Vekâleten özür diledi

ANKARA Milliyet

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında olması nedeniyle Başbakan Vekili sıfatıyla yaptığı görüşmeden sonra yine aynı sıfatla konuştuğunu belirterek, çarpıcı açıklamalar yaptı.
Arınç, Başbakanlık Yeni Bina’da düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Vekili sıfatıyla konuştuğunu belirterek, “hükümet adına” açıklamalarda bulundu. Önemli ölçüde yazılı metne bağlı kalan Arınç, Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeye olağanüstülük yüklenmemesini istedi. Erdoğan ile görüştüğünü dile getiren Arınç, hükümetin tavrını netleştirdiğini vurguladı. Gül ile toplumun nasıl yatıştırılacağını istişare ettiklerini ifade eden Arınç, polisin ilk gün uyguladığı şiddetin haklı olarak tepki gördüğünü belirterek, illegal örgütlerin şiddetine karşı polisin görevini yapmaya devam edeceğini kaydetti.

Yaşam tarzı mesajı
Arınç, “Yaşam tarzları bizim için son derece değerlidir, önemlidir ve hassastır. Yaşam tarzlarımız nedeniyle ağır baskılar yaşamış bir kadro olarak, kendi yaşadıklarımızı başkalarına yaşatmamak için büyük bir duyarlılık içinde olduk. Kendi yaşam tarzlarımızı, kendi hassasiyetlerimizi öne çıkarmak yerine, ortak noktalarda buluşmayı, ortak yolu bulmayı her zaman öncelikli vazifemiz olarak gördük. Toplumla inatlaşacak bir anlayışın içerisinde olmadık ve olamayız” ifadesini kullandı.
Arınç, olayla ilgili tavırlarından dolayı MHP ile BDP’ye teşekkür ederken, “Şüphesiz CHP’nin Sayın Genel Başkanı’nın kamu malına zarar verilmesini tasvip etmediğini, bu olayların içerisinde parti olarak değil, bireysel olarak bulunduğu ve Taksim’e bu amaçla gittiğini ifade eden cümlelerine teşekkür ederiz” diye konuştu. Arınç, saldırılara katılanlar dışında kimsenin bir iki saatten fazla gözaltında tutulmadıklarını belirterek, şunları dile getirdi:
“Bu eylemler meşrudur, haklıdır ve doğrudur. Sırrı Süreyya Önder arkadaşımız da öncelikle olayın başında bu konuda tepkilerini ortaya koymuşlardı. Fakat maalesef orada gösterilen bu haklı taleplere karşı şu veya bu sebeple bu inceleniyor, emniyet güçlerimizin gaz kullanmaya başlaması olayları çığırından çıkarmıştır. Biz ülkeyi yönetirken yanlış da yapabiliriz, fazla da yapabiliriz, eksik de yapabiliriz. İstenmeyen olaylar olursa buna idari yargıda hizmet kusuru derler, hizmet kusuru da işlemiş bulunabiliriz. Bunu bize hatırlatacak olan insanlara peşin ret gözüyle de bakmayız. Benim demokrasi anlayışım bu.
Elbette burada kamu görevlilerinin yanlış hareket etmeleri söz konusu olabilir. İlgili bakanlarımızla görüşürüz, bürokratlar içerisinde de sınırı aşıp aşmadığı konusunda sadece eleştiri değil, bir soruşturma da başlatabiliriz.”

Toplum tasfiye edecek
Arınç, özür çağrılarına ilişkin soru üzerine, “O ilk olayda çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır, o yurttaşlarımdan özür diliyorum; bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum. Toplum bunları tasfiye edecek noktadadır” diye konuştu.

Polis meşru müdafaa yapıyor
Arınç, polisler için de, “Bunlar ağır bir görev yapıyorlar. Aşırı şiddet kullanabiliyorlar. Şu karara da vardık. Pasif durumdalar, yani karşı taraftan bir şey gelmedikçe bekliyorlar. Ancak kendi canları bahis olunca gaz kullanıyorlar. Kendilerine meşru müdafaa olmadıkça gaz kullanmamaları talimatı verilmiştir. Polislerimize ağır hakaretler yapılmakta ölmeleri istenmektedir. Yaralı sayısına baktığımız zaman neredeyse üç misli polis memuru bulunmaktadır. Bu insanlar 5 gündür uyumadan görev içindeler. Bu milletin bu memleketin çocukları” dedi.