Prof İlber Ortaylı gerçek Hürrem'i anlattı

TBMM trafından hazırlanan ''Harem ve Cariyelik'' adlı kitabın tanıtımı yapıldı. Tarihçi İlber Ortaylı, toplantıda ilginç bilgiler verdi.

Prof İlber Ortaylı gerçek Hürrem'i anlattı
13 Kasım 2011 - 23:15

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, haremde cariyelik konusunun televizyon dizilerinde de gündeme gelmesinin toplumda bir merak yarattığını belirterek, ''Harem konusu sadece özel hayatla ilgili kavram değil, aynı zamanda devlet idaresiyle de ilgili önemli bir kurumdur. Sarayların sorumlusu da biz olduğumuz için konuyu daha iyi anlatmak için bu kitabı hazırladık'' dedi.

Cemil Çiçek, Dolmabahçe Sarayı'nda ''Harem ve Cariyelik'' adlı kitabın tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda, Dolmabahçe Sarayı'nı ziyaret edenlerin harem konusunda yoğun olarak sorular sorması üzerine, kitabın bir ihtiyaçtan dolayı hazırlandığını söyledi.

Kitabın değerlendirilmesinin yapılacağını ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
''Haremde cariyelik konusunun, artık televizyon dizilerinde de gündeme gelmesi toplumda bir merak yarattı. Harem konusu sadece özel hayatla ilgili bir kavram değil, aynı zamanda devlet idaresiyle de ilgili önemli bir kurumdur.

Sarayların sorumlusu da biz olduğumuz için konuyu daha iyi anlatmak için bu kitabı hazırladık. Merak edilen konularla ilgili olarak biraz daha bilgiye ihtiyaç var. Umut ediyorum, önümüzdeki dönemde bu konudaki yayınları zenginleştirmek mümkün olur. Bir reddiye iddiasıyla ortaya çıkmış bir eser değil. Belki reddedilen kısımlar da olabilir yazılanlar kısmında. Ama mütevazı bir kitap, daha çok katkı vermek için yapıldı.''

-''Cariyelerin çuvallarla denize atılması abartılı bir dedikodudur''-

Milli Saraylar Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı da kitabın harem müessesesi üzerindeki soruları karşılamak için kaleme alındığını belirterek, toplantıya katılan köşe yazarlarının sorularını yanıtladı.

Ortaylı, Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas'ın, ''Cariyelerin çuvallara konarak, denize atıldığı doğru mu?'' sorusuna, ''3. Mehmet ve 3. Murat döneminde şehzadelerin katli çok abartılmıştır. 3. Murat biliyorsunuz 5 kardeşinin ölüm emrini vermek zorunda kaldı.

Çünkü Anadolu'da bir takım bölücü hareketler vardı. Şehzadeler yönlendiriliyordu. Bu yüzden öldürüldüler. Bu durum, insanların nefretine ve protestolarına neden oldu ve çok dedikodular çıktı. Bu olaylar vardır, ama adet değildir. Cariyelerin çuvala konup denize atılması da bu sırada çıkan abartılı dedikodulardandır'' yanıtını verdi.

Barlas'ın, ''Nasıl valide sultan olunuyordu?'' sorusunu üzerine de Ortaylı, şunları söyledi:
''Herkesin bir valide sultan olması söz konusu değildi. Valide sultan olanların da çok acıklı hayat yaşayanları vardı. Hepsinin hayatı öyle çok da yaver gitmedi. Haremde iyi bir eğitim verilir, oturma kalkma ve görgü kuralları öğretilirdi. Hürrem Sultan haremin öne çıkan isimlerinden biridir. Ukraynalı bir kadındı. Herhalde geldiği yer de okuma yazma biliyordu.

Tipi de bugünkü Hürrem değildi, daha çok Litvanya güzeliydi. Çok güzel şiir ve edebiyat biliyordu. Yazdığı şiirler, Osmanlı'nın şiir dünyasında zikrediliyor. Türkçesi çok güzeldi. O yüzden mutlaka aksanı da güzeldi. Şiirdeki vezin ve aliterasyon düzeltir insanı. Valide sultanların cahil olanı, pek parlak olmayanları da vardı.''

-Kitapta, cariyelik kavramı üzerinden 19. yüzyıl haremi ele alındı-

Beylerbeyi Sarayı Müdür Yardımcısı Cengiz Göncü de TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığınca saray, köşk ve kasırların etrafında şekillenen zengin tarihi ve kültürel birikimi gün ışığına çıkarmaya ve ilgilileriyle buluşturmaya devam ettiğini belirterek, ''Harem ve Cariyelik'' kitabının Osmanlı sarayının en merak edilen yönlerinden biri olan harem yaşamını ele aldığını söyledi.

Göncü, hakkında yazılan, çizilenlere rağmen, bu konuda derin bir araştırma ve nesnel yaklaşımlı çalışmaların henüz bu merakı gereğince karşılayacak kadar çok olmadığını ifade ederek, tarihi sorumlulukla hareket eden Milli Saraylar Daire Başkanlığının konuyu akademik bir dikkat ve arşiv çalışmasıyla ele aldığını kaydetti.

Saray hayatıyla ilgili nitelikli yayınlarına, ''Harem ve Cariyelik'' isimli kitapla bir yenisini daha eklediklerini belirten Göncü, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kitapta, cariyelik kavramı ve bu kavram üzerinden 19. yüzyıl haremi ele alınıyor. Ayrıca harem ve Harem-i Hümayun kavramlarının irdelendiği ve 19. yüzyılın genel ortamında Osmanlı sarayında harem yaşamına ait genel görünüme yer veriliyor. Haremle ilgili çalışmaların genel özellikleri ve bu konudaki hatalı bilgilerin nedenleri üzerinde de duruluyor.

Kitapta daha geniş bir bölüm ise cariyelik kavramına ayrılıyor. Cariyelerin sadece padişah dairesinde olmadığı, valide sultanın, şehzade ve sultan efendilerin de cariyesi olduğu belgelerle ortaya konuyor. Böylece cariyenin sarayda bir hizmet sınıfı olduğuna açıklık getiriliyor. Cariyelerin saraya hangi yollardan temin edildiği, hiyerarşileri, saraydaki yaşamları belge ve yaşayanların anıları ışığında ele alınıyor.''

ALINTI:SONDEVİR


 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum