Yazar Suat Örs eşine ithafen "Nesrin'le 40 Yıl" kitabını yazdı

Eşi Nesrin Örs’ü 2017 yılında kanserden kaybeden Suat Örs, eşi için yazdığı ‘Nesrin’le 40 yıl..” adlı kitabında anılarını ölümsüzleştirdi.

Yazar Suat Örs eşine ithafen "Nesrin'le 40 Yıl" kitabını yazdı
30 Nisan 2019 - 07:02

Hülya Kılınç

Manisalıların yakından tanıdığı ve  çeşitli yerel gazetelerde de köşe yazarlığı yapan Suat Örs, 2017 yılının Temmuz ayında mide kanserinden dolayı yaşama veda eden eşi Nesrin Örs için yazdığı kitabı, geçtiğimiz günlerde çıkardı.

Eşiyle birlikte yaşadığı 40 yıllık anılarını topladığı kitabını, bugün saat 14:00’da Beşeri Kitabevi’nde okuyucular için imzalayacak olan Örs, böylelikle eşinin hatıralarını yaşatmayı, O’nun yaşama ve insanlara sevgiyle bakan yanını herkese duyurmayı hedefliyor.

Kitapta, tanıştıkları günden nişanlanmalarına, evlenmelerine ve çocuklarının dünyaya gelmelerine ve sonrasında verdikleri yaşam mücadelesinde nasıl el ele tutuştuklarını ve birbirlerini tamamladıklarını anlatan Örs, eşinin kaybıyla yaşadığı acının da altını çiziyor.

HASTALIĞI İLK ÖĞRENME

Eşiyle 40 yıl mutlu bir evlilik yaşadığını belirten Örs, eşinin hastalığını ilk öğrenmelerinde yaşadığı şaşkınlığı ise şöyle anlatıyor “Eşimi kaybetmeden birkaç ay önce 2017 yılında ağrısının çok olduğunu söyledi.  Doktora gittik, safra kesesinden ameliyat olması gerektiğini söylediler. Belirli tahliller yapıldı ameliyat günü alındı. Ameliyata girdi küçük kızım İzmir’de  oturuyordu o da yanımızdaydı. Kızımla beklerken hemşire geldi “doktor sizi çağırıyor”dedi.

Doktora ameliyatın 20 dakika gibi bir zamanda bitirildiğini söyledik. Doktor da “hem bitirdik hem bitiremedik”dedi. Kızımla biz şaşırdık. 4 taraftan girmişler birinde mercek oluyor. “Mercek  girdiği zaman baktık ki karnında kanser hücreleri yayılmış. Ameliyatı devam ettiremezdik ve bitirdik” dedi. Başımdan kaynar sular döküldü. Kızım feryat figan etti. Kızımı yatıştırdım. “Yapacak bir şey yok kemoterapi ile yaşatmaya çalışacağız. Ama umutsuz en fazla 6, en az 2 ay yaşar”dedi. Beklemediğimiz bir anda olunca şaşırıp kaldık biz. Şimdi ameliyattan çıkacak söylememiz mümkün değil. Kızımla oturduk söylememe kararı aldık.”

“HASTALIĞINI HİÇ KONUŞMADIK AMA…”

Eşinin ameliyattan sonra birkaç gün ağrı yaşamadığını ancak bir süre sonra ağrılarının tekrar başladığını ifade edin Örs, bu arada doktor araştırmaya başladıklarını ve İstanbul’da yaşayan yeğeninin aracılığıyla alanında tanınan bir profesörle iletişime geçtiklerini belirterek şöyle devam etti “Profesör bize ameliyatın çok güç olduğunu anlattı ve İzmir’de bir arkadaşına yönlendirdi. Gittik görüştük. Eşimi Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesine yatırdık. Ameliyat oldu. Yine teşhisi koyamadılar pankreas, kolon kanseri diyor kimse mideden şüphelenmiyor. Ölümüne son 3 gün kala mide kanseri çıktı. Biz kendisine hiç söylemedik ama o tahmin etti. Hastaneden emekli olduğu için o tür vakaları biliyordu ama hiç konuşmadı o da. Ameliyattan sonraki tahlillerden sonra doktorlar, günlerinin sayılı kaldığını “2-3 gün içinde ayrılacaksınız. Yoğun bakıma almıyorum sizle birlikte geçirsin”dedi. Biz ona mümkün olduğunca moral vermeye çalıştık. Son gün kızım durdu başında ben de yan tarafta yatıyorum. Hiç uyuyamadı sürekli kalktı. Eşimle birlikte vakit geçirdik. Aksam Saat 23:00’da baktık gözleri kaymaya başladı. Saat 03:00 gibi tamamen şuuru kapandı. Saat 11:45’de kaybettik. Ameliyattan sonra15-16 gün yaşadı.”

YENİ KİTABIN HAZIRLIKLARI

Eşini kaybettikten sonra zor bir süreç yaşadığını kaydeden Suat Örs, O’nun anılarını yaşatmak için kitap yazmaya karar verdiğini belirterek “Kitap yazmaya eşimi kaybettiğimde karar verdim. Bu birinci kitabım 2 kitap daha yazacağım. Başladım yazmaya. Hiç  kötülük yapmadı insanlara. Çok iyilik yapardı hep gülerdi. Kimsenin kalbini kırmazdı. 40 yıl evli kaldık.  Sevgi, aşk var, alışkanlık var. İnsan 40 yıl birlikte yaşayınca huylar birbirine benzemeye başlıyor. Çocuğun, annenin babanın yeri farklı, ancak eşiniz çok farklı. Bir bütünleşiyorsunuz. Benim en büyük destekçim oydu. Hem işimde, hem evimde.

“YAŞAMI FEDAKARLIKLA GEÇTİ”

Kitabı çok sevdiğimiz için kitap kırtasiye işi yaptık birlikte. İşyerinde çalıştığım bir arkadaşımla ortak açtık kırtasiye dükkanını. 1 yıl eşim idare etti. Sonra sağlık il müdürlüğünde çalışmaya başladı. 20 yılda emekli oldu. 10 yıl da emekli olarak sürdü. Sabah kalkardı çocukları hazırlardı kayınvalideye bırakırdı veya dükkana götürürdü. Ben o günkü adıyla Toprak Su İşleri’nde çalışıyordum ben de evden koşarak gelir çocukları alır eve götürür yemek yedirir sonra bırakır tekrar işe dönerdim. Sonra ben  işten ayrıldım,  O işe girdi. Akşamüstü dükkana gelir yardım ederdi  birlikte eve giderdik. Yemeğimizi yapar, bulaşıkları yıkar  hazırlığını yapardı yatana kadar. O dükkanda 25 yıl kaldık. 25 yıl bu hep böyle aynı oldu. Hafta sonları bayram yılbaşı hiç durmazdı. Hem kendi işinde hem dükkanda hem evde şikayet etmeden çalışırdı.

“HEP SEVDİKLERİ İÇİN YAŞADI”

Tanıdığın günden son nefesini verene kadar hem sevdikleri için yaşadı. Kitabı yazdıktan sonra verdiğim sözü vermenin rahatlığı oldu. 60 bölüm yazmıştım bilgisayarda kayboldu, 20 bölümünü kurtarabildim. Oturup elle yeni baştan yazdım. Verdiğim sözü tuttum. Üç bölümden oluşacak 2 kitap daha gelecek. Hazırlıklara başladım. Hem birlikte yaşadıklarımız hem çevremiz, hem de o yılların siyasal yapısını anlattık.”diye konuştu.  

Alıntı:http://www.manisamanset.gen.tr/26340-MobilHABER-MobilHaberYonlendirildi?fbclid=IwAR35cwFjV_rVizRImhXHxT4_PWuUk1Zuxohu_k8avqNylACBMg8Zssm9qjY

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum