Sezai Karakoç - Yazar: PROF. DR. MÜNİRE KEVSER BAŞ
Sezai Karakoç
Se-Ka, Mehmed Yasin, Mehmet Leventoğlu, Yasin Işık, Mehmet Yasinoğlu, Sait Yeni, Mehmet C. Güneş, Zülküf Canyüce.
(d. 1933 / ö. -)
Şair, yazar, düşünce ve siyaset adamı, Maliye Bakanlığı Gelirler kontrolörlüğü
(Yeni Edebiyat / 20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye)
Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu. Karakoç, ilkokulu Ergani’de (1944), ortaokulu Maraş’ta (1947), liseyi ise Gaziantep Lisesi’nde (1950) okudu. 1950-55 yıllarındaki üniversite eğitimini Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Şubesi’nde tamamladı ve Maliye Bakanlığı’nın Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi kısmında memuriyete başladı. Bakanlık bünyesinde belli inkıtalarla çeşitli görevlerde bulunan Karakoç, 1973’te bir daha dönmemek üzere memuriyetten ayrıldı.
İlk şiiri lise yıllarında Büyük Doğu dergisinde yayımlanan Karakoç’un üniversite yıllarında bir şair olarak temayüz etmeye başladığı görülür. İlk dergicilik tecrübesini bu yıllarda sadece iki sayı yayımlanan Şiir Sanatı isimli dergi ile gerçekleştiren Karakoç, 1955’te memuriyetinin İstanbul’a naklinin akabinde bir süre Büyük Doğu dergisinin edebiyat ve sanat sayfasının yönetti. 1957-58 yıllarında Pazar Postası’nda “Balkon” şiiri ve diğer 18 (şiir ve yazı) çalışmasının yayımlanması, her ne kadar Karakoç “var oluşu idrâk farkı” bakımından kendisini onlardan ayrı tutsa da, ilerleyen zamanlarda isminin II.Yeni şiir akımının kurucu şairleri arasında anılmasına vesile oldu.
İlk şiir kitabı Körfez 1959’da yayımlanan Karakoç, 1960 baharında bir “siyaset, düşünce ve edebiyat dergisi” olarak nitelediği Diriliş’i çıkarmaya başladı. 27 Mayıs ihtilalinin arefesinde çıkan dergi, Nisan ve Mayıs aylarında iki sayı çıkmış ve ihtilal yüzünden yayına devam edemedi. 16 Aralık 1963’ten itibaren Yeni İstanbul gazetesinde “Farklar” sütununda bir süre günlük yazılar yazan Karakoç, Mart 1966’da Diriliş’i yeniden çıkarmaya başlamışsa da Mart 1967’de kapatmak durumunda kaldı. Bu arada İslâmın Dirilişi ve İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü adlı kitapları ile İslâm, Farklar, Diriliş Çevresinde isimli üç eseri ise ilk olarak Yazılar adı altında tek kitap halinde basılmıştır. Temmuz 1967’de yeniden yayın hayatına dönen Büyük Doğu’da yazmaya başladı, bu dönemdeki yazılarının kitaplaşmasıyla da Kıyamet Aşısı adlı kitabı ortaya çıkmış oldu. 4 Aralık 1967’den itibaren Babıali'de Sabah gazetesinde on ay süreyle “Sütun” başlığı altında yazılar yazdı; Mağara ve Işık, Gül Muştusu kitapları da aynı dönemde basıldı.
1969’un Ekim ayında başlayan süreçte 126 sayı yayımlanan Diriliş'in 1971’de yayın hayatına bir kez daha ara vermesiyle Karakoç, Milli Gazete’de “Sûr” başlıklı köşesinde yazılar yazdı. 1974-76 arasında düzenli olarak 18 sayı çıkan Diriliş, ardından 1978’e kadar gazete, Ekim 1979-Eylül 1980 arasında aylık olarak 12 sayı yayımlandı. 7 Ocak 1983 ile 17 Haziran 1983 tarihleri arasında günlük gazete, 25 Temmuz 1988’de haftalık olarak yayımlanmaya başlayan Diriliş'in, bazı inkıtalarla devam eden ve toplam yedi dönem ve 396 sayı devam eden yayın hayatı 5 Şubat 1992’deki sayısıyla sona erdi.
Sezai Karakoç, 26 Mart 1990’da Diriliş Partisi(DİRİP)’ni kurmuş, ancak parti iki kez üst üste seçimlere katılmadığı için yasa gereği 19 Mart 1997’de kapatılmıştır. Karakoç, 23 Nisan 2007’de tekrar kurduğu Yüce Diriliş Partisi(YÜCE DİRİP)’nde genel başkan sıfatıyla faaliyetlerine devam etmektedir.
Ece Ayhan, “İkinci Yeni [… ]başlangıçtaki ilk anlamıyla Sezai Karakoç ile Cemal Süreya’dır” (Karataş, 1998: 244) ifadesiyle Karakoç’u İkinci Yeni'nin kurucu isimlerinden birisi olarak vurgulasa da Karakoç, “Benim ikinci Yeni’yle ilgim, aynı dönemde şiir yazmam ve belki biçim bakımından bazı ortak yanlarım bulunmasından ibaretti” (Karataş, 1998: 241) şeklinde bu yakınlığa kısmen mesafe koyar ve bu duruma şöyle bir açıklama getirir:
“Başlangıçta sanat planında görünüşte çok yakın bir noktadan çıktığım arkadaşlardan şiirim uzaklaşıyor. Ses ve biçim, motifler ve imajlarda, başlangıçta çok yakın olduğumuz şair arkadaşlardan, gittikçe, o biçimi dolduran ve o sesi fırlatan varoluşu idrak farkı yüzünden ayrılıyorum. Kişilik farkından. Ya da baştan beri olan bu farklılık, gittikçe daha çok beliriyor.” (Karakoç, 2012: 44)
Karakoç'un vurguladığı "varoluşu idrak farkı" meselesinin onun bir düşünce sistemi olarak inşa etmeye çalıştığı Diriliş yaklaşımı bağlamında değerlendirmek gerekir. Karakoç’un düşünce ve sanat üretiminin düşünsel zemini ve varoluşu metafizik bir bağlamda algılayan bir yaklaşım olarak Diriliş'in iki temel boyutu söz konusudur. Bunlardan birincisi Diriliş'in bugünü, tarihî-sosyolojik bir bakış açısıyla yeniden okuma ve yorumlama yöntemi olmasıdır. Bu yöntem, öncelikle modern uygarlığın ve insanın sorunları ile bu sorunların ortaya çıkmasına neden olan düşünsel zeminin kritik edilmesini, sonra da uygarlığı şekillendiren kavramlar üzerinde yoğunlaşarak bu kavramların anlam, içerik ve sınırlarının belirlenmesi yönünde yeniden bir düşünsel üretimi hedefler.
Diriliş akımının ikinci boyutu ise sistemin kendi estetik anlayışını kurması ve bu bağlamda eserler üretmesidir. Her yeni gelen ülkünün kendi terimlerini üretmek zorunda olduğunu vurgulayan Karakoç’a göre her yenilik, özünde bir kültür değişmesidir. Bu nedenle yeni bir kültürün teşekkülünde “yeni ve âdeta büyülü bir dil ve üslûbun” önemini vurgulayan Karakoç, bütün fikir hareketlerinin ilkin bir edebiyat faaliyeti, bir yazar ve eser akıntısıyla başlamış olduğuna dikkat çeker. Ona göre, kültürün çoğunlukla edebiyatla özdeşleştirilmesinin ardında da bu iki alanın etkileşim ve iletişimindeki sürekliliğin sonucu olarak birbirlerine kaynaklık etmeleri gerçeği yatar(Karakoç, 2013: 41). Karakoç’un bu vurgusu, onun şiiri ile düşünce sisteminin birbirinden bağımsız olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna götürür. Nitekim Karakoç, bunu meşhur cümlesinde dile getirir: “Sanat tutumum, genel dünya görüşümün bir bölümünden başka bir şey değildir. Onu bir sesin, yeni bir sesin sırtına yüklemekten ibarettir. Benim şiirim, aşk, hürriyet, yaşayış ve ölüm gibi varolmanın dinamitlendiği noktalardaki trajik espriyi, irrasyonele ve absürde bulanmış (MUTLAK)ı zaptetmektir...” (Karakoç, 2007: 44)
Bu ifadeler, Diriliş düşüncesi ve Sezai Karakoç şiirinin aynı hakikat algısının, düşünsel zeminde ve estetik alanda vücuda gelme biçimlerinden ibaret olduğunu daima göz önünde bulundurmanın gereğine işarettir. Dolayısıyla onun şiiri, Diriliş insanının kendine özgü algılama biçimiyle varoluşunun tüm boyutlarının şiirle dile getirilmesidir. Bu bağlamda Karakoç, şiirini eserlerinde çerçevesini çizdiği medeniyetin bir unsuru olarak inşa eder. Yani Diriliş düşüncesinin temel karakteristikleri ile, Karakoç şiirinin içeriği örtüşür. Dolayısıyla Sezai Karakoç şiirinin temel bağlamı Diriliş düşüncesi olduğunu söylemek mümkündür.
Şiirin temel görevini, düşüncenin sanat planında inşâ edilmesi olarak algılayan Karakoç’un bu yaklaşımının Diriliş düşüncesinin kökleri ile yakın ilişkisi olduğu açıktır. Çünkü Karakoç düşüncesini şekillendiren temel kaynaklar, onun şiirini de aynı şekilde besler. Karakoç, düşünsel anlamda ait olduğunu vurguladığı gelenek ile sanat anlayışı bakımından da örtüşür: “Üç büyük üstadım” ifadesiyle vurguladığı İbn Arabi, Mevlânâ Celâleddin Rumi ve Yunus Emre için şiir, mahiyet ve işlev bakımından ne ifade ediyorsa Sezai Karakoç için de aynı şeylere tekabül eder. Tıpkı şair olarak anılmak için değil, şiir ile hakikat arasında gördükleri bağ nedeniyle şiir yazmış olduklarını ifade eden bu üç önemli isim gibi Karakoç için de şiir, nihai anlamda düşüncenin estetik planda kendini inşâ etme faaliyetidir.
“Şiir[i], hakikatin, doğa ve tarih içinde atan nabzı, çarpan yüreği” (Mevlânâ, 1994: 70-71) olarak gören Karakoç, şiir ve hakikati insanoğlunun asla peşini bırakmaması gereken “Tanrı armağanı” (Karakoç, 1997:108) olarak niteler. Bu bağlamda edebiyatın muhtevasının, hakikatten nasibini almış olması gerektiğini savunur. Çünkü insanlığın kaderine değişmez çizgiler katan belgelerin, üstünlüklerini sadece edebî güçlerine bağlamak isabetli bir yaklaşım değildir. Bir eseri değerli kılan, edebiyat gücüyle birlikte hakikat özü taşıması ve insanın kalbiyle yakından ilgili olmasıdır. (Karakoç, 1995: 19)
Yakın döneme gelindiğinde ise, Karakoç’un düşünce ve fikir hayatının şekillenmesinde Mehmet Akif-Necip Fazıl çizgisinin etkili olduğunu söylemek mümkündür. Henüz ortaokuldayken Büyük Doğu ile tanışan Karakoç’un (Karakoç, 1980: 444) üniversite yıllarında ve sonrasında Necip Fazıl ile yakınlıkları bilinir. (Karakoç, 1989a: 8). Ayrıca Sezai Karakoç’un modern Batı literatürünü takip eder. Diriliş dergisinde yayımladığı tercümeler bu konuda fikir verebilir. Diriliş dergisinde eserlerinin tercümelerine rastlanılan isimlerden bazıları şöyledir: T.S. Eliot, A. P. Sorokin, S. Kierkegaard, Paul Hazard, Virginia Woolf, Gabriel Marcel, W. Faulkner, Saint John Perse, Rilke, Paul Claudel, Dylan Thomas, Ezra Pound, Hard Crane, W.Blake.
Şiirin iki temel görevi olduğuna vurgu yapan Sezai Karakoç,’a göre şiir, ruh ve zihin terbiyesinde fonksiyonel bir görev icra edebilir. (Karakoç, 1989b: 9) Çünkü gerçek bir sanat eserinin insanı değiştireceğini, çarpıp büyüleyeceğini, metamorfoza uğratacağını öne süren Karakoç’a göre, “Büyük bir şiiri okumadan önceki insan ile okuduktan sonraki insan arasında bir fark vardır”. (Karakoç, 2007: 48) Bu nedenle Karakoç, Diriliş düşüncesinin temel kavram ve argümanlarını şiirinde de öne çıkarır. Dolayısıyla onun şiirinde, düşünce yazılarında inşâ etmek istediği “Diriliş insanının” temel niteliklerini aynı şekilde buluruz.
Şiirin ikinci görevi ise, Promete sanatı denilen moral ödevi yerine getirmesi yani kötülüklere başkaldırma işlevi görmesidir (Karakoç, 2007: 45). Tarihî-sosyolojik bir bakış açısıyla medeniyet unsurlarını bütünsel olarak irdeleyen Karakoç, şiirinde eleştirel bir bakış açısını daima korur. Batı medeniyetinin ve modernizmin açmazlarını sorgulama, teknik, yabancılaşma ve nihilizm gibi problemlere dikkat çekme gibi düşünce eserlerinde işlediği konulara şiirinde de aynı şekilde yer vererek eleştiri ve protestosunu şiirine yükler.
Sezai Karakoç şiirinde “estetik aşama” ve “hakikat aşaması”, (Karakoç, 2007: 49) birbirini olumlayan ve besleyen iki akıntı olarak yanyana devam eder. Bu iki katmanın temel karakteristiği, algının daima bir metafizik boyuta gönderme yapmasıdır. Şiirdeki poetik ben, daha ilk ürünlerinde “Ben öteliyim” (Taşdelen, 2000: 38) vurgusunu öne çıkarır. Karakoç’un sıklıkla dile getirdiği bu yaklaşım, “Yağmur Duası”nda, “Bana ne geldiyse geldi yukarıdan” (Karakoç, 2006: 15) dizesinde benzer şekilde vurgulanır. Nitekim ilerleyen “sağnak “sürecinde de şairin sesinin “öte”ye ait bir tonu korumaya dikkat ettiğini söylemek mümkündür. Bu hassasiyet en veciz ifadesini “Kalbimde Allah’ın elleri durur” (Karakoç, 2006: 11) dizesinde bulur.
Karakoç şiirine dingin üslûp ve tamamlanmış huzur olarak yansıyan durum, nihayetinde şairin çileli bir yolculuk sonunda temellük ettiği bir makamdır. Tasavvuftaki seyr-i sülûk sürecine ilişkin çağrışımlara da elverişli görünen bu yaklaşıma göre insan yeryüzünde bir hakikat yolcusudur, aradığı ve bulmayı umut ettiği “mutlak”a ya da tasavvufi deyişle “ilahi sevgili” ye ancak belli bir süreci tecrübe ettikten sonra ulaşabilir. Bu yolculuğun hareket noktasına ve istikametine ilişkin olarak şairin bir teslimiyet huzuru içinde olduğunu pek çok dizede hissetmek mümkündür. Şairi nihai anlamda huzurlu kılan bu yolculuk sancılı bir tecrübedir. Şiirindeki teslimiyet ve huzur; sorgu, arayış, zihinsel uyanış ve kalbî doyum olarak gerçekleşen bir sürecin neticesidir. Bundan sonradır ki şairin, “Bir mıknatıs ilişkisi/Sanki sonsuzluğa ve aşka/Dönen bir ibreydi o” (Karakoç, 2006: 581) dizelerinde belirttiği gibi “sonsuzluğa ve aşka ayarlı bir ibre” olmayı kendisine görev kıldığını söyleyebiliriz.
Şiirini düşünce dünyasının estetik platformu olarak gören ve sanat tutumu genel dünya görüşü çerçevesinde şekillenen bir şair olarak Karakoç, düşünce sistemindeki temel kavramlara şiirinde de öncelikli olarak yer vermiştir. Sezai Karakoç şiirindeki üç tema, teslimiyet duygusu, insanı aşkın bir bilinç ile zenginleştirme ve ölümü hayata ve sonrasına dair bir dikkat ögesi olarak yerleştirme anlayışının şiiri şekillendiren düşünsel zeminde metafizik kavramının öncelenmesi yaklaşımının sonucu olduğunu söylemek mümkündür.
Sezai Karakoç, insanın asli bütünlüğünü göz önünde bulundurarak, bugünün insanını muhatab alan bir düşünce sistemi inşâ etmektedir. Bu anlayış, insanı sadece bu dünya ile sınırlandırmayıp sonsuzluk duygusu ile genişleten, aşkın alanın bilgisiyle donanımlı, ölümü şahsına ve tüm üretimine nakşedebilen bir bilinç hâline sahip ve “yetkin bir varlık” kılmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. Sezai Karakoç’un gerek şiirlerinin içeriğini bu yaklaşım çerçevesinde geliştiğini söylemek mümkündür.
Şiirde “biçim”in “öz”den ayrı değerlendirilemeyeceğini savunan Karakoç’a göre, “biçim, hem cehenneme, yani bir yandan şairin benine, bir yandan da mutlak’a pencere açarak ikisi arasındaki akımı sağlayan bir araf gibi”dir. (Karakoç, 2012: 88) Turan Karataş, onun şiirlerinde “sanki kendiliğinden oluşan bir biçim” olduğunu belirtir: “onda mısra kaygısı yoktur ama mısra vardır, içeriğin denetimli oluşu gibi biçimde denetim altındadır.” (Karataş, 1998: 343) Aruz ölçüsünü hiç kullanmamış olmakla birlikte şiirlerinde “alttan alta bir aruz ahengi” hissedilir, ilk şiirlerindeki hece ölçüsü deneyiminin sonraki yıllarda yazdığı şiirlerinde başarılı dize kurmasında, rahat söyleyişinde bu tecrübenin rolü olduğu düşünülebilir. Karakoç’un “kendi veznini, kafiyesini, nazım ve mazmunlarını arar ve bulurken” geleneksel yaratımları kendisine örnek edinmiş olduğu özellikle son şiir kitabı Alınyazısı Saati hariç tutulursa beyit esasından istifade ettiği söylenebilir. Kafiyeyi pek çok şiirinde önceleyen Karakoç, alliterasyon ve asonans da ses unsuru olarak tercih ettiği tekniklerdir (Karataş, 1998: 343-345).
Kaynakça
BAŞ, Münire Kevser, Diriliş'in Yapıtaşları-Sezai Karakoç'un Düşünce ve Sanatında Temel Kavramlar, Lim Yayınları, İstanbul 2015.
BAŞ, Münire Kevser, Sezai Karakoç Şiirinde Metafizik Vurgu, İnsan Yayınları, İstanbul 2011.
BİLGE Muhittin, Sezai Karakoç'un Diriliş Düşüncesinde Medeniyet Anlayışı, Gazi Ün. Sosyal. Bilimler. Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1996.
EROĞLU Ebubekir, Sezai Karakoç'un Şiiri, Bürde Yayınları, İstanbul, 1981.
GENÇ İlhan, Leyla ile Mecnun’un İki Şairi, Fuzûlî ve Sezai Karakoç, Şule yay., İstanbul, 2006.
KAPLAN Ramazan, “Çağdaş Bir Leylâ ve Mecnun Hikayesi: Sezai Karakoç’un Leylâ ve Mecnun’u”, Hece Dergisi-Diriliş Özel Sayısı, Yıl:7, S. 73, Ocak 2003.
KARAKOÇ Sezai (1986). Edebiyat Yazıları II, İstanbul: Diriliş Yayınları.
