıktan sonra kendini boş yere yormanın ne gereği var hissi benliğini kaplar. Elini kolunu bağlar. Çevrendeki güzelliklerden çok çirkinlikleri görürsün. İyiler iyi atlara binip gider. Kötülerin arasında kalırsın.

Gazete, televizyon, internet el birliği ile gözüne gözüne sokar: Cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık, taciz, adam kayırma … Belediye sokağındaki zeytin ağacını keser, fabrika atık suyunu nehre bırakır, plastikler denizleri doldurur, bir insan müsveddesi sokak köpeklerine kurşun sıkar.

Gazete okumak, televizyon seyretmek gelmez içinden. Felaket tellallığı yapmak olmuştur asli işleri. Ozon tabakası deliniyor, buzullar eriyor, birçok canlı türünün nesli tehlikeye giriyor. Onlara bakarsan elle tutulur, gözle görülür umut veren bir gelişme yoktur koskoca dünyada.

Dünya dönüyor, diyor hanım. Sosyal medyaya bak. Millet giyinmiş kuşanmış, gezip tozmada, yiyip içmede. Aldığı beğenileri saymaya, yorumlara cevap yazmaya yetişemiyor. Sen, Karadeniz’de gemilerin batmış gibi kara kara düşünüyorsun. Derdi olan derdine yansın. Sen dert etme. Boş ver.

Boş verdim zaten. Bu eylemsizlik hali bunun tezahürü. Ne çalmak ne söylemek geliyor içimden. Dışarı çıkmak, pazara gitmek, markete uğramak neyi değiştirecek. Bizim karnımız doyunca bütün açlar da doyacak mı?

Dünyayı değil ama aileni doyuruyorsun, mutlulukları için çalışıyorsun. Bardağın dolu tarafını gör. Yetmez mi? Elimde değil. Bugün yetmiyor işte. Konuşmak, yürümek, düşünmek, okumak, yazmak istemiyorum. Yormayın beni. Bugün tembellik yapma hakkımı kullanmak istiyorum. Yaşama, çalışma, barınma hakkı gibi bu da temel hak ve özgürlüklerden sayılmalı.

Dışarıda insanın aklını başından alan güzel bir hava varmış. Günlük güneşlik. Benim aklım başımda mı sanki? Hava alınca, güneş görünce mutluluktan ağzı kulaklarına varsın. Hem benim yüzüm gülünce Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Suriye’de, dünyanın dört bucağında zulüm bitecek mi? Zulüm altında aç biilaç inleyen kardeşlerimin de yüzü gülecek mi?

İhtiyaçlarını abartarak dünyanın bütün güzelliklerini, zenginliklerini haramzade gibi tüketmek insana bir şey kazandırmıyor. Banka hesabını şişirmek, yazlık kışlık almak; akrabaya, komşuya hava atmak için gecesini gündüzüne katarak, eşi-dostu ihmal ederek çalışmak insanı mutlu etmiyor. İnsan paylaşmak için, sevmek sevilmek için, iyiyi güzeli çoğaltmak için çalışmalı. Çalışıyorsan, yoruyorsan kendini bunun bir karşılığı olmalı. Seninle birlikte dünya doymalı, dünya gülmeli.

İnsan maddi gayelerden çok ulvi gayeler için çalışmalı. İki gününün birbirine eş olmaması için ekip biçmeli ahiretin tarlasını. Allah rızası için yormalı kendini. Hayal kırıklıklarını umutla sarmalı. Umut, her gecenin sabahında güneş gibi doğmuyorsa içimize yaşamak bir yük olur yüreğimize.

 Bana bazen böyle olur. Kolum kanadım kırılır. Yeis bütün benliğimi sarar. Allah’tan bu durum uzun sürmez. Hanım ve çocuklar el ele verip çekip çıkarırlar düştüğüm umutsuzluk çukurundan. Bak, hayat devam ediyor, derler. Enseyi karartma, derler. İnsanlık kötüye gitmez, derler, derler, derler … İyi ki derler.

Karaya vuran umut gemisini tekrar yüzdürmek bazen zaman alır.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum