Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün yazdı: "Kur'an'ın Arzuladığı Toplum"
Kur'an'ın Arzuladığı Toplum
Kur'an'ın bireyi toplumla irtibatlandırma ve onu bu ilişkilerin kazandırdığı tecrübeyle hayat ırmağına katma hedefi, İslam vahyinin hemen başlangıcında kendini açığa vurmuştur.
Hira dağında tek başına inzivaya çekilen Hz. Peygamber'i, Allah, ıssızlığın ortasından almış şehirlerin anası denilen Ümmu'lKura'nın yani Mekke'nin tam ortasına taşımıştır. Zira gelen vahyin kudretinin test edileceği yer tam da şehrin merkezidir. Şehirleri değerden yoksun bırakmamak için peygamber gönder
diğini söyleyen ilahi beyanı bu bağlamda okumak gerekir. Vahyin temel amacı, insanlar arasındaki doğal ilişkileri işbirliğine dönüştürmektir. Havanın, toprağın, suyun ve güneşin işbirliği nasıl bir ağaca hayat veriyorsa, toplumu oluşturan bireylerin amaçlı işbirliği de insanlara hayat veren ahlaki değerlerin
yeşereceği bir topluma hayat verir. Kur'an'ın örnek toplum modelini bu işbirliği yaratır. Sarp yokuş, böyle bir toplum modeli yaratma arzusunu içinde banndırmaktadır. Bu toplumun inşasında kullanılan anahtar terimlerden biri, tayyib(e)dir. T-y-b (taibe-yetibu) kökünden türeyen bu terim, bir yandan ideal toplumun ipuçlannı verirken, bir yandan da içinde yaşadığımız toplumu derinden derine eleştirmektedir. Diğerkamlığın hedeflendiği böyle bir toplumda, insan şu alanlarda en mükemmeli yaratmaya çağnlmaktadır:
1. Hayırlı nesil (zurriyyeten tayyibe) - (3/Al-i İmran, 38).
2. Yaşanabilir temiz çevre (mesakine tayyibe) - (9/fevbe, 72;
3. Temiz hava (rihin tayyibe) - (10/Yünus, 22).
4. Güvenli iletişim (kelimetin tayyibe) - (14/İbrahim, 24).
5. Sağlıklı gıdalar (şeceretin tayyibe) - (14/İbrahim, 24).
6. Temiz toplum (hayatün tayyibe) - (16/Nahl, 97).
7. Sağlıklı/etkili İletişim (tahiyyeten tayyibe) - (24/Nür, 61).
8. Güvenli binalar/düzenli yerleşim (mesakine tayyibe) - (61/ Saff, 12).
İnsanca, yaşanabilir bir toplumun bütün unsurlarını Kur'an-ı Kerim bu terimler üzerinden vermekte ve insanları böyle bir yaşam kurmanın mücadelesine çağırmaktadır. Yaşadığımız toplumun kalitesini, yukarıda anılanlara kıyaslayarak tespit etmemiz mümkündür. Böyle bir toplumsal yapının yaratılmasında her birey kendi bilgisi ve gücü oranında sorumludur. Bunun içindir ki Kur'an, toplumsal yapıyı, 'İnandım.' diyen bir
mü'minin bu iddiasını test etmesine imkan veren bir laboratuvar olarak sunar. Özgürlüğe ihtiyacı olanı özgürleştirmek, aç olanı giydirmek, hastayı sağaltmak vb. ancak bu toplumsal yapı içinde mümkündür ve insanın imanı bütün bu eylemleri tetikleyen bir iç dinamizme ve sağlamlığa sahipse sahibini buralara taşıyabilir. Kur'an, imanın test edildiği bu alanlara sarp yokuş adını vermektedir. lyilih de bu ilişkiler ağı dikkate alınarak tanımlanmaktadır. Aşağıdaki ayette iman esaslarını ve bu esasların kök saldığı kalp ve zihnin yaratacağı amelleri bu çerçevede düşünmek gerekir... Sarp yokuşun eteğinde insan (syf. 15-16)
FACEBOOK YORUMLAR