KARAKOÇ Sezai (1989a). “Hâtıralar III”, Diriliş, Sayı: 3, 8 Ağustos
KARAKOÇ Sezai (1989b). “Hâtıralar XXVI”, Diriliş, Sayı: 26, 16 Ocak
KARAKOÇ Sezai (1989c). “Hâtıralar XXX”, Diriliş, Sayı: 30, 13 Şubat
KARAKOÇ Sezai (1989d). “Hâtıralar XL”, Diriliş, Sayı: 40, 21 Nisan
KARAKOÇ Sezai (1989e). “Hâtıralar XLI”, Diriliş, Sayı: 41, 28 Nisan
KARAKOÇ Sezai (1989f). “Hâtıralar XLV”, Diriliş, Sayı: 45, 26 Mayıs
KARAKOÇ Sezai (1989g). “Hâtıralar XLIX”, Diriliş, Sayı: 49, 23 Haziran
KARAKOÇ Sezai (1989h). “Hâtıralar XLVII”, Diriliş, Sayı: 57, 18 Ağustos
KARAKOÇ Sezai (1989ı). “Hâtıralar LXI”, Diriliş, Sayı: 61, Eylül
KARAKOÇ Sezai (1989j). “Hâtıralar LXIX”, Diriliş, Sayı: 69, 10 Kasım
KARAKOÇ Sezai (1989k). “Hâtıralar LXX”, Diriliş, Sayı: 70, 24 Kasım
KARAKOÇ Sezai (1989l). “Parti ve Biz”, Diriliş, Sayı: 66,
KARAKOÇ Sezai (1991a). “Hâtıralar CIX”, Diriliş, Sayı: 123-124, 16 Şubat- 27 Mart
KARAKOÇ Sezai (1991b)“Hâtıralar CXI”, Diriliş, Sayı: 127-128, 20 Ağustos
KARAKOÇ Sezai (1992) “Hâtıralar CXIII”, Diriliş, Sayı: 131-132-133, 5 Şubat
KARAKOÇ Sezai (1995). Çağ ve İlham II, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (1976). Diriliş Neslinin Amentüsü, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (1997). Edebiyat Yazıları I Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (2007). Edebiyat Yazıları II, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (2006). Gün Doğmadan, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (2004). Gündönümü, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (1989a). “Hâtıralar XXX”, Diriliş, S. 30, 13 Şubat
KARAKOÇ Sezai (1989b). “Hâtıralar XLI”, Diriliş, S. 41, 28 Nisan
KARAKOÇ Sezai (2012). İnsanlığın Dirilişi, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (2013). İslâmın Dirilişi, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (2005). Makamda, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (1980). Sütun, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARAKOÇ Sezai (2013). Yitik Cennet, Diriliş Yayınları, İstanbul
KARATAŞ Turan (1998). Doğu’nun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç, Kaknüs Yayınları, İstanbul
KILIÇ Mahmut Erol (2007). Sufi ve Şiir-Osmanlı Tasavvuf Şiirinin Poetikası, İnsan Yayınları, İstanbul
KİRENCİ Mustafa, Diriliş Akımının Ekseni: Medeniyet Perspektifi, Sakarya Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya 1997.
Kur’ân-ı-Kerîm ve Açıklamalı Meâli (1997) TDV Yayınları, Ankara
Mevlânâ (1984). Fîhi Mâ Fîh, Trc: Ahmet Avni Konuk, Haz: Selçuk Eraydın, İz Yayıncılık, İstanbul
TAŞDELEN Vefa (2000). “Yazgının Şiiri” Yedi İklim, S.126, Eylül
Hece-Diriliş Özel Sayısı, Yıl:7, S.73, Ocak 2003.
Yedi İklim-Üstad Sezai Karakoç’a(Özel Sayı), c. 6, S.: 44-45, Kasım Aralık 1993.
Yedi İklim-Sezai Karakoç’un Şiiri Özel Sayısı, c.13, S. 126, Eylül 2000.
Kitap Dergisi-Kendisi Olabilen ve Kendisi Kalabilen Bir Düşünür Şair: Sezai Karakoç(Özel Sayı), Yıl:13, S. 93, Aralık 1998.
