SOKAK CİNAYETLERİ -1: Hacer Görhan

Mete 25 yaşında, sorsanız fazla kişinin tanıyamayacağı, içine kapanık biriydi. Hayatta tutunabileceği bir tek annesi kalmıştı

 SOKAK CİNAYETLERİ -1: Hacer Görhan
15 Mart 2013 - 09:15

               SOKAK CİNAYETLERİ -1

 

  Mete 25 yaşında, sorsanız fazla kişinin tanıyamayacağı, içine kapanık biriydi. Hayatta tutunabileceği bir tek annesi kalmıştı. 6 yıl önce bir trafik kazasında babasını ve kız kardeşini kaybetmişti. Bu onu ve annesini çok derinden sarsmıştı. Ama o bir şekilde ayakta kalmayı başardı ve iyi bir üniversiteyi kazandı. Başlarda gitmeyi istemiyordu. Çünkü annesini bırakamazdı. Fakat annesinin ısrarları üzerine üniversiteye başlamıştı. Aslında bu onun için iyi de olmuştu. Değişik ortamlar iyi gelmişti. O evde kaldığı sürece hiçbir zaman mutlu olmayacaktı. Sürekli babasının ve kardeşinin geride bıraktıklarını görmek onu çok üzüyordu. Bu evden taşınmak istemişti ancak annesi buna engel olmuştu. Sonra da bu konunun üzerinde fazla durmamıştı ve o evde yaşamaya devam etmişlerdi. Belki de annesi böyle daha mutluydu. Bu eşyaları gördükçe hayatına devam ediyordu. Annesinden bahsetmişken 6 yıl önce belki de o kasabanın en güzel kadınıydı. Siyah dalgalı saçları, badem gözleri, pürüzsüz beyaz cildiyle kasabadaki bütün kadınları kıskandıracak bir güzelliğe sahipti. Fakat eşini ve kızını kaybetmek ona çok ağır gelmişti. Sanki erkenden yaşlanmıştı. Mete onu da kaybetmekten çok korkuyordu. Ayrı kaldıkları 4 yıl boyunca her gün annesini arar, sesini duyardı. Fakat son bir haftadır hiç konuşmamışlardı. Mete’nin üniversite hayatı bitmişti. Artık eve dönme vaktiydi. Zaten bu yüzden annesini hafta boyunca hiç aramamıştı. Çünkü annesine sürpriz yapmayı düşünmüştü. Gece eşyalarını hazırladı ve erkenden yattı. Uzun bir aradan sonra annesine kavuşacağı için hem çok mutluydu hem de çok heyecanlıydı. Sabah erken kalkıp bir şeyler atıştırdıktan sonra eşyaları arabaya yükledi. Eşyaları fazla olduğu için uçak yerine arabasıyla gitmeye karar vermişti. Yolculuk baya uzun sürecekti ama en azından eşyalarını almak için tekrar gelmek zorunda değildi. Aslında bu yüzdende geleceğini annesine haber vermek istemedi. Hayatta arabasıyla uzun yolculuk yapmasına izin vermezdi. O da bunu bildiği için annesine haber vermeden yola çıktı. Uzun bir yolculuktan sonra nihayet yaşadıkları minik kasabaya varmıştı. Bu sokaklardan en son 4 yıl önce geçmişti. Nasılda özlemişti buraları. Kardeşiyle vakit geçirdiği yerleri görünce eskileri hatırladı ve gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Onu çok özlemişti. Ona çok ihtiyacı vardı fakat artık o burada değildi ve hiçbir zamanda olmayacaktı. Bu düşünceler canını yakıyordu. Gaza bastı ve evlerinin bulunduğu sokağa döndü. Gördükleri onu çok şaşırtmıştı. Sokakta bir sürü araç vardı. Bahçede de bir sürü insan… Araçlara dikkatlice baktığında gördükleri onu iyice dehşete düşürmüştü. Cenaze aracı ve polis araçlarının evlerinin önünde ne işi vardı? Aklına belki bir sürü şey geliyordu ama bir türlü annesine bir şey olabileceği gelmemişti. Daha doğrusu gelmesini istemiyordu. Hayatında herkesi kaybetmişti zaten annesini de kaybetmeyi göze alamazdı. Bu düşünceler onu çok uzaklara götürmüştü. Kendine geldiğinde bacaklarını hissetmiyordu. Arabadan inip oraya gitmesi ve neler olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Fakat gerçekleri duymaya hazır değildi. Arabadan indiğinde biraz dengesini kaybetti ve arabaya tutundu. Sonra yavaş adımlarla bahçeye girdi. Sağında ağlayan komşular, solunda tartışan polisler iyice korkmasına sebep olmuştu. Polisler içeri girmesini engelliyordu. Fakat bir şekilde ellerinden kurtulup salona girdiğinde gördükleri karşısında hayrete düştü. Kanlar içinde yerde yatan kadına yaklaştı ve yüzünü kendine çevirdiğinde hemen kendini bir iki adım geriye attı. Yerde kanlar içinde yatan kadın annesiydi…

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum