Muammer AZMAK

Muammer AZMAK

[email protected]

OKUMAK

28 Nisan 2019 - 21:45 - Güncelleme: 28 Nisan 2019 - 22:56

OKUMAK

Konuşmak kadar eski olmamakla beraber okumak kavramının eskiliğini tartışmak abesle iştigal etmek olacak kanaatindeyim. Evet, konuşmak daha doğduğumuz andan itibaren sesler çıkarmakla alıştırmasına başladığımız bir eylem olmasına karşın okumanın düşünceleri okumak ve öngörü sahibi olmak bahisleriyle birlikte düşünüldüğünde onun kadar eskilere gittiğine şahitlik ederiz.

Okumak, harfleri seslendirmek olarak ele alındığında çok anlam ifade etmemektedir. Sadece lafzi söyleyiş idraksiz bir dillendirme olarak adlandırılabilir. Oysa okumak, fikri manada bir çatışma aynı zamanda bir münakaşa ortamında kalmaktır. Böyle durumda hem kendinizin zarar görmesini engelleyecek hem de kendi düşüncelerinizi müdafaa ihtiyacı hissedeceksiniz ve bu durumda idrakiniz, irfanınız, anlamanız, kavramanız ve diğer bütün silahlarınızla savaşa katılıp okumak coşumu ile kendinizden geçeceksiniz.

Okumak,’ ikra’ emrinden sonra gördüğün her nesneden anlam çıkarmak, manasına nüfuz etmek, ön görüde bulunmak, akıl yürütmek, ibret almak, kuşatmalarıyla karşımıza çıkınca biz okumayı harflerin sadalandırılmasından alıp anlamlarının devşirilmesine evirdik. Böylece okuma, kuru ve yavan söz dillendirmesinden uzaklaşarak düşünmeye ve düşündürtmeye sevk eden eylem olarak hafızamızda yerini aldı.

Okumak ağlamaktır satırlarla, okumak sahifelerle gülmektir, okuma yenilenmektir, sık sık bakım yapmaktır, göze hoş gelmektir. Okumak, başkalarına çare olmaktır, bahtiyarlıktır. Bilgiye ulaşmaktır, yeni bilgiler üretmektir. Anlatıları anlatmaktır kendine, oynamaktır, örneklemektir. Aydınlığa koşmaktır, aynı zamanda karanlıktan kaçmaktır. Okumak sorumluluğu alma çaba ve gayretlerinin toplamı olduğu gibi aynı zamanda gafletten, bilgisizlikten uzaklaşma emeklerinin yekûnudur.

Okumak aşktır, bıkılmayan, usanılmayan, gittikçe yakan hararete kapılanmaktır. Okuduğunun önemi gittikçe kaybolurken okumanın zevki zirve olarak ulaşılmazların en ön safında yerini alır, okursunuz ha okursunuz, okunacak şey bulduğunuz sürece ve bu sevdanın esiri olursunuz, size her türlü cefasını çektirir of bile dedirtmeden okumak…

Okumak yalın ayak başı kabak olmamaktır. Durumlar karşısında, nesneler karşısında takınılması gereken tavrı, gösterilmesi gereken vaziyeti, nezaret edilmesi gereken hususları belirginleştirmektir. Tahmin etmektir, çıkarımlarda bulunmaktır.

Eğer yaratılmış her şeyin ayet olduğunun idrakine varırsak o vakit yaptığımız fiillerin, olumlu- olumsuz davranışların da birer göz atmak, göz gezdirmek, hızlı okumak, seçerek okuma, sindirerek okumak, muhakeme etme, hüküm elde etme, tedbir alma, kısacası bir tür okuma olduğunun farkına varırız.

Okumak gerek her vakit, her dem,

Dem almak gerek her nesneden,

Nesnelerin varmak gerek künhüne,

Künhüne varmak önce kendinin,

Kendini tanıyan bilir kıymetin insanın

 

Ayrıştırmayan, fakat ayrıntıları kaçırmayan okumalar dileği ile aydınlık okumalar…

 

Muammer AZMAK