Ludingirra-Dosya: Sezai Karakoç, Üç Aylık Şiir Dergisi, S. 9, Bahar 1999.
Türk Edebiyatı Dergisi-Doğu’nun Yedinci Oğlu Sezai Karakoç (Dosya), S. 347, Eylül 2002.
Madde Yazım Bilgileri
Yazar: PROF. DR. MÜNİRE KEVSER BAŞ
Yayın Tarihi: 05.09.2019
Güncelleme Tarihi: 20.12.2020
Eser Adı | Yayın evi | Basım yılı | Eser türü |
---|---|---|---|
Çağdaş Batı Düşüncesinden | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1997 | Çeviri |
Çağ ve İlham I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1978 | Makale |
Çağ ve İlham II | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1979 | Makale |
Çağ ve İlham III | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1998 | Makale |
Çağ ve İlham IV | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1996 | Makale |
Çıkış Yolu I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2002 | Röportaj |
Çıkış Yolu II | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2002 | Röportaj |
Çıkış Yolu III | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2003 | Röportaj |
Dirilişin Çevresinde | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1988 | Makale |
Diriliş Muştusu | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1980 | Makale |
Diriliş Neslinin Amentüsü | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1976 | Makale |
Düşünceler I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1995 | Makale |
Düşünceler II | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1997 | Makale |
Edebiyat Yazıları I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1982 | Makale |
Edebiyat Yazıları II | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1986 | Makale |
Edebiyat Yazıları III | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2000 | Makale |
Farklar | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1979 | Makale |
Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1998 | Makale |
Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi II | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1998 | Makale |
Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi III | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1998 | Makale |
Gündönümü | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1979 | Makale |
Gün Saati | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1986 | Makale |
İnsanlığın Dirilişi | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1978 | Makale |
İslâm | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1997 | Makale |
İslâmın Dirilişi | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1975 | Makale |
İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1979 | Makale |
Kıyamet Aşısı | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1986 | Makale |
Makamda | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1980 | Makale |
Mehmet Âkif | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1974 | Biyografi |
Mevlâna | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1999 | Biyografi |
Parti ve Biz | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1989 | Makale |
Ruhun Dirilişi | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1979 | Makale |
Samanyolunda Ziyafet | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2004 | Makale |
Sütun | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1980 | Makale |
Sûr | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1979 | Makale |
Şiirler Gün Doğmadan | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2018 | Şiir |
Şiirler I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1978 | Şiir |
Şiirler II Şahdamar-Körfez-Sesler | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2011 | Şiir |
Şiirler III Hızırla Kırk Saat | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2008 | Şiir |
Şiirler IV Taha'nın Kitabı, Gül Muştusu | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2007 | Şiir |
Şiirler V Zamana Adanmış Sözler | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2005 | Şiir |
Şiirler VI Ayinler/Çeşmeler | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1977 | Şiir |
Şiirler VII Leylâ ile Mecnun | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2010 | Şiir |
Şiirler VIII Ateş Dansı | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2016 | Şiir |
Şiirler IX Alınyazısı Saati | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2013 | Şiir |
Tarihin Yol Ağzında -iki röportaj- | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1999 | Röportaj |
Unutuş ve Hatırlayış | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1998 | Röportaj |
Varolma Savaşı | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1997 | Makale |
Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1999 | Makale |
Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı II | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1999 | Makale |
Yitik Cennet | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2001 | Makale |
Yunus Emre | Diriliş Yayınları / İstanbul | 1974 | Biyografi |
Batı Şiirlerinden | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2015 | Çeviri |
İslâmın Şiir Anıtlarından | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2015 | Çeviri |
Armağan | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2012 | Tiyatro |
Piyesler I | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2013 | Tiyatro |
Hikâyeler-I Meydan Ortaya Çıktığında | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2013 | Hikâye |
Hikâyeler-II Portreler | Diriliş Yayınları / İstanbul | 2012 | Hikâye |
http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/karakoc-sezai
FACEBOOK YORUMLAR