Osman Batur / Zarema Memetova

Osman Batur / Zarema Memetova
12 Mart 2020 - 17:54

Osman Batur

 “Ben ölebilirim ama, dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecek”

Pek çoğumuz Osman Batur’u nedense bilmez. Bu, bir bakıma bizim kendimizi unutuşumuzdur.

1940 ‘lı yıllarda Çin baskı ve zulmü iyice yoğunlaşmıştı. Çinlileri protesto eden Türkler, ‘isyancı’ oldukları bahanesiyle tutuklandı. Resmî makamlar, Türklerin ellerindeki silâhları toplamaya başladılar. Babası ve ailesinden bazı kişiler, silâhlarını Çin askerlerine teslim etti. Osman Beğ, “Bu gün silâhımızı alanlar, yarın canımızı da alırlar. Ben silahımı Çinlilere vermem.” dedi ve tek başına dağa çıktı. Savaştan başka kurtuluş yolu olmadığına inanıyordu.

Başlattığı mücadele aynı gün destek gördü. Arkasından ilk gidenler arkadaşı Süleyman ve büyük oğlu Şerdiman oldu. Mücadele 1941 yılı Ekiminden 1943 yılı Temmuzuna kadar gerilla savaşı şeklinde devam etti. Efsanesini peşinden sürükleyen Osman Batur 22 Temmuz 1943’te Altayları Çinlilerden tamamen temizlemişti. Bulgun’da yapılan bir törende Osman Batur, Altay Kazak Türklerinin Han’ı ilân edildi. Han, mücadelesini sürdürdü. Altay Geçici Halk Cumhuriyeti Başkanlığına seçildi. 1944 - 1945 yıllarında, Tanrı Dağları’nın kuzeyinde bulunan Doğu Türkistan’daki Kazak Türkleri’nin yaşadığı bölgeleri de Çin istilâsından kurtardı. 1945 yılının Ekim ayından 1947 yılının Şubatına kadar üç vilâyetten oluşan Doğu Türkistan hükümetinin askerî ve mülkî âmiri olarak vali sıfatıyla görev yaptı. Şubat 1947’den Eylül 1949’a kadar Doğu Türkistan Cumhuriyeti koalisyon hükûmetinin aslî üyesi olarak görev yaptı.

Kızıl Çinliler, Doğu Türkistan’ı bugün de olduğu gibi asıl sahiplerine asla bırakmak niyetinde değillerdi. Mücadele yeniden kızıştı. Çinliler on kat fazla asker, silah ve cephaneyle saldırıyorlardı. Osman Batur ve beraberindeki mücâhidler, sayıca kendilerinden 10 kat fazla ve modern silâhlarla donanmış düzenli orduya karşı savaşa devam ettiler. 1949 yılında Osman BATUR daracık bir dağ bölgesine sıkışmıştı. Başlangıçta 30 bin savaşçı olan kuvveti 1950’de kadın ve çocuklar dahil 3-4 bine inmişti. Son sığındığı yer Gez Kurt bölgesiydi. Karakışta hayvanlar dağlarda barınamıyor, eteklere inmeye mecbur oluyorlardı. 1951 şubatında komünistler yine bir baskın hücumu yaptılar. Kazakların büyük bir kısmı yine baskından kurtuldu. Osman BATUR’UN kızı Azapay’la birlikte birçok kadın-kız Çinlilerin eline düştü. Osman BATUR onları kurtarmak için bir geçitte 200 kişilik bir düşman birliğine tek başına hücuma geçti. Çok sayıda düşmanı öldürdü. Ancak cephanesi bittikten sonra Kamambal Dağı’nda yakalandı.

Tung-Huang şehrine götürüldü. Ellerinden ve ayaklarından zincirlerle bağlanarak zindana atıldı. Her gün kesintisiz işkence görüyor, kendisine yardımcı olan Türk’leri ele vermesi için sıkıştırılıyordu. Çeşitli işkencelerden sonra bir atın üzerine bindirilip “Doğu Türkistan’ı, Çinlilerden kurtaracağım diyen adamın hâline bakın” diyerek sokak sokak dolaştırdılar. Bu hâlde bile bağımsızlık için mücadele edenlerin yolunu aydınlatacak bir meş’ale idi. Osman BATUR her sokakta “Ben ölebilirim ama, dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecek” diye haykırdı.

Çinliler, işe yarayacak bilgi alamayacaklarını anlayınca Osman Batur’u göstermelik bir mahkemeye sevk ettiler. Mahkeme, önceden verilmiş kararı, 19 Nisan 1951 tarihinde açıkladı: “Devrim düşmanlığı suçundan idam...”Karar, 29 Nisan 1951 tarihinde infaz edildi: Urumçi’de önce kulaklarını, sonra kollarını kestiler, daha sonra da kurşuna dizerek şehit ettiler. 20. yüzyılın en anlamlı mücadelelerinden birinin kahramanı olan Osman Batur Doğu Türkistan’ın Milli Kahramanı olarak geleceğe önemli izler bıraktı.

Bu Makale, Tavrida National V.I. Vernadsky Universitesine Rusca olarak Tercüme edilmiştir.

Zarema Memetova

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 5 Yorum
  • Sağınç
    3 yıl önce
    Kırım Tatarlarının diğer Türk bölgeleri ve konuları ile ilgilenmesi çok güzel. Bu son yıllarda beğenerek izlediğimiz bir durum. Her Türk boyu diğerlerinin problemlerini anlar ve ilgilenirse yardımlaşma, ortaklaşma artacaktır. Bilgi güçtür, çalışmak uğraşmak ve açılmak lazım. Sağolun Zarema hanım.
  • Sağınç
    3 yıl önce
    Kırım Tatarlarının diğer Türk bölgeleri ve konuları ile ilgilenmesi çok güzel. Bu son yıllarda beğenerek izlediğimiz bir durum. Her Türk boyu diğerlerinin problemlerini anlar ve ilgilenirse yardımlaşma, ortaklaşma artacaktır. Bilgi güçtür, çalışmak uğraşmak ve açılmak lazım. Sağolun Zarema hanım.
  • Sağınç
    3 yıl önce
    Kırım Tatarlarının diğer Türk bölgeleri ve konuları ile ilgilenmesi çok güzel. Bu son yıllarda beğenerek izlediğimiz bir durum. Her Türk boyu diğerlerinin problemlerini anlar ve ilgilenirse yardımlaşma, ortaklaşma artacaktır. Bilgi güçtür, çalışmak uğraşmak ve açılmak lazım. Sağolun Zarema hanım.
  • Sağınç
    3 yıl önce
    Kırım Tatarlarının diğer Türk bölgeleri ve konuları ile ilgilenmesi çok güzel. Bu son yıllarda beğenerek izlediğimiz bir durum. Her Türk boyu diğerlerinin problemlerini anlar ve ilgilenirse yardımlaşma, ortaklaşma artacaktır. Bilgi güçtür, çalışmak uğraşmak ve açılmak lazım. Sağolun Zarema hanım.
  • Sağınç
    3 yıl önce
    Kırım Tatarlarının diğer Türk bölgeleri ve konuları ile ilgilenmesi çok güzel. Bu son yıllarda beğenerek izlediğimiz bir durum. Her Türk boyu diğerlerinin problemlerini anlar ve ilgilenirse yardımlaşma, ortaklaşma artacaktır. Bilgi güçtür, çalışmak uğraşmak ve açılmak lazım. Sağolun Zarema hanım.