TALHA FORTACI : BAYRAMA DAİR

Bütün Müslümanların geçmiş bayramı mübarek olsun. Yine, her saati her saniyesi manevi duygularla yoğrulmuş bir ay olan ramazan ayını geride bırakmanın hüznünü yaşadık. Bir ay boyunca sadece Allah rızası için oruç tuttuk, namaz kıldık, zekât verdik, zamanımızı sürekli ibadet ve taat ile geçirmeye çalıştık. Bunun sonunda da Allah-ü Teâla bize bayramı lütfetti elhamdülillah.

TALHA FORTACI : BAYRAMA DAİR
15 Ağustos 2013 - 23:29

                                                      BAYRAMA DAİR

Bütün Müslümanların geçmiş bayramı mübarek olsun. Yine, her saati her saniyesi manevi duygularla yoğrulmuş bir ay olan ramazan ayını geride bırakmanın hüznünü yaşadık. Bir ay boyunca sadece Allah rızası için oruç tuttuk, namaz kıldık, zekât verdik, zamanımızı sürekli ibadet ve taat ile geçirmeye çalıştık. Bunun sonunda da Allah-ü Teâla bize bayramı lütfetti elhamdülillah.

 

Büyüklerimizden hep duyarız nerede o eski bayramlar, eskiden daha güzeldi derler hep. Bunu hep düşünmüşümdür neden böyle söylerler, onlara göre niçin bayramların tadı kalmamış diye. Küçükken bunu pek anlayamasam da şimdi büyümeye yüz tutmuş biri olarak az da olsa anlamaya başladım. Mesela biz on veya on iki yaşlarında iken her bayramda önce sabah namazını kılar, sonra amca, hala, dayı ve çocuklar olarak hep beraber kabir ziyareti yapardık. Sonra herkes evine gider, kahvaltısını yapar sonra yine tüm aile cümleten dede ve ninemizin evlerinde toplanırdık. Bayramın ilk günü böyle geçerdi. Sonra diğer günler akraba ziyaretleri yapılırdı. Fakat dede ve ninelerimiz vefat edince bu toplanma âdeti son buldu ve herkes kendine göre bir bayram yaşamaya başladı. İşte ondan beridir bende nerde o eski bayramlar demeye başladım.

 

Anladım ki bayrama tat veren, bayramı bayram yapan aileyi bir arada tutan büyüklerimizmiş. Onlar olmayınca fazla tadımızda olmuyormuş…

 

            Sizlerle bayram hasbi hali yaparken, içimi acıtan, her duyduğumda sinir küpüne döndüğüm bir meseleyi paylaşmadan edemeyeceğim. Bayram yaklaştığında dikkat ederseniz ekranlarda bir “Bayramlık kredi” muhabbeti alıp başını gidiyor. İlk duyduğumuzda belki kulağımıza hoş geliyor, aaa… Ne kadar güzel, bayramda ihtiyacı olan insanlara bankalar yardımcı oluyor, onlara kredi vererek onları rahatlatmış oluyor diye düşünebiliriz. Veya “Bayramlık kredi” sözü kulağımızı fazla tırmalamayabilir. Fakat biraz düşündükten, biraz meselenin derinine indikten sonra işin rengi değişiyor. Neden mi?

 

Önce banka kredileri(yani faiz) ile ilgili bir ayet ve bir hadis nakletmek istiyorum. Bu konuda ayet ve hadis oldukça fazladır, lakin birer örnek konuyu anlamak için yeterli olacaktır.

 

            “Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır.”(1)

 

          

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Faiz yetmiş üç baptır. Onların günah cihetinden en hafifi, kişinin annesi ile zina etmesi gibidir. Bilin ki, faizin en şiddetlisi Müslüman kişinin ırzıdır!’ buyurdu.”(2)

 

            Evet, bu ayet ve hadis çerçevesinde düşündüğümüzde, faizin ne kadar büyük bir günah olduğunu açıkça görürüz. Bayramlar müminlerin en mutlu oldukları, özelliklede İslam’ı yaşamanın mutluluğunu yaşadıkları zaman dilimleridir. Hal böyle iken İslam’ın açıkça savaş açtığı faiz ile bayram nasıl oluyor da yan yana gelebiliyor. İşte her bayram içimi acıtan, beni oldukça üzen konudur. Bu olay aynen İslam ile terör kelimesinin yan yana gelmesi gibi bir durumdur. Nasıl barış ile savaş kelimesi aynı potada erimez ise İslam ile terör de aynı potada erimez, yine aynı şekilde bayram ile kredi yan yana gelemez. Bu İslam’a açıkça bir hakaret, bayramlarımıza açık bir sövmedir. Lütfen bu tür tuzaklara düşmeyelim. Günümüzde bizi bekleyen fakat bizim çok fazla fark edemediğimiz o kadar çok tuzak var ki uyanık olmak gerekir.

Son olarak şunu da söylemek isterim, böyle meseleleri belki değiştirme gücümüz olmayabilir en azından duyduğumuzda, okuduğumuzda kalben buğz edelim ki imanımızı kurtarmış olalım. Rabbim bizlere yardım etsin. Hepiniz Allah’a emanet olun…                                         Talha FORTACI  15 / 08 / 2013

 

 

1-bakara suresi 275. ayet

2-Hakim 2259, İbni Mace 2274, İbnu’l-Carud 647, Albânî Cami 3539

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum