OSMANLI ŞEHZADESİ EVLENİYOR

Sultan V. Murad ve Sultan V. Mehmed Reşad’ın torunu Osman Selaheddin Osmanoğlu, bugünlerde tatlı bir telaş içinde. Üç çocuk, sekiz torun sahibi Osmanoğlu, felsefe öğretmeni Candan Günen ile 22 Nisan’da Çırağan Sarayı’nda evleniyor. “Geç evlenmem ailemizde bir istisna değil” diyen Osmanoğlu, müstakbel eşine tek taş yüzük aldı, balayına da gidecek.

OSMANLI ŞEHZADESİ EVLENİYOR
02 Nisan 2012 - 11:37

 

Siz hem anne hem baba tarafından Osmanlı üyesisiniz. Değil mi?

Osman Selaheddin Osmanoğlu: Baba tarafından dedem Sultan V. Murad, anne tarafından dedem ise Sultan V. Mehmed Reşad. İkisi de Sultan Abdülmecid’in oğulları. Babam Şehzade Ali Vasıb Efendi ise Sultan Murad’ın torununun çocuğu. Babam, 1903’te Çırağan Sarayı’nda dünyaya gelmiş. Annem Emine Mukbile Sultan, büyükbabası Sultan Reşad padişah iken 1911’de Dolmabahçe Sarayı’nda doğmuş. Sultan Reşad vefatına, yani 1918’e kadar, sarayda yaşadı. Babam Galatasaray Lisesi’ni bitirdi, sonra harp okuluna gitti, subay oldu. Ne yazık ki bir süre sonra padişahlık ve halifelik lav edildiğinde, 1924’te tüm aile sürgüne gönderildi. Babam 21 yaşındaydı. Annem ve babam birbirlerini ilk kez sürgüne giderken tren yolculuğunda tanımış. Nice’e yerleştikten seneler sonra 1931’de evlendiler. 1935’te ise Mısır’a gittiler, ben İkinci Dünya Savaşı sırasında Mısır’da doğdum.18 yaşıma kadar Mısır’da yaşadım. İskenderiye’de yaşıyorduk, bir İngiliz okulunu bitirdim. 1958’de lise öğrenimimi tamamlayınca İngiltere’ye gittim yüksek tahsil için. Yeminli mali müşavirlik okudum. Mesleğim muhasebe ve finans. 19 yaşımda, tahsilim devam ederken çalışmaya başladım. 54 yaşımda emekli oldum.

Karşı komşuda tanıştık

Ne zamandır Türkiye’de yaşıyorsunuz?

O.S.O.: 1974’e kadar yasak olduğu için memleketime gelemedim. Sonrasındaki 20 sene boyunca gelir gider, tatil yapardım. En fazla iki hafta kalırdım. Emekli olduktan sonra 90’ların ortasından itibaren birkaç ay kalmaya başladım. 2004 yılında bu evi satın aldım, o zamandan beri burada yaşıyorum. İngiltere’de de evim var, ara sıra gidiyorum. Çocuklarım, torunlarım ve arkadaşlarım orada.

Siz Candan Hanım?

Candan Günen: Ankara doğumluyum. İlkokul yıllarımda oradaydım. Sonra İstanbul’a taşındık, uzun yıllar Beylerbeyi’nde ikamet ettik. Orta ve lise öğrenimimi Kandilli Kız Lisesi’nde tamamladım. İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü’nü bitirdim. Ardından doktora yapma hevesine kapıldım. Sonra devlet okullarında felsefe öğretmenliğine başladım. 12 yıl sonra ayrıldım. Ardından bir şirkette bir süre eğitim danışmanlığı yaptım. Lise yıllarımdan beri amatör olarak tiyatroyla ilgileniyordum. Bir arkadaşım vasıtasıyla TRT ile tanışıklığımız oldu, birkaç belgeselde sanat yönetmenliği yaptım. Kızımın doğumundan sonra yani yaklaşık 19 yıldır çalışmıyorum.

Nasıl tanıştınız peki?

C.G.: Ben Kandilli Kız Lisesi’nde okurken Beylerbeyi’nde yaşıyorduk. 1995’e kadar annem şu an bulunduğumuz binanın karşısındaki apartmanda oturuyordu. Şu an bulunduğumuz yerde ise arkadaşım yaşıyordu.

O.S.O.: Karşı komşum, Candan’ın çocukluk arkadaşı Nilgül Hanım. Ben bu binaya taşındıktan sonra bir gün beni yemeğe davet etti. Yemeğe Candan da davetliydi. Komşuda tanıştık (gülüyor).

Özel bir bağı düşünmemiştim

Görür görmez mi hoşunuza gitti?

O.S.O.: Evet, öyle diyebilirim.

Siz ne düşündünüz Candan Hanım?

C.G.: Aslında benim tarih merakım yüzünden tanıştık. Osman Efendi bu evi satın alalı dört-beş sene olmuştu. Arkadaşımdan duymuştum bu evde hanedan ailesinden bir kişinin yaşadığını. Sonra aradan birkaç yıl geçti. Arkadaşım yani şu an Osman Efendi’nin karşı komşusu, Osman Efendi’nin babasının hatıratını bir kitap haline getirdiğinden, bu kitabın yayımlandığından bahsetti. Tarihe meraklıyım, kitabı okudum, arkadaşıma ‘Tanışalım, kendisine sorularım olacak, eğer yanıt vermek isterse’ dedim. Bir yemeğe ikimizi de davet etti ve tanıştık.

Tanıştıktan sonra ne düşündünüz?

C.G.: Özel bir bağ hiç aklıma gelmedi.

Peki o özel bağ nasıl oldu?

C.G.: O bize kalsın (gülüyor). Zaten biz tanıştıktan az sonra Osman Efendi İngiltere’ye gitti.

O.S.O.: Bir süre hiç görüşmedik. Sonra tekrar görüştük. Zaman içerisinde yakınlaştık.

Yüzükler Kapalıçarşı’dan

Candan Hanım’a nasıl evlenme teklif ettiniz?

O.S.O.: Yavaş yavaş oldu. Nişan teklifi yaptım, Kapalıçarşı’ya gidip yüzük aldım.

Tek taş da aldınız mı?

O.S.O.: Aldım. Geçen yıl 21 Şubat’ta nişanlandık.

Evlilik için neden bir yıl beklediniz?

C.G.: Kızım Cansu geçen yıl lise son sınıftaydı, üniversiteye hazırlanıyordu. Onun düzenini bozmak istemedim. Şimdi İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde okuyor.

Cansu ile iyi anlaşıyor musunuz?

O.S.O.: Tabii iyi anlaşıyoruz.

Siz Osman Efendi’nin çocuklarıyla nasıl anlaşıyorsunuz?

C.G.: Çok seyrek görüşüyoruz, yurtdışında yaşıyorlar. Birbirimizi çok tanıdığımızı söyleyemem. Bir de aramızda dil problemi var. Benim İngilizcem zayıf, onların da Türkçesi.

O.S.O.: Candan Fransızca bilir, benimkiler maalesef bir İngilizce bilirler. Onlar büyürken çok çalışırdım, eve geç gelirdim. Anaları İngiliz, evde İngilizce konuşurlardı. Onun için pek Türkçe konuşamadım ama birlikte tarih, İslamiyet üzerine çok çalıştık. Şimdi Türkçeyi çat pat biliyorlar, Candan da İngilizce öğreniyor.

Her şeyin bir zamanı varmış

Evlilik kararı almanıza çocuklarınız ne dedi?

O.S.O.: Benimkiler beklemiyordu. Bunca sene analarından boşanmışım, aradan uzun seneler geçmiş, babalarının bir daha evlenmeyeceğini düşünmüşlerdir.

C.G.: Kızım yaşından olgun bir çocuktur, ilk duyduğunda ‘Sen nasıl mutlu olacaksan’ dedi. Tabii karşısındaki insan da çok önemli. Osman Efendi’ye büyük saygı ve sempatisi var.

O.S.O.: Cansu’yu çok daha iyi tanıyorum çünkü sık sık görüyorum. Candan çocuklarımı yılda bir kez görür.

Bu yaşadığınız aşkı nasıl tanımlarsınız?

O.S.O.: Birbirimize ‘hayat arkadaşı’ diyoruz.

C.G.: Çok şükür hayat arkadaşımızı bulduk. Bundan sonrası için sağlık diliyoruz.

Keşke daha önce tanışsaydık diyor musunuz?

C.G.: Her şeyin bir zamanı olduğuna inanıyorum.

O.S.O.: Çok önce olsaydı, Candan’ın okulda küçük bir çocuğu vardı ve evlenmeyi istemezdi. Ben de evde küçük bir çocuğun olmasını istemezdim.

Beni Osman Efendi’nin samimiyeti çekti, güven duygusu çok önemli

İkiniz de daha önce bir kez evlendiniz. Tekrar aşık olmak nasıl bir şey?

Candan Günen: Herkesle yaşanan his, her insan farklıdır. Eşimden ayrılalı 16 yıl olmuştu.

Osman Selaheddin Osmanoğlu: Benim de 16 yıl olmuştu. Yani biz iki-üç sene önce boşanmış insanlar değiliz. Uzun müddet yalnız başımıza yaşadık. Birden bire başkasını bulup evlenelim diye düşünmedik.

C.G.: Boşandığımda kızım üç yaşındaydı. Dolayısıyla evlenmeyi hiç düşünmedim. Tek endişem onun eğitimi, yetiştirilmesiydi. Kendime yeni bir hayat asla düşünmüyordum ama ileri yaşlarda olabilir diyordum. Önümü kapatmamıştım, ‘Aman ne kadar kötü bir şey evlilik, mutsuz oldum, bir daha hayır’ filan demedim.

Sizi birbirinize ne çekti?

C.G.: Osman Efendi’nin samimiyeti ve sıcaklığı.

O.S.O.: Çok hakikatli birisi. Hep doğruyu söyler, itimadım tam.

C.G.: Güven duygusu çok önemli.

Birlikte kitap yazacağız

İleri yaşlarda herhalde başka şeyler daha önemli hale geliyor.

C.G.: Tabii. Çok doğru söylüyorsunuz. Daha olgun bir aşk diyelim. Gençlik gibi olmuyor.

Kıskanç mısınız?

O.S.O.: Ben değilim.

C.G.: Ben çok (gülüyor). Hissederim! Bir başkasının ona bir ilgisi varsa hissederim. Görmezden gelemem.

O.S.O.: ‘Kıskanç değilim’ dedim ama kıskanmam için bir sebep olmadı.

Birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız?

O.S.O.: Okuma yapıyoruz, tarihle ilgili. Bir kitap hazırlama projemiz var: Ailemle ilgili bir kitap çalışması. Birlikte yapacağız.

C.G.: Müzik ortak zevkimizdir. Konser ve opera izlemekten hoşlanırız. Tarihi yerleri gezmeyi severiz.

Osmanoğlu soyadını alacaksınız. Bu nasıl bir mesuliyet getiriyor size?

C.G.: Bu soyadını taşımak bir sorumluluk istiyor. Bunun bilincindeyim tabii ki.

Üzerinizde bir baskı yaratıyor mu?

C.G.: Hayır. Ben zaten sade yaşarım. Çevrem kısıtlıdır, yeni insanlara açık değilimdir, değişikliği çok sevmem. Bu nedenle bir baskı hissetmiyorum.

Dedelerimin yaşadığı sarayda evleneceğim

Ne zaman evleniyorsunuz? Bildiğim kadarıyla düğün yapacaksınız.

Osman Selaheddin Osmanoğlu: Yapacağız ama küçük bir düğün. 22 Nisan’da Çırağan Sarayı’nda olacak.

Gelinlik giyecek misiniz?

Candan Günen: Gelinlik değil, bir kıyafet hazırlatıyorum.

O.S.O.: Ben siyah smokin giyerim muhtemelen.

Kimler katılacak?

C.G.: Aileler ve yakın arkadaşlarımız.

Neden Çırağan Sarayı?

O.S.O.: Sultan V. Murad orada 28 yıl zorunlu ikamet etti. Resan Hanım ile Çırağan Sarayı’nda izdivaç yaptı. Onun oğlu Mehmed Selaheddin Efendi, orada beş kez evlendi. Onun oğlu büyükbabam, büyükannem ile yine orada evlendi. Büyükbabam ve babam da orada doğdu. O yüzden orası benim evim gibi (gözleri doluyor). Şimdi de moda oldu orada evlenmek.

Kraliyet ailelerinden davetliniz olacak mı?

O.S.O.: Hayır. Ama bizim ailede başka kraliyet ailesine mensup olanlar var. Mesela Mısır Hidivinin torunlarını davet ettim ama onların anneleri Neslişah Sultan, bir Osmanlı Sultanı olduğundan dolayı.

Osmanlı’nın diğer üyeleri evlilik kararınız için ne dedi?

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum