VATAN SAĞOLSUN!

Yazarımız İsmail Zorba Vatan savunmasında şehit olanlar için yazdı: "VATAN SAĞOLSUN!"

VATAN SAĞOLSUN!
24 Aralık 2023 - 19:16 - Güncelleme: 24 Aralık 2023 - 19:23
“Şehitlerimizin isimleri bile verilirken ismi verene değil verdirene bak lütfûndan bir manaya eriliyor. Abdülkadir, Ahmet, Cebrail, Semih, Kemal, Enes, Yasin, Çağatay, Emre, Ramazan, Mehmet ve İsmail!
Yine Allah’a teslim olunmuş yerine bir koç ihsan edilmiş bir seciyenin yansımaları. Her birinin isminde İsmail’in temsilinde bizlerin yerine teslim olmaya gönüllü bir ruh var.”
 

İsmail ZORBA
([email protected])
                                           
VATAN SAĞOLSUN!
 
Gözümün önünde hep o yüzler!.. O yüzlerdede milyonlarca şehidime nakşedilmiş o duruş var. Aileleri, vatanları, bayrakları, milletleri uğruna kendilerini Allah’a teslim etmiş kahramanların duruşu..
İşte o yüzlerde o kararlı kara gözlerde, o pak alınlarda, o ışıl ışıl nura gark olmuş yüzlerde Türk’e yakışır vakar, masumiyet, merhamet, vicdan, kararlılık, kahramanlığa dair tüm sıfatların o yüzlere nakşedildiği seciyelerle dolu bir duruş.
O yüzlerde asil bir ruhun, imanın, inancın yansıması var. Mayalandığı tertemiz iman kaynaklarından Türk’ün ruhuna mayalanmış tüm güzellikler tek tek filiz veriyor. “Her dem yenileniyor” ruh!. Küllerinden doğuyorlar yepyeni bir dirilişe.
Kulaklarımda hep o aynı ses. Bir ezan sesi, bir haykırış. Mazluma çığlık olan haklı, şerefli bir vicdanın sesi. Her zerresinde insanlık, her zerresinde aşk. Her zerresinde iman.
İçin için yanar, yanar.. Hak deminde vakit çağrı vakti ise şahlanır. Kükrer, önündeki tüm engelleri yıkar, geçer. Karanlığa sinmiş lainlerin insanlığı kirleten, gözyaşlarına boğan, ezen, sindiren, susturan, kahreden hatta yok eden iştihalarına  bir “dur!” deyiştir bu.
Bu ses Hakk’ın sesidir. Hakk’a sığınır sadece.
Ve işte bu hafta şehadet şerbeti içen on iki şehidimizin mukadderatını nurlandıran bu temsili İsmaillerin dudaklarından dökülenler, biz yaşayanlara “Korkma!”, “Uyan!” diyen bir yüreğin seslenişi sanki.
Bu kısacık fani dünyanın çözülmez zannedilen tüm problemlerini çözüveriyor. Gazi Mustafa Kemal’in Çanakkale’deki cetlerine verdiği emri  bekliyor sanki. “Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum.”
Aynı ruh, aynı kararlılık. Ve dökülüyor mısralar on iki şehidimizin dudaklarından ortak bir sese ulanarak :
“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm 
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”
Erdem Beyazıt
Söyleyene değil; söyletene bak. Bu mısraları onların dudaklarında mühürlüyoruz.
Yürekler dayanmıyor şehit haberlerine. Canımızdan can kopuyor. İnsanlığını sömüren tüm karanlık yüzlere lanet okuyoruz. İnsanı insana kırdıran filler elbet bir gün dize gelecek.
Şehitlerimizin isimleri bile verilirken ismi verene değil verdirene bak lütfûndan bir manaya eriliyor. Abdülkadir, Ahmet, Cebrail, Semih, Kemal, Enes, Yasin, Çağatay, Emre, Ramazan, Mehmet ve İsmail!

Yine Allah’a teslim olunmuş yerine bir koç ihsan edilmiş bir seciyenin yansımaları. Her birinin isminde İsmail’in temsilinde bizlerin yerine teslim olmaya gönüllü bir ruh var.
Bu vatan evlatlarını, bu yiğitleri yetiştiren aileleri görmeye yürek dayanmıyor. Her yer yangın yeri. Gök ekinken “Vatan mevzubahisse gerisi teferruat” diyen yüce bir ruhun mayalandığı ocaklar.
Şehit evlatlarının mirasını omuzlamışlar. Acıları dağları aşmış, bir ah etseler dağlar eğilir önlerinde. Tek bir cümle. “Vatan sağ olsun!.”
Her zerresinde insanlık, her zerresinde aşk. Her zerresinde iman. Aynı vakar, aynı masumiyet, aynı edep!.
Bu asil milletin fertleri karanlığın ellerince hep susturulmaya, hep sindirilmeye, hep diz çöktürülmeye aslında yok edilmeye çalışılıyor. Biliyorlar ki Türk ayağa kalkarsa, şahlanırsa sömürgenlikleri, terörleri başlarına yıkılacak. Kaçacak delik arayacaklar.
Türk milleti bu asil ruhun mayaladığı bu millet hep dimdik ayakta kalmaya devam edecek. Türklük yaşarsa insanlık yaşar.
Biliriz ki milletlerin iyisi kötüsü yoktur; insanlığın iyisi kötüsü vardır. Ama yine biliriz ki karakterini mayalandığı asil imandan alan Türk milleti dünyanın coğrafyasında ezilen, sömürülen ve yok edilmeye çalışılan tek hedeftir. Suçu insan olmak yani Türk olmaktır.
Türklük soylanır, boylanır ama insanlıkta mayalanır. Çanakkale’den İstiklal Savaşına ve bugünlere geldiğimiz her anımızda yaptığımız mücadelenin tek gayesi de insanlıktır.
Oğuz Han’dan Atilla’ya, Fatih’e, Yavuz’a ve de Mustafa Kemal’e Türk’ün önderlerinin tümünde ortak aynı ruh Türklüğün vicdanıdır, merhametidir, edebidir, vakarıdır ve insanlık adına gerçekleştirdiği kahramanlıklardır.
Bütün aziz şehitlerimize eklenen on iki şehidimizin iman dolu dudaklarından dökülen mısralarda saklı tüm gerçekler.
“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm 
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”
Biz bu dünyadan geçeli ne vakitler oldu. Evlad-ı fatihanlar ilâ-yı kelimetullahın yolunda insanlığa açtık kollarımızı.
İnsan olmaktı tek davamız. Allah yolunda, vatan yolunda, millet yolunda şehadet şerbetini içen tüm yiğitlerimize selam olsun.
Selamımız şehitlerimizin üzerine, yeter ki onlar bize şefaatçi olsun.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum